TURİZMİN SESİ
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli; EGD Üyelerine, ben ekonomiye perspektifinden siyasete ve gelişmelere bakan biriyim. Dünya ekonomisi nereye gidiyor bu doğrultuda hareket ettim. Bu günde kritik bir gündeyiz. Ne götürür ne getirir onu yakında göreceğiz. Entresan bir dönemeçteyiz. Küresel çağın sonuna geldiğimizin inancındayız. Bol para devam edecek düşük faiz devam edecek. Merkez bankaları para basmaya devam edecek. Bütün dünya devletleri borç içinde. Balon oluşturma içindeler. Basılan paralar harcamaya dönüşmedi. Dünyanın en büyük şirketlerinde para havuzları oluştu. O paralar yağmur olup toprağa yağmadı.
ABD’ de FED’in faiz arttıracağını düşünmüyorum. Ekonomik olarak arttıramaz ama siyasi olarak olabilir. ABD’de Trump'ın seçilmesini, finansal çağın bitmesi olarak yorumluyorum. Küresel finansal çağ bitmiştir. Amerikan seçmeni de buradaki noktayı koyuyor. Buna Amerika'da emeklilerin ve mavi yakalıların zaferi de denebilir, Hollywood'un, Wall Street'in mağlubiyeti de. Bunu Trump'ın kişiliğine bakarak değerlendirmek doğru olmaz. Temsil ettiği misyon veya durduğu yer olarak bakarsak bu tabirleri kullanabiliriz. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, ABD'nin 45. Başkanı olarak Donald Trump'ın seçilmesini, küresel finansal çağın bitmesi şeklinde yorumlayarak, Küresel finansal çağ bitmiştir. Amerikan seçmeni de buradaki noktayı koyuyor. Buna Amerika'da emeklilerin ve mavi yakalıların zaferi de denebilir, Hollywood'un, Wall Street'in mağlubiyeti de. Bunu Trump'ın kişiliğine bakarak değerlendirmek doğru olmaz. Temsil ettiği misyon veya durduğu yer olarak bakarsak bu tabirleri kullanabiliriz.
AB SIKINTILARIYLA BOĞUŞSUN
AB’de durum daha kötü gidiyor. Kur savaşları devam ediyor. AB Pazar kaybediyor. Bankalarla ilgili sorunlar var. Çin pazarı ve Rusya pazarında sorunlar yaşıyor pazar kaybediyorlar. AB olarak Türkiye ile ilgili elinizden ne geliyorsa aleyhte her türlü faaliyeti yapıyorsunuz. PKK'ya neredeyse her yerde şube açıyor, FETÖ'ye sahip çıkıyorlar. Dünyaya Türkiye'nin imajını sarsacak bir sürü açıklama yaptırıyorlar. Ekonomik olarak aslında Türkiye, onlar için çok önemli ekonomik pazar. Bu rasyonelitesi olan bir şey değil.
TÜRKİYE'NİN İSTİKRARSIZ HALE GELMESİ EN ÇOK AB'yi VURUR
Türkiye'nin istikrarsız durumuen çok AB'yi vurur, AB çöker, belki arkasından dünya ekonomisi de çöker. Yani Türkiye istikrar açısından çok önemli. Sadece mülteci olayını hatırlatsam yeterli. Daha 1 milyon bile değil, bu kadar mülteci ile baş edemediler. Bütün bunlara rağmen neden böyle yapıyorlar? Biz onların aleyhinde bir şey yürütmüyoruz. Birçok şeyin içinden çıkıyorlar. Niye böyle yaptıklarına dair fotoğrafa baktığınızda Türkiye'nin 5-10-20 yıl sonra geleceği yeri çok net görüyorlar ve bu onları endişeye sevk ediyor. Bu şekilde akıl tutulmasını yaşıyorlar. AB Türkiye için açıklamaları akıl tutulmasıdır. Çok detaylı analizler yapıyorlar.Paremetrelere bakıyorlar onları da bu ürkütüyor. Türkiye enerji merkezi haline geliyor. Anlaşmalarımız ortada. Türkiye kısa bir zaman sonra enerjinin merkezi olacak. Türkiye Finans merkezi olacak. Ulaşımda çağ atlıyoruz. Türkiye ekonomik olarak Başkent olacak. Balkanlar Ekonomiyi Türkiye üzerinden yürütecek.
