TURİZMİN SESİ
Bu yıl 43'üncüsü düzenlenen ITB Berlin turizm borsasını takip eden birçok Türk Internet siteleri ve medya kuruluşları sizlere günlük olarak fuar ile ilgili çok bilgiyi aktardılar. Türkiye hakkında söylenenleri, 2009 sezonu için yapılan yorum ve tahminleri sizlere sıcak sıcak hemen anında ulaştırdılar. Türkiye'nin diğer ülkelere kıyasla daha iyi satıldığını, Kuşadası'ndan Alanya'ya kadar sıralanan otellerimizin İspanya ve Yunanistan'dakilerden daha çok müşteri talebi gördüğü, Herşey Dahil ve 'düşük TL kuru'nun turistleri bu kriz yılında bir mıknatıs gibi Türkiye'ye çektiğini bol bol haber yaptılar.
ITB Berlin ve IPK International işbirliğinde her yıl düzenli olarak ITB Berlin Fuarı'nda açıklanan ITB World Travel Trends Report'un (Dünya Seyahat Trendleri Raporu) 2009 yılı bulgularına göre, 2009'da dünya turizmi yüzde 2 dolayında gerileyecek. Raporda; 2010 yılı da dahil olmak üzere gelecek birkaç yılda, turizmdeki gerileme ya da gelişme eğilimini küresel krizin boyutları, yaygınlığı belirleyecek.
Gerileme kesin, toparlanma belirsiz.
Pazarlama değil, turist koparma yarışı başladı... Herkes, çok acımasızca kendi şirketini düşünmek mecburiyetinde kaldı. 2009 sezonunun bir Last Minute yılı olacağını değişik yorumlarda defalarca yüksek ses ile vurgulandı. Dünya turizmcileri "2009 yara aldı, 2010 için daha gerçekçi, daha kalıcı ürün çalışmaları yapmalıyız" düşünceleriyle meşgul iken; öbür taraftan da kendi kariyerlerini sağlama almak için son derece telaşlı görünüyorlardı.
Bunlar ITB'de yüksek ses ile konuşulanlar ve her gazetede yazılı olanlar: Peki ITB'nin perde arkasında neler yaşandı, sessizce neler konuşuldu, en tepe yöneticiler arasında neler fısıldandı: En önemli soru ise; bu düşük cash flow ile bu değirmen ne kadar döner? Daha geçen seneki fuarda bu kıtada bunu açacağım, şu adada şunu alacağım diyen kuruluşların hepsi şimdi suskun. Şirketlerin vizyonları, en küçük vitese takınmış bir halde ağır yükle piyasaların yokuşuna doğru çıkıyorlar...
Ürün ve hizmet kalitesinin hemen yanına şirketlerin ekonomik direnme gücü konuluyor: ve soruluyor: Bu yüklü yapı ile bu şirket kriz devam eder ise ne kadar ayakta kalabilir? Bütün dünyada Airline'ler, tur operatörleri, seyahat acentaları arasında birleşmeler, satın almalar, iflaslar bekleniyor.
Gerçi Dünyanın bu en büyük turizm borsası ITB katılan turizmciler vakitlerini dışarıya karşı umut ve iyi niyet temennileri vererek geçirdiler ama çoğu artık gelişmelerin farkında.Dünyada kontrolsüz büyüme ve her koya hemen 11 ayda bir otel yerleştirme politikaları devam edemeyecek.Yeni yatırımların yavaşlaması ve mevcut yatırımların dünya pazarlarına sağlıklı entegrasyonu çok daha önemli: Zira eskiye nazaran çok daha sağlam yeni bir finans yapısı arayan dünya turizm yatırımlarında gerçek verimliliğe çok daha itibar edecek: verimlilik artmadan fiziki büyüme yok' Lehmann Brothers'in çöküşünden sonra kendi finans reyting kuruluşunu oluşturacak olan Avrupalılar Şirket ve marka'ların gerçek değerlerini tyeniden çok mdaha gerçekci ve reel olarak tespit edecekler.İçi boş, bol ambalajlı, verimsiz markalar ve şirketler tarihe karışacak. Ekonomide yeni anlayış ve Avrupa finans reyting mevzuatı turizm sektörünü de mercek altına alacak.
Yatırım ve pazarlamanın kuralları kalın kalem ile yeniden yazılacak
Doğayı tahrip edenlerin ürünlerine boykotlar gelecek. Piyasaları fiyat politikaları ile kirleten şirketler de verimlilik testinden geçemeyecek. Şirketler eskiye nazaran çok daha sıkı bir şekilde Uluslar arası kriterler ile takip edilecek: Turizmde 'kredibilite ve verimlilik' şirketler için en önemli vasıf, vazgeçilemez yaşam kaynağı olacak. Bir teorinin sonu... 2009 yılını kayıp bir yıl olarak değerlendiren Küresel turizm sanayisi artık iyice belirgin hale gelen yapısal sorunlarını masaya yatırmak mecburiyetinde olduğunu farkına varıyor. Bu kriz yılını da bu çalışma için bir vesile olarak görüyor.
