TURİZMİN SESİ
En iyinin düşmanı iyidir diye güzel bir söz vardır. Hafta sonu 15 kişilik TUYED heyetiyle ziyaret ettiğimiz KKTC'de (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) tanık olduklarımız, bu sözü doğrular nitelikteydi.
Şöyle ki KKTC'li turizmciler, yıllardır AB üyesi ülkelerden adaya turist çekmek için uğraşırken, yanı başlarındaki Türkiye'yi 'es' geçiyorlardı. Oysa yanı başlarında, yaptıkları harcamalardan dolayı Paris'te 'makbul turist' olarak kabul edilmiş bir kitle vardı
En iyiyi aramaktan vazgeçtikleri 2008'de 'Türkiye Yılı' kampanyası başlatıp, turizmde bir hareketlenmeye yol açtılar. Geçen yıl atılan bu adım, madolyonun bir yanında KKTC'nin yıllardır izolasyon altında yaşadığı, öbür yanında buna rağmen yapılabilecek şeyler olduğuna en iyi örnekti.
Geçen hafta tanık olduklarımız, 2008'deki değişimin şimdi yeni açılımlarla devam ettirileceğini gösteriyor. Bu saptamayı, KITSAB (Kıbrıs Türk Seyahat Acentaları Birliği) Başkanı Özbek Dedekorkut ve KITOB (Kıbrıs Türk Otelciler Birliği) Başkanı Mehmet Dolmacı ve DAU Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu Turizm Sektör Koordinatörü Nazmi Buldanlıoğlu ile yaptığımız sohbetlerden aldığımız bilgilerden yola çıkarak yapıyoruz.
İşaretlerin ne olduğuna gelecek olursak..Öncelikle Türkiye'den KKTC'ye doğrudan uçulan il sayısının önümüzdeki günlerde 11'den 13'e çıkarılacağını öğrendik. KKTC'li turizmciler, Suriye'nin Lazkiye kenti ile Gazimağusa arasında başlatılan gemi seferlerine, 15 Haziran'dan itibaren İsrail-Gazimağusa seferlerinin de ekleneceğini müjdeledi. İlk etapta haftada üç sefer yapacak pulman koltuklu gemi her seferinde 600 İsrailliyi adaya taşıyacak.
Atılan ve atılacak adımlar, KKTC'de kafalardaki izolasyonun yıkılmakta olduğu izlenimi yaratıyor. Adımlar, Bulutsuzluk Özlemi Grubu'nun 'Birşeyler yapmalı' şarkısındaki mantık çerçevesinde atılıyor gibi
KKTC'li turizmcilerden öğreniyoruz ki, 2010 için bile atımlar atılmış. Örneğin, İskandinav ülkelerinden adaya turist çekmek için kolları sıvamışlar. Buralardan turist taşıyan tur operatörleriyle temaslarını sıkılaştırıp, İskandinav ülkelerinden adaya turist çekmeyi deneyecekler.
Bu arada dönüş yolunda KKTH uçağının hostu ile aramızda geçen konuşma da başka bir gerçeği gözler önüne seriyor. Yememiz için verilen atıştırma kutusunun üzerindeki logo dikkatimizi çekti ve hosta anlamını sorduk. Böyle bir soruyla ilk kez karşı karşıya kaldığını belirten host, önce düşündü ardından logodaki ters 'S'lerden birinin altına nokta koyup muzipçe: 'Bence bu sorunuzun anlamı şu soru işareti. Baksanıza soru işareti adadaki çözümsüzlüğü ne güzel anlatıyor' diye ekledi.
Bize göre, sıra; peşinen kabullenilen 'çözümsüzlüğün' bir çözümü olduğuna herkesi inandırmaya geldi.