90'lı yılların başı. Galatasaray'ın UEFA maçı Bükreş'te. 4 otobüs dolusu taraftar yola çıktık. İlk maç turu rehberliğim. 14 saat süren yolculuk boyunca şarkılar, marşlar söylendi. Ama hepsi Fenerbahçe ve Beşiktaş aleyhine. Doğuştan Fenerliyiz (inanmayan bakabilir) ama sıkıysa marşlara eşlik etme. Feeeenere böööyle .............şak şak şak şak şak.
Merkezi Bukaresti otelinin caddesinde sağlı sollu Galatasaray taraftarı(!) Romen kızlar bizleri karşıladı. Boyunlarında sarı kırmızı kaşkol. Hediyesi yuz dollar. (dikkat! ü değil u. Yuz dollar). Müşterilerimize göre; ilk gece maçını biz kazandık. Kimi 2-0, 3-0 gibi mantıklı sonuçlar verirken, bazıları henüz mavi mucize hap icat olmamış, ama uçuyor; 8-0!.. Oha len. Liverpool bozuntusu.
Gerçek maç bugün. Maçtan 5 saat önce polis eskortu eşliğinde otelden ayrıldık. Maç öncesi statta marşlara ve şarkılara devam. Tabi yine FB aleyhine. Maç başladı, 2 kere rerere-rarara... Pil bitti. Sessizlik...N'ooldu kardeeeş? Şu anda bağırman lazım. Hadeeeee... Sesler kısık. Çıt yok. Kaybettik maçı. Stadyumdan önce Romen seyirciler dağıldı sonra biz. Geldik otobüslerin başına... da bizim adamlar yok. 180 kişiydik. Yarısı yok oldu. İltica....
Sonraki maç turlarında kaşarlandık artık. Amcam giymiş GS formasını ama sırıtıyo saçı sakalıyla. Yaklaşıyoruz sinsice ve soruyoruz; Sence bu maçta GS'ın kalesinde kim oynayacak? RÜŞTÜ ... yook artık!. Bizde makaraya sarıyoruz. O santrafor değil miydi? He wallah, garıştı. Aslında beterin beteri var. Milli maça gidiyoruz. Uçaktayız, yer-gök kırmızı-beyaz. Artık tecrübe var ya, kavun gibi koklayıp kaçakları tespit ediyoruz. Amcaya konsolosluk vize de vermiş. Yapacak bişi yok. Bari neşemizi bulalım. Hemşo nassın? Eyidir. Maça mı? He yaa gurban. Ya saysana bi muhtemel onbir'i. Başlar hemşo: Simoviç........ işte (dı) burada. Şimdi olsa hemşo, milli takımı şöyle sayabilir di; Süleymanu, Vederson, Collin Kasım, Aurelio.......
Şaka bir yana, maç turları biz acentelere ciddi bir potansiyel yarattı. Kaç kişi gidiyor bu maçlara? derseniz, seyahat acenteleri ile maç turlarına gidenlerin sayısını aşağı yukarı şöyle verebilirim. Örneğin Avrupa Şampiyonasında; Grup maçlarında 2000 civarında bayii sponsor şirketler kanalı ile İsviçrede idi. Elemeli turların ilkinde tarifeli seferlerle 600 kişi charter olarak da 2 uçak (yaklaşık 400 kişi) yolcu gitsede bu ilgi yarı final ve finallerde katlanarak büyümektedir. Tahminen yarı finale 1500 kişi tarifeli seferlerle olmak üzere Türkiye'den 4.000 kişinin maça gideceği tahmin ediliyor. Finale kalırsak bu rakkam iki katına çıkacaktır.
Eski bir örnek; Galatasaray'ın UEFA şampiyonu olduğu sene Kopenhag'da ki Arsenal maçına Türkiye'den acentalar 30-35 uçak kaldırmışlardı. Bu sene Fenerbahçe'nin başarısı ise bizlerin müşteri sayısını oldukça arttırdı. Hele ki gidilen deplasman zaten turistik ve başka sebeplerden tercih edilen bir şehir ise turizmcilere gün doüğuyor. Ör. PSV Eindhoven-Fenerbahçe maçına 1 uçağı zor doldururken, CSKA Moskova maçında 4 uçağı, kaçaklar değil ama "kaçak et kesmeye" gidenler doldurdu, Moskova müşterilerinin %99'u erkek iken, Fenerbahçe'nin İnter maçına dolan 6 charter uçağın % 30'u bayan müşterilerdi. Burada da bahane alışveriş idi.
Görüldüğü üzere biz bu turları düzenleyen turizmcilerin renkleri gökkuşağı gibidir. Her takımımız Avrupada kazansın, tur atlasın isteriz. Her tur bizler için 2 katı kazanç demektir. Yaşasın Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor. En büyük TÜRKiYE.
Cem Polatoğlu 0212 212 30 30 - 0532 214 6136