Dünya turizmcileri artık kendimizi aldatmayalım:
Her tatilci turizm uzmanı olmuş... Tüketici artık çok bilinçli: Turizm terminolojisine öylesine sahip ki, bir uzman turizmciyi bile zorlayabilir. Ne istediğini çok iyi biliyor. Dahası, kimden daha iyi şartlarda daha çok hizmet alabileceğini de biliyor. Nerdeyse her tatilci, teknik açıdan bir turizm uzmanı olmuş. Tatilciler artık yüksek kalite standardını uygun fiyata talep etmesini öğrenmiş durumda. Tüketicinin krizde kendine güveni iyice arttı.. Cepteki paranın eridiği bir dönemde, tüketicinin son derece tedirgin olması gerektiğini düşünenler yanılıyor. Tedirgin olan tüketici değil, üretici. Ve tüketici bunun farkında. Kendi gücünü görmeye başladı. "Artık dizginler benim elimde" diyor. İnternetteki araştırma ve fiyat kıyaslama imkânından da alınan bir güçle, kendi kozlarını bilinçli olarak oynuyor. Valizleri hazır halde halen bekliyor.
Oyun tersine döndü...
Pazarlamacınız ne kadar uzman olursa olsun, oyun tersine döndü: Artık üretici, tüketiciye ne tüketmesi gerektiğini dikte edemiyor, tüketici, üreticiye ne üretmesi gerektiğini dikte ediyor. Tüketicinin isteklerine kulak asmayan ve pazarlama uzmanlarına ve taktiklerine güvenen sektör temsilcileri, en geç bu yaz aylarında hatalarını fark edecekler Tur Operatörünüz hangisi olursa olsun piyasaların kabul etmediği, müşterinin istemediği ve genel kriterleri yerine getiremeyen ürünler uzman pazarlamacıların elinde bile talep görmüyor: Artık her ürün, her yerde, her zaman, herkese iyi bir pazarlama taktiği ile satılır düşüncesi iflas etti: Müşteri bilinçli, müşteri sorgulayıcı, müşteri hesaplı..
Şimdi gelelim 2009 yılındaki en son duruma: Yeni yapılarını oluşturacak vakit bulamadan krize yakalanan turizm şirketlerinin birçoğu hantal yapıları ve eski alışkanlıkları ile ayakta kalma savaşı için pazarlarda yerlerini aldılar: Gerçi Tur operatörleri arası taktik savaşları başladı başlamasına da, kimse halinden, kendi performansından memnun değil: Bu yıl eski sistem ve anlayışlar daha devam edecek: Tüm yenilikler gelecek yılda görülecek:Şirketler bu talihsiz 2009 için birbirleri ile girecekleri mecburi savaşa doğru yol alırlarken gelecek yıl her şeyin oldukça farklı ve çok daha düzenli ve kontrol edilebilir bir yapıda olacağını; yeni bir Turizm Sektörü'nün oluşacağını da biliyorlar, buna iman ediyorlar..
Üretici - Tüketici bilek güreşi...
DRV'nin üzerinde ısrarlı durduğu bir gerçek var: Çocuklu aileler, yaz tatillerinin belli olmasına rağmen, tatil yapacaklarını beyan etmelerine rağmen, rezervasyon yaptırmıyorlar. Bu geniş kitle, elinde kozu sonuna kadar saklamak istiyor. Büyük tur operatörleri, tüketicinin bu restini görüyor ve üst üste şu açıklamaları yapıyor: Yaz aylarında fiyatları düşürmeyeceğiz, fiyat savaşına girmeyeceğiz.
Üreticilerden ilk çatlak sesler...
Büyük tur operatörleri tüketicilerin bu restini görüp, stratejik bir hamleyle kapasitelerini ortalam yüzde 10 - 20 düşürdüler ve şu mesajı vermeye çalıştılar: "Fazla beklemeyin, fiyatlar düşmez, üstelik yer bile bulamayabilirsiniz". Ama yine kendi aralarından ilk çatlak sesler çıkmaya başladı bile: Rembert Euling, Wirtschafts Woche muhabirinin Avrupa seyahat pazarında bir "fiyat savaşı"nın başlayıp başlamayacağı ve bu tür bir durumda kendilerinin Rewe olarak nasıl bir tavır sergileyecekleri yönündeki sorusuna da şu yanıtı verdi: "O zaman biz de hemen buna uyarız" Tur operatörleri kendi aralarında bir 'Gentlemen Agreement' arıyorlar...
