TURİZMİN SESİ
Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen İstanbul Dersleri ana başlıklı bilimsel eğitim programlarına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu tarafından verilen Osmanlı Devrinde İstanbul'un İmarı konferansıyla devam edildi. Çobanoğlu, Mimarlar Odası, Mimar Sinan'ı Anmıyor dedi.
Tanınmış akademisyen, bilim adamı ve siyasetçilerle eğitim programlarını sürdüren Marmara Belediyeler Birliği, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu'nu, birlik üyesi belediyelerin yönetici ve personeliyle buluşturdu. Programın açılış konuşmasını yapan MBB Yazı İşleri Müdürü Züver Çetinkaya, Birliğin çalışmaları hakkında genel bilgi verdikten sonra, İstanbul Dersleri programının, büyük bir ciddiyetle sürdürülmeye devam edeceğini dile getirdi.
İstanbul'un, Osmanlı'nın eline geçtikten sonra kültürel, sosyal, ticari ve mimari açıdan geliştiğini, özellikle cami ve külliyelerin mimari estetiğine büyük önem verildiğini belirterek söze başlayan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu, erken dönem Osmanlı mimarisi olarak da bilinen 1453-1500 yılları arasında, estetik anlamda gelişmenin başladığını vurguladı. Çobanoğlu, 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman Sultan'ın, babası Yavuz Sultan Selim adına Mimar Acem Ali'ye yaptırdığı Sultan Selim Camii ve Külliyesi ile, Osmanlı-Türk mimarisinde büyük öneme sahip olan kubbelerin de gelişmeye başladığını söyledi.
Konferansın büyük bölümünü Mimar Sinan'a ve eserlerine ayıran Çobanoğlu, Osmanlı Mimarisi'nde Mimar Sinan'ın çok önemli bir yer tuttuğunu belirtirken, 1539 yılında, günümüzde Bayındırlık Bakanlığı'na eş düşen Mimarbaşılık makamına getirilen Mimar Sinan, imparatorluğun gücünü simgeleyen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp uygulanmasında birinci derecede rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü olduğu çağında yaşayan Mimar Sinan, I. Süleyman (Kanuni), II. Selim ve III. Murat olmak üzere üç padişah döneminde mimarbaşılık etmiştir ve yapılarında gerçekleştirdiği deneyler ve yeniliklerle, Osmanlı-Türk mimarlığını doruk noktasına ulaştırmıştır. Mimar Sinan, dünyanın en büyük yapı sanatçılarından biridir derken, 1588 Yılında vefat eden Mimar Sinan, asırlar geçmesine rağmen dünya çapında hatırı sayılan bir yapı sanatçısı olarak hâlâ anılır ve tanınırken, Mimarlar Odası'nın Mimar Sinan'ı anmamasını anlamak mümkün değildir diyerek sözlerini tamamladı.