TURİZMİN SESİ-SEDAT KARAGÖZ
Beyazıt ÖZTÜRK Tarafından Sunulan 10. Yıl Kutlamasında LÖSEV Lösemili Çocuklar Korosu Tüm İzleyenleri Gözyaşlarına Boğdu.Konuk Sanatçı Levent YÜKSEL ve Gitarist Bekir KÜÇÜKAY Eşliğinde Fahir ATAKOĞLU Konseri İzleyenleri Adeta Büyüledi
Gece Beyazıt Öztürk'ün duygu dolu bir konuşmasıyla başladı. Daha sonra Yıldız Çankaya'nın Koreografisinde, LÖSEV Lösemili Çocuklar Okulundan lösemiyi yenen Ece Yıldız ve Meleği Balet İsmail Eraslan'ın performansı izleyenler tarafından büyük alkış aldı.
Coşkulu bir kalabalık tarafından izlenen gecede LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Dr. Üstün Ezer tarafından kurulduğu 1998 yılından bu güne dek Vakfın yaptığı çalışmalar, ulusal ve uluslararası başarıları, hizmet götürülen 5000 i aşkın lösemi hastası çocuk ve onların ailelerine sağlanan destekler hakkında ki çalışmalar anlatıldı.
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Dr. Üstün Ezer tarafından bundan sonra da aynı azim ve hevesle çalışmaların süreceği ve tüm halkımızın bu çalışmaların bir parçası olması gerektiği vurgulandı
Daha sonra sahne alan LÖSEV Lösemili Çocuklar Korosu Ağlama Değmez Hayat, Gülnihal ve Fahri Atakoğlu eşliğinde Memleketim isimli parçayı seslendirdiler. Beyazıt Öztürk'ün de bir parçaya eşlik ettiği LÖSEV Korosu izleyenler tarafından büyük alkış topladı.
Birçok firmanın sponsorluk destekleri ile düzenlenen gecede sahne alan sanatçılarda tamamen lösemili çocuklara yardımcı olmak, onları yaşatmak için büyük bir özveriyle geceye hiçbir ücret almadan katıldılar.
LÖSEV 10. YIL GECESİ PROGRAM:
19.00 Kokteyl
20.03 Beyazıt ÖZTÜRK Açılış Sunumu
20.10 Meleklerin Dansı Performansı- Lösemiyi Yenmiş Çocuğumuz
20.15 LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün EZER'in Konuşması
20.25 Ödül Töreni -10. Yıl Gurur Plaketi Takdimi
20.45 LÖSEV Lösemili Çocuklar Korosu
21.00 Fahir Atakoğlu Konseri -Konuk Sanatçı Levent Yüksel ve Ünlü
Gitarist Bekir Küçükay'ın Katılımlarıyla
Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Dr. Üstün EZER'in konuşması:
"Bu akşam 10.'cu yılımızı kutluyoruz. Hepimiz çok heyecanlıyız Hepimiz mutluyuz, gururluyuz. Umarız nice 10 yılları yaşarız hep birlikte 20. -40.-50. yıllarımızı da kutlarız sizlerle.
Kanaatimce LÖSEV bir başarı öyküsüdür yoktan var edilen büyük bir eserdir, sayfalara sığmayan bir destandır. LÖSEV bu ülkenin moral kaynağıdır güven kapısıdır. Son günlerde ayakta dimdik duran nadir abidelerindendir.
Kim var bu güçlü kuruluşun arkasında? Bir Holding mi, ya da Devler kuruluşlarımı ya da bir tarikat mı veya yabancı güçler mi? Hiç birisi yok
Bir avuç insanın kurduğu ve yaşattığı bu güzide kuruluşun arkasında Halk var. Evet, LÖSEV gerçek bir sivil toplum hareketidir.
Kim idare ediyor bu kadar bu kadar büyük bir yapıyı. Onlarca yönetici yüzlerce danışmanı binlerce çalışanı mı? Ya da büyük büyük halkla ilişkiler şirketleri mi, reklâm devleri mi, finans kuruluşları mı? Bunların hiç birisi yok LÖSEV'de.
Peki, kim var bu başarı öyküsünün arkasında: Koskocaman bir AİLE var.
Yöneticisi, çalışanı, lösemili çocukları, anne babaları, gönüllüleri ve hayırsever Türk İnsanı ile sımsıkı kucaklaşmış LÖSEV Ailesi var.
Bir'de LÖSEV' de kalın siyah ve kırmızıçizgiler var;
Lösev'deki her şey lösemili çocukların ve ailelerinindir. Bağışlanan her kuruş ya da
tane lösemili çocuklar için kullanılacaktır.
Gereksiz hiçbir harcama yapılmayacak, bir damla su ya da bir sayfa yaprak bile
tasarruf edilecektir.