Herkes birbirine zıt beyanatlar veriyor:Yani yazılı olmayan, sözlü bir ortak zemin arayan büyük tur operatörlerinin CEO'ları, henüz aynı görüşe sahip görünmüyorlar. FVW dergisinin sorularını yanıtlayan Thomas Cook Başkanı Manny Fontenla-Novoa, "Otelciler fiyatları düşürmek zorunda kalacaklar çünkü pazar hala dibi görmedi" diyerek, paket tur fiyatlarında bir indirimin olabileceğini söylüyor. Diğer taraftan, Alltours'un sahibi Willi Verhuven, kriz ortamında fiyat indirmeye odaklı bir stratejinin sonuç vermeyeceğini, kendilerinin de buna girişmeyeceklerini açıklıyor ve uyarıyor: "Fiyat üzerinden bir rekabet savaşı başlatan, krizde ayakta kalamaz." Kısacası; Tur operatörleri cephesinde, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
FONTENLA-NOVOA: Sıra otelcilerde, oteller uyanmalı ve fiyatları indirmeli
Fuarda konuşan Thomas Cook CEO'su Manny Fontenla-Novoa, otelcilere yönelik olarak aylardır vurguladıkları fiyat esnekliği konusunda yeni bir değerlendirmede bulunarak, "Akdeniz'de otelciler talepteki daralmaya fiyat düşüşleri ile cevap vermelidirler" dedi. ITB Berlin'de FVW dergisinin sorularını yanıtlayan Thomas Cook Başkanı Manny Fontenla-Novoa, "Otelciler fiyatları düşürmek zorunda kalacaklar çünkü pazar hala dibi görmedi. Öte yandan Akdeniz'de hala bazı otelciler durumun farkında değil. Uyanmaları ve gerçekleri görmeleri gerekir" dedi.
Tur operatörlerinin kur dengelerinden dolayı maliyetlerinin yükseldiğini ileri süren Fontenla-Novoa, krizin ortak ve karşılıklı anlayış ve çalışmalarla aşılabileceğinin farkında olunması gerektiğini söyledi ve pazarın toparlanma sürecinin 2010 ve 2011 dönemlerini kapsayacağını belirtti. Euling: Sayılar değişmez, zamanlama değişir... Kapasite düşürmeyeceğiz Rewe Touristik Başkanı Rembert Euling, rakip şirketlerin aksine kapasitelerini daraltmayacaklarını ve ürün yelpazelerini geniş tutamaya devam edeceklerini söyledi. Rewe Touristik'in bugüne kadar daha çok "muhafazakar" ve "defansif" anlayışa sahip bir şirket olarak bilindiğini belirten Euling, artık daha "esnek" ve "genç" bir anlayış ve çizgide hareket edeceklerini vurguladı. Özellikle Tjaereborg INDI gibi markalarıyla gençlere de hitap etmeye başladıklarına dikkat çeken Euling, seyahat acentelerine de rakiplerden daha yüksek komisyon ödeyerek krizde avantaj elde ettiklerini kaydetti.
Verhuven: Esnek ve hızlı olmak gerekir...
2008'de satışlarını yüzde 2 artıran Alltours'un başkanı Willi Verhuven, ITB'de yaptığı açıklamada, yaz satışlarında yüzde 12'lik daralma olduğuna işaret etti. Riskleri en aza indirme çabası içinde olduklarını belirten Verhuven, toparlanma beklentilerinin de olduğunu vurguladı. 2008-2009 döneminde krize rağmen iyi bir performans yakaladıklarını ifade eden Willi Verhuven, esnek ve çabuk hareket etmenin önemine değinerek, yaz için daraltılan kapasitelerin talebin yükselmesi durumunda yeniden artırılabileceğini belirtti.
Willi Verhuven, kriz ortamında fiyat indirmeye odaklı bir stratejinin sonuç vermeyeceğini, kendilerinin de buna girişmeyeceklerini açıkladı. Verhuven: " herhangi bir fiyat savaşının başlayacağını düşünmüyorum. Fiyat üzerinden bir rekabet savaşı başlatan, krizde ayakta kalamaz" Ben fiyatlarımda indirim yapmayı planlamıyorum. Yaz sezonu rezervasyonlarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10'luk bir düşüş var. Zaten talepteki bu azalmadan dolayı yaşadığım kayıp yeterince büyük, bir de fiyatları indirerek ve ek reklam harcamaları yaparak mı para kaybedeyim?" demesi dedi ama aynı anda başka bir konuda da şok haberide almış oldu: QTA ticari acenta birliği kendi üyeleri ve RTK, Best-RMG, Schmetterling, Alpha ve TUI Travel Star birlik üyeleri dahil, 6.000 acentaya Alltours ile bazı anlaşmazsızlıklardan dolayı anlaşmalarını derhal feshetmelerini istedi.