ULUSLARARASI SERMAYE İSTEĞİ ÇOK FAZLA
Türkiye yatırım yapmak isteyen ülkelerle görüşmeler yapıyoruz. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, uluslararası sermayenin Türkiye'ye bakışına ilişkin, "Türkiye'ye gelmek isteyen muazzam bir yabancı sermaye var. Hiç de birilerinin söylediği gibi değil. Türkiye'ye gelip milyarlarca dolar yatırım yapmak isteyen şirketler var. Bunların görüşmeleri de yürütülüyor. Türkiye'de hukuk sistemi falan yok deniyor hukuk sistemi olmayan ülkeye bankalar gelir mi? Bank of China geliyor, Sberbank gelmiş, bir sürü banka gelmek için başvurmuş, hukuk olmayan ülkeye banka gelir mi? Bankacılık sistemi olur mu? Bu sürecin Türkiye lehine işlemeye devam edeceğine inanıyorum, bunu zaten görüyoruz. Sermayenin paranın yatırımın kendi aklı vardır o akıl Türkiye’ye gel diyor. Dünyada iktisat teorisi bitti. Pratikten hareketle devam ediyor. Artık deneme yanılmayla yapacağız diyorlar. AB merkez bankası artık şirket tahvilleri ve batık şirketleri satın alıyor. Değişen bir dünyanın eşiğindeyiz. Dünya gelişimi yeni sektörler üzerinden olacak. Enfermasyon Bio, Uzay, Tıbbı sektörlere üzerinden olacak. Hiper rekabete hazırlanın. Türkiye'nin yapma, inşa etme, yolunda devam etme iradesini koruduğunu, ifade ederek, bu irade değişmediği zaman Türkiye'nin enerji, finans ve hava yolu trafiğinde bir merkez haline geldiğini, AB'nin sadece enerji konusunda bile korkması, titremesi gerekiyor.
BAŞKANLIK YOLU AKLIN YOLUDUR
Türkiye'nin şu anda parlamenter sistemde olmadığını belirterek, Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz. Siyasal olarak baktığımızda başkanlık sistemiyle hazır olur. Başkanlık sistemi istikrar içinde dinamizm anlamına geliyor. Hızlı, etkin karar alınması gereken bir dünyadayız. Türkiye'nin geçmişine baktığımızda parlamenter sistem bu anlamda tıkandı. Zaten şu anda da parlamenter sistem içerisinde de değiliz. Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz. 2007'de hukuken yarı başkanlık sistemine geçildi, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, fiilen de 2010'da zaten yarı başkanlık sistemine geçilmiştir. Türkiye'de olan şey yarı başkanlık sistemidir. Parlamenter sistem Türkiye'yi istediğimiz noktalara taşıyacak bir potansiyel ortaya koyamadı. 'Parlamenter sistemin ne sorunu var?' diye soranlar var, en azından 367 sorunu var. Bu konuyla ilgili eski ana muhalefet başkanına soruyorlar cevap da veremiyor. Bizim başkanlık sistemine geçmemiz en iyi yol. Türkiye'nin istikrar içerisinde yönetilmesi gerekiyor. Başkanlık sisteminin doğru noktalardan tartışılması gerekiyor. İstikrar çok kullandığımız bir kelime ama ne kadar ihtiyaç olduğu da herkes tarafından görülüyor. Bölgeye baktığımız zaman devlet yapılarının dağıldığı yerde istikrarsızlık ortamında neler olduğunu da görüyoruz. Geçmişe baktığımızda da tek başına hükümetler döneminde parlamenter sistemlerde bir şeyler yapılabilmiş, iktidarlar sorunu örtmüş. Başkanlık yolu en iyi yol . Her insanın bir iş sahibi olması lazım, bu şart. Bunu önemsemek zorundayız. Bazı partilerin küçülme ihtimali var. Başkanlık sisteminin doğasında bu oluyor. İki ana şey oluşuyor, diğer partilere yasak yok. Baraj düşeceği için meclisteki temsil çok çeşitli olabilir. İstikrar da temsil gücü de artıyor. Daha çok renk, sinerji, yürütme gücü olarak daha etkili. Türkiye'nin de önümüzdeki süreçte buna ihtiyacı var.
TRUMP, PUTİN'den ÇOK CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’a HAYRAN
Trump ile ilişkilerin ne durumda olduğuna yönelik bir soruya da Gedikli, "Siz Putin'e hayran dediniz ama Cumhurbaşkanımıza daha çok hayran. ABD'nin 45. Başkanı olarak seçilen Donald Trump,Türkiye'yi daha fazla muhatap almak zorunda, devlet yapıları olarak olaya bakıldığında ilişkileri geliştirme ihtiyacının arttığını, stratejik ortaklık gibi konuların yeniden konuşulabileceğini düşünüyorum dedi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, İslami bankacılık ve enstrümanlarını da çok önemsediklerini vurgulayarak, bugün İslami bankacılık alanında dünyada en etkili ülkenin İngiltere olduğunu, Türkiye'nin bunu rahatlıkla yapabileceğini ifade etti. Bundan 3-4 yıl önce altın borsası başkanının insanların elinde 100 milyar dolarlık altın olduğunu açıkladığına işaret eden Gedikli, "Bunları ekonomiye süratle kazandırmamız lazım. İnsanların elindeki altınları devreye sokabilmek için de altın üzerine yeni kağıtlar oluşturmak ve bunun ikincil piyasasını kurmak lazım. İnsanlar bunu kolayca alıp satabilmeli ki altınını getirip teslim etsin." diye konuştu.
EGD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak'ın moderatörlüğünü yaptığı toplantının son derece verimli ve katılımın yoğun olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli bu toplantıları İstanbul’dan sonra EGE’de yapalım önerisi getirdi.