TURİZMİN SESİ
Ülkü Kutluer, Parion Antik Kenti'nin kazı yapıldığı alanın bir kısmının babası Mustafa Rafet Kutluer tarafından emekli olduktan sonra satın alındığını söyledi. Babasının, buraların daha sonra sit alanı ilan edileceğini bilmesinin mümkün olamayacağını ifade eden Kutluer, "Ancak şu anda hayatta olsaydı eminim çok memnun olurdu.
Çünkü arazilerinin değerlendiğini düşünürdü. Biz de çok memnunuz" dedi. Kutluer, şu anda kazı yapılan alanların kendisi ile 3 kardeşine ekonomik anlamda getirisi bulunmadığını, ilerleyen dönemde ise getirinin ortaya çıkmasına sevineceklerini kaydetti.
Yaklaşık 5 yıl önce antik kentte başlayan kazılarda ele geçirilen tarihi parçaların köy halkına gösterilmesi amacıyla bir kahvehanede sergilendiği günü hiç unutamadığını belirten Kutluer, kendi arazilerinde başlayan kazı sürecini şöyle anlattı: "Köyümüzün bu kazılar sayesinde daha da sosyal ve turistik bir hal alacağı için çok duygulandım.
O dönemde bizim yerlerimiz kazılmıyordu ama gerçekten çok mutlu oldum. Ertesi yıl bizim arazilere gelindi. Kazı ekibi tarafından çadır kurulmak istendi. Buna izin verdik. Devlet müsaade ettikten sonra zaten bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor. Sonra yapılan görüşmelerin ardından kazılara başlandı. Buna hiç bir zaman karşı gelmedik. Biz Cevat hoca ile kazı ekibindeki çocuklarla birlikte olmaktan çok mutluyuz."
Kazı başkanı Prof. Dr. Cevat Başaran da Kutluer'e kazılar için verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Antik kentteki arazinin çoğunun Kutluer'in tapulu malı olduğuna işaret eden Başaran, "Onunla sözlü olarak anlaştık. Kazıların yapılması için muvafakat verdi. Şu anda onun arazisi sınırları içinde yer alan antik tiyatro ile Roma villasını kazıyoruz" dedi.
Prof. Dr. Başaran, bölgenin kamulaştırılmasını istediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: "Antik kentin yer aldığı Kemer köyü öyle bir yer ki el attığınız, kazma vurduğunuz her yer özel mülkiyete ait. Kazı için bunların hangisine gitseniz kamulaştırma gerekecek. Öncelikle üzerinde tarım yapılmayan, kullanılmayan araziden başlamak istedik.
Şu anda tiyatronun olduğu alan kimse tarafından herhangi bir amaç için kullanılmıyor. Yasa gereği devletin yer altındaki kültür varlıklarını çıkarma yetkisi var. O yetkiyi de kanun adına Kültür ve Turizm Bakanlığından verilen izinle ben kullanıyorum." Kamulaştırmanın çok uzun zaman aldığını, devletin öncelik sırasına göre kamulaştırma yaptığını söyleyen Başaran, "1997 yılından itibaren bölgeyle ilgilenmeye başladık. Yüzey araştırmaları yaptık, gezdik ve Parion'da müthiş bir tahribat olduğunu tespit ettik. Bu tahribata 'dur' diyebilmenin tek yolu kazı yapmak, kenti sahiplenmekti" diye konuştu.