TURİZMİN SESİ
TÜROB Başkanı Timur Bayındır, ziyarette yaptığı konuşmada, turizm sektörü için en önemli beklentinin gelir artırıcı girişimlerin hızlandırılması olduğunu belirterek, uluslararası kongre ihalelerinde ülkemizin avantajlarıyla öne çıkması KDV muafiyeti uygulanmasının faydalı olacağını dile getirti. Bayındır, konaklama sektöründe aşırı yatırım arzına da değinerek, teşviklerin yeni yatırım yerine yenileme amacıyla verilmesi gerektiğinine dikkat çekti. Bayındır, Atatürk Havalimanı’nın kapatılma sürecinin bölgedeki otelleri olumsuz etkileyeceğine de işaret etti.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) yönetimi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. TÜROB Başkanı Timur Bayındır’ın yanı sıra Başkan Yardımcıları Müberra Eresin ve Armin Zerunyan, Genel Sekreter, Hediye Güral Gür, Yönetim Kurulu Üyeleri Taner Yallagöz ve Nuri Kalyoncu ile TÜROB Genel Müdürü İsmail Taşdemir’den oluşan TÜROB heyeti Ankara temasları kapsamında Bakan Yardımcıları Nadir Alpaslan ve Ömer Arısoy’u da ziyaret etti. TÜROB heyeti, Bakan Ersoy’u ziyaretinde bir de rapor sunarak, konaklama sektörünün kısa vadede beklentilerini dile getirdi. TÜROB Başkanı Timur Bayındır, ziyarette yaptığı konuşmada, şu anda turizm sektörü için en önemli beklentinin gelir artırıcı girişimlerin hızlandırılması olduğunu belirterek, “Özellikle gelir ve nitelikli misafir bakımından en önemli turizm segmentlerinden biri olan kongre turizmindeki girişimler artırılmalı” dedi.
Yatırım İzleme Kurulu önerisi
Uluslararası kongre ihalelerinde ülkemizin avantajlarıyla öne çıkması için ihale özelinde kongre kapsamına KDV muafiyeti uygulanmasının faydalı olacağını dile getiren Bayındır, “Kongre turizmi için ülkemize gelmesi talep edilen dernek, şirket veya kurumların, kongre merkezi, konaklama, aracılık hizmetleri gibi kongre harcamalarının KDV’den muaf olması tercih sebebi oluyor” diye konuştu. Turizmde yeniden yapılanma için Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşen 3. Turizm Şura’sı sonuçları ve kararları hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Bakanlık tarafından Türkiye turizminin tanıtımı ve pazarlaması yönünde sürdürülen çalışmalara sektör örgütlerinin de dahil edilmesi gerektiğini kaydetti. Turizm yatırımlarındaki plansızlığın ve konaklamada aşırı ortadan kaldırılması için ‘Yatırım İzleme Kurulu’ oluşturulmasını öneren Bayındır, ‘Yatırım Teşvik Sistemi’nin de revize edilmesi, teşviklerin yeni yatırım yerine yenileme (renovasyon) amacı ile verilmesi gerektiğini dile getirdi. Atatürk Havalimanı’nın kapatılma sürecinin bölgedeki otelleri olumsuz etkileyeceğine de işaret eden Bayındır, yeni havalimanıyla birlikte Atatürk Havalimanı’nın da faaliyetlerine devam edebileceğini vurguladı.
TÜROB tarafından Bakan Ersoy’a sunulan raporda özetle şu görüşlere yer verildi:
ŞÛRA KARARLARI HAYATA GEÇİRİLMELİ
* Turizmde yeniden yapılanma sağlanabilmesi için turizmi pek çok farklı açıdan özel komisyonlarla ele alan 01-03 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşen, 3. Turizm Şura’sı sonuçları ve kararları sürratle hayata geçirilmeli. Bu yöndeki gelişmeler sektörle paylaşılmalı.
TELİF HAKLARI İÇİN HAVUZ SİSTEMİ
* Bakanlığınızca hazırlanan ‘5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı’nda Sektörümüzün beklentileri doğrultusunda düzenleme yapılmalı. Tüm hakları kapsayan tek muhataplık ve tek ödeme sisteminin (havuz sistemi) getirilmesi, Telif hakları uygulamasının tabana yayılması ve bu konuda kullanıcıları mağdur etmeyecek yeni bir belgelendirme sistemi getirilerek düşük bedellerle kullanılmasının önünün açılması,Cezalar bölümünde, sektörümüz açısından işletmelerde yayınlardan ticari kazanç elde edilmediğinden ‘ekonomik suça ekonomik ceza uygulanması’ doğrultusunda düzenleme yapılarak hapis cezalarının kaldırılması,Otel odalarının, radyo ve TV yayınlarının izlenmesi açısından girişi ücretli umuma açık mahal olmadığının kabul edilmesi, bu yöndeki değişikliğin madde metninden çıkartılması, ayrıca girişi biletli olan umuma açık mahallerde de lisanslama için ayrı mesleki kuruluşlara yetki verilmemesi ortak lisans birliğinde bu sorunun çözümlenmesi.
