Metropolis Antik Kenti Kazıları sona erdi

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Sabancı Vakfı'nın işbirliğiyle Metropolis Antik Kenti’nde sürdürülen 2016 yılı kazı çalışmaları sona erdi

TURİZMİN SESİ

Kazı çalışmalarında bulunan cam ve seramikler kentin üretim pratikleri ve ticaret hayatına dair yeni ipuçları ortaya çıkardı. Roma Hamamı’nda, havuzların ısıtıldığı ateşlik bölümünden dönüştürüldüğü düşünülen bir cam üretim fırını bulundu. Hamamın diğer kısımlarında da cam üretimi izlerinin görülmesi, Erken Bizans Dönemi’nde işlevini kaybeden hamam yapısının bir Cam Üretim Atölyesi olarak kullanılmış olabileceğini düşündürüyor. Atölyenin konumu ve kiliseye yakınlığı, atölyenin kilisenin kontrolünde kurulduğuna ve kilise ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile işletildiğine işaret ediyor. Aşağı Roma Hamamı ve Zeus Krezimos kutsal alanında bulunan ve Ephesos, Knidos, Parion ve Atina üretimi oldukları anlaşılan çok sayıda seramiğin ise Metropolisliler tarafından ithal edilip kullanıldığını gösteriyor. 

 
Kentte ortaya çıkan yapılar, halkın sosyal hayatı önemsediğini gösteriyor
Seramik buluntuların Metropolis ile diğer bölgelerdeki üretim merkezlerinin etkileşim içinde olduklarının göstergesi olduğuna dikkat çeken Metropolis Antik Kenti Kazı Başkanı Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serdar Aybek “26 yıldır tarihin izlerini sürdüğümüz Metropolis’te bu yıl çalışmalarımız ağırlıklı olarak Aşağı Roma Hamamı-Palaestra’da devam etti. Yaklaşık 6 bin metrekarelik alana kurulu olan Aşağı Roma Hamamı-Palaestra’nın kentin en büyük yapı kompleksi olduğu anlaşıldı. Palaestra ve çevresindeki mozaik döşemeli galeriler, havuzlar ve yeme-içme ile ilgili mekânlar, kentte yaşayanların sosyal hayata değer verdiğini gösteriyor. Burada bu sezon bulduğumuz cam fırını ve cam işçilikli parçalar dönemin sosyal, kültürel ve ticari ilişkileri hakkında önemli ipuçlarına ulaşmamızı sağlayacak.” dedi.  
 
 
Geçen yıl kazı sezonunda keşfedilen Zeus Krezimos kutsal alanının hatlarının da belirginleşmeye başladığını anlatan Serdar Aybek  “M.Ö. 1.’inci yüzyıla ait olduğu düşünülen kutsal alanın çevresinde bulunan Hıristiyan mezarları ve cenaze töreni ritüellerine işaret eden bulgular, alanın M.S. 13’üncü yüzyıla kadar önemini yitirmediğini gösteriyor. Kutsal alandaki çalışmalar önümüzdeki sezonda yoğunlaşacak.” dedi. Kutsal alanın bulunmasıyla Zeus’a addedilmiş Krezimos sıfatının ilk kez Metropolis’te kullanıldığı anlaşılmıştı.
 
2016 yılı kazı çalışmalarına dair açıklama yapan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan “Sabancı Vakfı olarak Metropolis Antik Kenti kazı çalışmalarını destekleyerek, kültürel mirasımıza kazandırmayı amaçlıyoruz. Her sezon daha da derinleşen çalışmalar neticesinde sosyo-kültürel anlamda Metropolis ile ilgili yeni veriler elde ediliyor. Aşağı Roma Hamamı-Palaestrası’ndaki uzun yıllardır devam eden çalışmalarda sona gelindi. Özverili çalışmalarından ötürü Doç. Dr. Serdar Aybek ve ekibine ne kadar teşekkür etsek az... Onların tüm bu çabaları sadece Metropolis’e değil, dönemin uygarlıklarına dair araştırmalara da kaynak sağlıyor.” dedi.
 
Metropolis Antik Kenti Ören Yeri geçtiğimiz yıl ziyarete açıldı
‘Ören yeri’ statüsü kazanan Metropolis, geçtiğimiz yıl ziyaretçilere kapılarını açtı. Antik Kent, İzmir Arkeoloji Müzesi tarafından DÖSİMM (Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü) adına satışa çıkarılan biletler veya müze kart ile gezilebiliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi adına yürütülen proje, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önemli katkıları yanında, Sabancı Vakfı ve Torbalı Belediyesi tarafından destekleniyor; MESEDER (Metropolis Sevenler Derneği) ile yurt içi ve yurt dışından farklı üniversiteler de Metropolis’in arkeolojik alan çalışmalarına katkı sağlıyor. Bugüne kadar Türkiye ve dünya arkeoloji dünyasını heyecanlandıran birçok yeni buluntu ve eserin gün yüzüne çıkartıldığı kazılar gelecek sene de devam edecek.