Matbah-ı Amire ziyarete açıldı

Osmanlı İmparatorluğu'nun 400 yıl boyunca idare merkezi olarak kullanılan Topkapı Sarayı'nın birçok bölümü gibi restorasyonu tamamlanan Matbah-ı Amire yani Saray Mutfağı da yeniden ziyarete açıldı

TURİZMİN SESİ

Topkapı Sarayı’nın müdürü Doç. Dr. A.Haluk DURSUN Matbah-ı Amire’nin açılış konuşmasını yaptı.Beraberindeki ekibi kürsüye davet ederek basına tanıttı ve teşekkür etti  Konuşmasının ardından  Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'i  kürsüye davet etti
 
 
Törende yaptığı konuşmada, Topkapı Sarayı’nın çok önemli bir mekan olduğunun altını çizen Bakan Ömer Çelik, şunları söyledi:“Ben bu mekana çok önem veriyorum, her santimetrekaresiyle ilgileniyorum.
 
 
O sebeple bu mekanda olan her gelişmeye, her açılışa, her yeniliğe katılıyorum. Çünkü medeniyetimizin kodlarının barındığı bir mekan. 
 
 
Binlerce yıllık geçmişe sahip bir şehirdeyiz. Roma ve Osmanlı gibi tarihe damga vurmuş iki büyük imparatorluğun ve medeniyetin mirasçısıyız. 1500 yıl boyunca hükümranlık başkenti olmuş bir medeniyetler merkezi, 400 yıl süreyle Cihan Devleti’nin idare, eğitim ve sanat merkezi olarak hizmet vermiş bir mekan burası.
 
 
Topkapı Sarayı bugünkü tanımlamayla döneminin ‘süper gücü’ olan bir devletin idare merkezi olmakla beraber aynı zamanda devletin en seçkin kademelerinde istihdam ettiği kadroları yetiştiren bir eğitim kurumu.Bugün etrafımızdaki kimlik çatışmalarına, etnik çatışmalara baktığımızda bu devletin aynı zamanda bir arada yaşama modeli olarak da ne kadar kıymetli tecrübeler sunduğunu görüyoruz.
 
 
 
İnsani ihtiyaçların başında elbette yeme ve içme zorunluluğu geliyor. Bugün itibariyle gastronominin giderek yükselen bir değer olmasına baktığımızda da bugünkü faaliyetimiz daha da önemli bir hale geliyor. Esasen zaruri ihtiyaç olan bu zorunluluk, zamanla toplumların kültür anlayışının da önemli bir bölümünü teşkil etmeye başladı.
 
 
 
Fatih Sultan Mehmed Topkapı Sarayı’nı kullanmaya başladıktan sonra teşrifat usulünü yani bugünkü dille yemek protokolünü ve yemek adabını da belirlemişti. Bu yüzden mutfak, saray yaşamında ve kültürümüzün belleğinde önemli bir yer tutmaktadır. 
 
 
Saray mutfağı Osmanlı İmparatorluğunun gelişme ve büyümesine paralel olarak büyük bir gelişme göstermiş sarayın ileri gelenleri bir sofra etrafında toplanması devrin en büyük sosyal hareketlerinden biri olarak kalmıştır.Osmanlı sarayı ve özellikle İstanbul mutfağı İmparatorluğun yükselme döneminde daha zengin bir düzeye ulaşmıştır.
 
 
Bugün açılışını yapacağımız Mutfaklar Bölümü; saray hiyerarşisinin çeşitli grupları ve Divan toplantıları sırasında Kubbealtı’nda görev yapan devlet erkanına, dışarıdan Saraya gelenlere, yeniçerilere ve diğer askerlere hizmet vermekteydi.”
 
 
50 PROJE TAMAMLANDI 
Sur-u Sultani alanı içindeki 2006-2013 yılları arasında, Bağdat Köşkü, Alay Köşkü, Kubbealtı, Köşk ve odaları, Has Ahırlar, Kule Kapıları, Hırka-i Saadet Dairesi, Harem Hünkar Salonu ve Müzik Odası gibi bölümleri ile Topkapı Sarayı Silah Seksiyonu ve Saltanat Arabaları gibi sarayın en güzel bölümlerinin restorasyonu, bakım, onarım ve teşhir-tanziminin yer aldığı 50 proje ve uygulama işi tanımlanarak ve tamamlanarak 65 milyon liralık bir ödenek kullanılmıştır.
 
 
Bugün itibariyle başta Sur-u Sultani bütünsel projeleri olmak üzere Gülhane Hastaneleri, Topkapı Sarayı Hazine Bölümü, Seferliler, Kilerli, Zülüflü Baltacılar ve Küçük Oda koğuşları, III. Ahmet Kütüphanesi, Valide ve Sultan hamamları ile Karaağalar Mescidi’nin bakım ve onarımları ile devam eden bütün projeler, 25 proje civarında ve bunların uygulama işlerinin tamamlanabilmesi için 85 milyon liralık bir bütçe ayrılmış durumdadır.
 
 
Kuşkusuz böylesine eşsiz yapıların ve değerlerin bir arada olduğu bir yerde yapılacak daha çok işi var.Bu nedenle yakın bir gelecekte tamamlanmak üzere şimdiden Sur-u Sultani Surları’nın etaplar halindeki restorasyonu, Beşirağa Camii ile yine Saray alanı içinde bulunan çeşitli yapı gruplarının bakım-onarımını da içine alan 18 proje ve uygulama işinin de 110 milyon liralık bir bütçenin çerçevesinde tamamlanacağını sizlere bildirmek istiyorum