KONGRE TURİZMİ YENİDEN CANLANLAMALI
Özellikle gelir ve nitelikli misafir bakımından en önemli turizm segmentlerinden biri olan kongre turizmindeki girişimler artırılmalıdır. Turizm sektöründe en önemli gelir gruplarından biri olan Kongre Turizmi misafirleri için, uluslar arası kongre ihalelerinde ülkemizin avantajlarıyla öne çıkması için ihale özelinde Kongre kapsamına KDV muafiyeti uygulanması fayda sağlayacaktır. Kongre Turizmi için ülkemize gelmesi talep edilen dernek/şirket veya kurumların, kongre harcamalarının (kongre merkezi, konaklama, aracılık hizmetleri) KDV’den muaf olması tercih sebebi olmaktadır. Muafiyet kongre sahibi kurum/şirket ya da kongre sahibi adına yetkili organizatöre sağlanmalıdır. Bununla beraber, kongre alanındaki altyapımızın gelişimi ve çeşitlenmesi anlamında, İstanbul Maltepe Belediyesi tarafından projelendirilen M’expo Center’ın hayata geçirilmesi konusunda girişimler desteklenmelidir.Turist başı harcamanın artması yönünde, gelir artırıcı turizm ürünlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Örneğin; Birliğimiz, Radisson Blu Kayseri ve THY işbirliğinde Temmuz ayı sonunda gerçekleştirilen Kayseri-Kapadokya Roadshow organizasyonu ile Ukrayna Pazarı için kültür+kış turizmi ürünü bir paket olarak tanıtılmıştır. Davet edilen tur operatörleri ve yetkililer ürün ve paket yönünde oldukça olumlu geri bildirim de bulunmakla beraber; ulaşım imkanın kısıtlı olması, İstanbul bağlantılarının yetersiz ve sabit zamanlarda olması sebebiyle, uçuş alternatifi sunulmasının zorunluluk olduğunu belirtmişlerdir. Kış turizmi, kültür turizmi, gastronomi turizmi gibi gelir artırıcı turizm ürünlerinde, hedef pazarlar için özellikle bireysel ve grup uçuş imkanlarının geliştirilmesi ve kolaylaştırılması oldukça önemlidir.
TANITIMA SEKTÖR DE DAHİL EDİLSİN
Bakanlığımızca, Türkiye turizminin tanıtımı ve pazarlaması yönünde sürdürülen çalışmalara sektör örgütleri de dahil edilmelidir. Ülkemizin ulusal ve uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetleri kapsamında hayata geçirilecek proje ve ajans çalışmalarına yönelik sektör örgütlerinin görüş ve önerilerinin alınması sektör işbirliğinin güçlenmesi ve kapsayıcı bir turizm stratejisi için oldukça fayda sağlayacaktır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önceden olduğu üzere, turizm sektör örgütleri ile ihale, fuar, çalıştay/workshop, değerlendirme vs tanıtım ve pazarlama çalışmalarının her aşamasında işbirliği yapması sağlanmalıdır. Yurtdışı tanıtım Bakanlık eşgüdümünde, sivil toplum temsilcileriyle birlikte yeniden tasarlanmalı ve yürütülmelidir.
PLANSIZ YATIRIMLARIN ÖNLENMESİ İÇİN İZLEME KURULU
Turizm yatırımlarının sürdürülebilir olarak planlanması için ‘Yatırım İzleme Kurulu’ oluşturulmalı, ‘Yatırım Teşvik Sistemi’ revize edilmelidir. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi uygulanmalıdır. Sürdürülebilir bir turizm ve rekabet koşulları açısından, otel yatırımlarının doğru planlanmasını sağlamak üzere, sektör kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı birlikteliğinde kurulacak ‘Yatırım İzleme Kurulu’ doğru planlamanın yanında bölgeler arası farklılıkları da giderecek, turizmde mevsimsellik ve bölgesellik sorunlarına çözüm getirecektir. Yatırım teşvik sisteminin revize edilerek turizm yatırımlarının talep ile orantılı olarak Anadolu illerimize yayılması, başta Antalya, İstanbul, Aydın ve Muğla illerimiz olmak üzere mevcut otellerimizin yıpranma sürecine girdiği dikkate alınarak, bu illerimize verilecek teşvik belgelerinde mevcut yatırımların modernizasyonu ve renovasyonu konusuna ağırlık verilmesi sağlanmalıdır. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun halen yürürlükte olan 16. Maddesinde yer alan ‘Elektrik, Su, Doğalgaz’ın en düşük birim bedelden ödenmesi EMREDİCİ KURALI uygulanmamaktadır, ilgili maddenin uygulanması en kısa süre içerisinde yeniden hayata geçirilmelidir.