Hemen hemen hiçbir şey satın alınmayacak, her şey bağış olarak temin edilecek
Ve ya üretilecektir.
Her şey kayıt altında ve belgeli olacak, çalışkanlıktan, üretkenlikten, dürüstlükten
asla taviz verilmeyecektir.
Bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu eşsiz insan Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke
ve devrimlerinden 1 milimetre bile sapılamayacaktır.
Lösemili çocuklar ve ailelerinin durumları ne kadar zor olursa olsun, yaşadıkları ne
kadar acı ve perişan olursa olsun onlar sergilenerek bağış istenmeyecek,
yaptıklarımız ve yapacaklarımız anlatılacaktır.
Lösemili çocuklar için kişisel mücadeleler yerine tümüne yönelik çözümler üretecek
kalıcı projelere ağırlık verilecektir.
Geriye dönüp 10 yıl içerisinde neler başardığımıza bakarsak, yaptığımız en önemli işlerimiz başında;
Çocuğu lösemi tanısı alan bir anne babanın ilk başvuracağı; kendisini güvende hissedeceği, maddi desteklerin yanı sıra psikolojik olarak sıkıntılarını paylaşacağı sıcak ve çıkarsız bir yuvanın olması çok önemlidir. 10 yıl önce 35 lösemili çocukla çıktığımız yolculukta Türkiye genelinde 5000'den fazla ailemizin olması büyük önem taşımaktadır. Böyle bir kanser örgütü dünyanın hiçbir yerinde bulunmamaktadır.
Diğer bir konu; Löseminin tedavi edilebilen ve genel olarak (kanserin) önlenebilen bir hastalık olduğunu topluma kabul ettirmemizdir. Bugün gururla söyleyebiliriz ki lösemi hastalığı modern tedavi yöntemleri, steril ve hijyenik ortamlar iyi beslenme ve hayata sımsıkı bağlanarak %90 lara varan oranda tamamen tedavi edilmektedir.
Türkiye'nin ilk ve tek lösemili çocuklar hastanesini Vakfımızın kuruluşundan 2 yıl sonra yani hayata geçirmenin ve burada yüzlerce çocuğumuzu tamamen parasız tedavi etmenin mutluluğunu,gururunu yaşıyoruz.
Yine okula hijyenik endişelerle gönderilmeyen, kabul edilmeyen, yada dışlanan, tecrit edilen lösemili çocuklarımız için ülkemizin ilk ana ve ilköğretim okullarını açtık,
Hasta yakınlarının aylarca sokaklarda veya hastane koridorlarındaki sandalyelerde çağdışı bir şekilde aç susuz parasız yaşamalarını önledik,4 yıl önce hizmete açtığımız konuk evimizde yüzlerce ailemizi tamamen ücretsiz misafir ettik.
Yine; lösemili çocuklarımızın annelerini ve lösemiyi yenmiş, sağlığına kavuşmuş olan gençlerimiz için açtığımız meslek edindirme kursları ve üretim atölyeleri,
Sosyal etkinlikler ve psikolojik destekler verdiğimiz lösemili çocuklar evlerimiz ile burada ayrıntısına giremeyeceğim binlerce etkinlik ve proje ile gerçekleşen 10 yılda 40 yıllık işler başardık.
Bir ülkümüz var; öyle bir mücadele başlatmalıyız ki kanser hastalıklarının kökünü kurutmalıyız. Bu gidişle yılda 300 bin yeni kişiyi yani 50 yıllık yaşamımızda 5 kişiden birini pençesine alacak lösemi canavarlarına karşı adeta bir kurtuluş savaşı başlatarak en az sayılara indirmeliyiz.
Ve bizlere kanser araştırmalarına, tedavilerine, aşılarına daha fazla kaynak aktararak bilimsel çalışmalarımızla da dünyaya örnek olmalıyız. Ve LÖSEV bir ülküsünü gerçekleştirerek önce lösemi hastalığının tedavideki başarı oranını % 100'lere çıkartmalı, sonra da lösemi hastalığını tamamen ortadan kaldırmalıdır.
Sizler de buna inanıyorsanız ve "ben de varım" diyorsanız. Yarın 11.yılımızın ilk gününden itibaren bu ailenin bir üyesi olarak daha çok çalışmanızı ve destek vermenizi rica ediyoruz.
Konuşmamı sabırla dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum ve sonunu şöyle bitirmek istiyorum.
"Unutmayalım ki lösemili çocuklarımız için uzatacağınız en küçük bir yardım eli bile onları yaşama bağlayan en kuvvetli bağlar olacaktır. Sizler bu toplumda iyi ki varsınız ne olur onları yalnız bırakmayalım