TUI kalite artırıcı yenilikler için yoğun caba harcıyor: Kriz zamanında hizmet kalitesi öne çıkar... TUI Grubu, vereceği danışmanlık hizmeti ile otellerin hizmet kalitesini destekleyici yeni bir hizmeti devreye sokacak. ITB'de konu ile ilgili açıklama yapan TUI Almanya Genel Müdürü Volker Böttcher, "Özellikle kriz zamanlarında müşteri bağımlılığı ve memnuniyeti daha önemli oluyor" dedi.
Herşeye rağmen Tur operatörlüğü zamanının en zor sınavından geçiyor:
Uzun yıllardır otellerin ve uçak şirketlerinin piyasalardaki ticari sorumluğunu taşıyan tur operatörleri bu kriz yılının ITB'sinde müşteri, uçak şirketi ve otelci tarafından çok daha baskı altında tutuluyorlar. Her fiyat indirim hareketi bu üçlü tarafından yanlış anlaşılıyor ve yorumlanıyor,Müşteri daha fazlasını istiyor, otel ve Airline olmaz diyor, orantısal en çok kaybeden hep tur operatörü oluyor. İnanmayan gelsin bir sezon tur operatörlerinde çalışsın, piyasanın acımasızlığını o zaman kemiklerine kadar hissedecektir.
Türkiye destinasyon olarak bu sorunlu yılda Tur operatörleri ile en az sorun yaşayan ülkelerin başında geliyor: Aylar önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özgür Özarslan'ın başkanlığında Tur operatörlerini tek tek ziyaret ederek; müşterek tanıtım kampanyaları anlaşmalarını sağlama alan Türkiye bu konuda çok rahat.
İspanya da son dakikada Türkiye'nin atak hareketi karşısında satışların artırılması amacıyla 4 büyük grup ile ortak promosyon kampanyası konusunda anlaştı.
TUI, Thomas Cook, Rewe ve TSS gruplarının dâhil olacağı kampanya ile Endülüs (Andalucia) bölgesine daha fazla Alman turist çekilmesi hedefleniyor. İspanyollar ayrıca 1,2 milyon Euro'luk bir bütçe ile Almanya'daki 33 bin seyahat acentesi ile pazarlama kampanyaları kapsayacak. Türkiye satışlarda en ileride olan ülke Müşteri bu yıl Antalya, Marmaris, Bodrum diyor: Bunun getirdiği özgüven ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz Alman medyası ve basın mensuplarına yönelik açık bir mesaj verdi: Yılmaz'a göre, Türkiye, bundan sonra çocuklara, gençlere, çocuklu ailelere ve +55 yaş grubu ve üstü 'Best Ager' tüketicilere yönelecek. Yılmaz, bu düşüncesini şu sözlerle destekliyor: "Bugünün turist genç ve çocukları, bizim yarınımız."
Bu özellikli gruba yönelik ürün ve hizmetlerde halen kimi eksiklikler olsa da, bunların hızlı şekilde giderileceğini söyleyen Yılmaz, Alman medyasına şu işareti veriyor: Türkiye, ne istediğini biliyor, Türkiye bir hedef koydu ve bunun için gerekeni yapacaktır. Yani, Türkiye belki de ilk defa bir basın toplantısında 'biz şöyle yaparız, biz böyle yaparız, biz şöyle keseriz, biz böyle biçeriz demeden en mütevazi bir dil ve sunumla en kalıcı ve inandırıcı ilgiyi çekmeyi başarıyor: Türkiye kendi kararı ile 'küresel turizmin yeni yapısındaki yerini' diğer ülkelerden önce belirledikten sonra sağlıklı bir piyasa ve ürün planlaması için hedef koyuyor ve ne istediğini bildiğini açıkça söylüyor. Eksiklerimiz var, hatalarımız da var, bunları düzelteceğiz derken büyük takdir topluyor. Üstelik bu açıklamayı da, bu sezonu düşünerek değil, gerçekten uzun vadeli trendleri değerlendirerek yapıyor.
Görünen o ki: "Zamanında Türkiye ile ilgilenmemiş olanlar, yani hem turizmciler, hem de turistler daha çok ilgilenmeye başladı. Çünkü en iyi satılan yer Türkiye olduğu için yani kötünün iyisi Türkiye olduğu için müşteriler, seyahat acenteleri, uçak şirketleri, tur operatörleri Türkiye'ye yöneldiler." Daha yazılacak çok şey var, sayfalara sığmıyor, yazacak vakit de yok, bu yazıyı yetiştirebilmek için üç ayrı uçak ve iki tren yolculuğunda acele neredeyse ayakta yazdım desem yalan olmaz.