İMAR BARIŞI’NA SİRKECİ DE DAHİL OLSUN
İmar Barışı uygulamasına başta Sirkeci olmak üzere Tarihi Yarımada içerisinde bulunan yapılar da dahil edilmelidir. 31 Aralık 2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılmış kırsal ve kentsel alanlardaki tüm yapılar “İmar Barışı” kapsamına alınmıştır. Sadece Boğazici Sahil Şeridi ve öngörünüm bölgesi ile İstanbul Tarihi Yarımadanın Sultanahmet ve Süleymaniye çevresi ve Gelibolu Tarihi Alan’da belirlenen yerler bu kapsamın dışında tutulmuştur. Uygulamadan, başta Sirkeci olmak üzere, bölgedeki tarihi eser ve kalıntının bulunduğu alanlarda yapılan bina ve yapılar hariç olmak üzere diğer yapıların hükümetimizce açıklanan “İmar Barışı”ndan yararlandırılması sağlanmalıdır. Bölgenin kültürel ve coğrafi dokusu dikkate alınarak, bina ve yapıların kendi özelinde değerlendirilmeye tabi tutulması ve “İmar Barışı”nın Tarihi Yarımada da tarihi eser niteliği taşıyan ve/veya silüet bozan yapılar haricinde kalan yapılar için de geçerli olacak şekilde düzenlenmesi gereklidir.
ATATÜRK HAVALİMANI’NIN KAPATILMA SÜRECİ
Atatürk Havalimanı’nın kapanma süreci sektörü olumsuz etkilemeyecek şekilde planlanmalıdır.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yeni sistemin ilk 100 günlük icraat programı olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Beştepe Millet ve Kongre Merkezi'nde açıklandığı üzere, İstanbul'da 3. havalimanının yolcu hizmetlerinin faaliyete geçmesiyle Atatürk Havalimanı, 29 Ekim 2018 itibariyle kademeli olarak kapatılacak ve bu alan Türkiye’nin en büyük Millet Bahçesine dönüştürülecektir. Söz konusu sürecin, bölgede yer alan otel işletmelerinin iş hacimlerinde yaratacağı etki ve sürecin sektörümüz açısından değerlendirilmesi bölge ve İstanbul turizmi için oldukça önemlidir. Dünyanın diğer metropol şehirlerindeki birden fazla havaalimanı faaliyet gösteriyor. Örneğin Londra’da 5, Moskova’da 6, Paris’te 3 havaalanı var. Atatürk Havalimanının çevresinde oluşan altyapı ve oluşturduğu ekonominin yanında ülkemizin milli güvenliğinin bekası için stratejik konumu dikkate alınarak havalimanının normal faaliyetlerine devam etmesi gerekmektedir.
Atatürk Havalimanı tamamen veya kısmen kapatılacak ise; İstanbul’un fuar&etkinlik merkezi eksikliği dikkate alınarak, havalimanı terminallerinin yeniden düzenlenerek ‘Fuar, Kongre ve Etkinlik Merkezi’ olarak değerlendirilmesi bölgenin mevcut gelişmiş altyapısı ve ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Bununla beraber, özellikle Disnayland benzeri uluslararası marka olan eğlence merkezleri/tema parklar ile anlaşma sağlanabilmesi ülke turizmimiz adına oldukça önemli bir atılım olacaktır.
Bölgedeki otel sayısı : 62
Bölgedeki toplam oda sayısı : 13.233
Toplam yatak sayısı : 27.000
Bölge otellerinin 2017 yılı ortalama doluluk oranı : Yüzde 62,5
Bölge otellerinin 2018 yılı ortalama doluluk oranı : Yüzde 80
2017 yılı konaklama geliri : 230,4 milyon Euro
2018 yılı konaklama geliri (yıl sonu beklenti) : 291,2 milyon Euro
Yan gelirleriyle sağladığı yaklaşık yıllık katma değer : 500 milyon Euro
Sağlanan istihdam :Çarpan etkisiyle 50 bin kişi