Korona sonrası yeme içme sektörünü neler bekliyor ?

Tüm sektörlerde olduğu gibi geçirmiş olduğumuz bu salgın turizm sektörünü de olumsuz etkiledi

TURİZMİN SESİ


Sektörde salgın sonrasına ilişkin turizm aktivitelerinin nasıl olacağına dair aksiyonlar ve öngörüler yavaş yavaş şekilleniyor. Son dönemlerde turizmde medyada oluşturulan her şey dahil sistemini kaldırmak ile ilgili bir çok bilgiler paylaşılıyor. Türkiye ve Dünya bir süre önce oluşturulan bu sisteme ayak uydurmuş durumdadır ve kaldırılması çok zordur. 

Bir salgın dönemi geçirilmektedir, bu dönem etkisinin biraz uzun soluklu olacağı bir salgın sürecidir. Lakin bu süreçte başarılı bir şekilde geçirilecektir, ilk olarak lokal seyahatler başlayacak, sınır ötesi seyahatler bir süre az olacak, konseptlerde de tabii ki değişiklik olacaktır, fakat bu durum her şey dahil konseptini kaldıracak boyutta değildir.

Bu hususta hijyen ve gıda güvenliği uygulamalarında önemli adımlar atılması gerektiği kanaatindeyim. 
Başlangıç olarak, misafirler için bağışıklığı güçlendiren besleyici adımlar atılmalıdır.

  • Tüketim alışkanlığımızın değişeceği bu süreçte, misafirlerin tükettiği yemeklerin lezzeti kadar reçete içeriğinde bağışıklığı kuvvetlendirici besinler ile desteklenmesi gerekmektedir.

           Üretimin hijyen ve gıda güvenliği şarjlarına, uygun olarak hazırlanması çok daha ön planda olmalıdır. 

 

  • Üretim ekibi, mutfak çalışanları gıda işleme ve üretimi sırasında ekstra önlemler almalı ve kontrol mekanizması güçlendirilmelidir. Kişisel hijyen önlemleri arttırılmalı, maske bone zorunlu hale getirilmelidir. Kalite kontrol birimleri, gıda güvenliği birimleri aksiyonlarını arttırmalıdır. 

Mesafeli oturma düzeni sağlanmalıdır.

  • Tüm restoran ve a la carte restoranlarda masa ve kişi mesafesi baz alınarak bir oturma düzeni sağlanmalıdır.

Servis ve sunum aksiyonları otomasyon sistemi ile gerçekleştirilmelidir.

  • Servis ve sunum şekilerinde olabildiğince misafir temasını azaltacak şekilde organize edilip,  otomasyona uygun olacak şekilde otomatlara, robotlara yer verilmelidir. Yazılım sistemi programlama sistemlerine daha fazla önem verilerek bu otomasyon sistemleri desteklenmelidir.

Tarihte de görüldüğü gibi, bugün de yaşayarak bir salgının hayatımızda, sosyal yaşamımızda ve alışkanlıklarımızda olabilecek değişikliklerini her birlikte görüyoruz. Bu gibi değişimlerle birlikte, yaşam tarzımızda, alışkanlıklarımızda; sağlık, hijyen ve gıda güvenliği egemen olacaktır.

Yüksek Gıda Mühendisi 
Hüseyin Doğan BOZKURT