TURİZMİN SESİ
Hatay İl Sağlık Müdürü Dr. Bayram Kerkez, son dönemlerde başta Suriye'den çok sayıda hastanın kente gelerek tedavi gördüğünü ifade etti. Suriyelilerin daha önce Gaziantep'i tercih ettiklerini anımsatan Kerkez, "Ancak son dönemlerde talep Hatay'a yöneldi. Sağlık turizmini canlandırmamız için kentimizin tanıtımını ve reklamını daha iyi yapmalıyız" dedi. Özel hastanelerin ve Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile diğer sağlık kliniklerin hasta kabul sayısında artış yaşandığını ifade eden Kerkez, "Suriye'den gelen hastalar, kentimizdeki hastaneleri daha donanımlı, teknolojik olarak daha iyi buldukları için tercih ediyor" dedi.
Özel Antakya Lazer Göz Hastanesi Kurucu üyelerden Uzman Operatör Dr. Hamit Özen ise komşu ülkeden ayda ortalama 100 hastanın tedavi amaçlı merkezlerine geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Tedaviye gelenlerin çoğunluğunu, kendi ülkesinde çözüm bulamamış Suriyeliler oluşturuyor. Yani bir üst hastane konumundayız. Suriye'nin dışında Lübnan, İran ve Irak'tan da hasta kabul ediyoruz. Yabancı konuklarımızın en çok, gözleri sıfırlama (Excimer Lazer), katarakt, şaşılık, göz yaşarması, görme zorluğu gibi şikayetleri oluyor. Uzman hekim kadromuzla en iyi şekilde tedavilerini yapıyoruz ve buradan, sağlıklı, huzurlu ve memnun bir şekilde ayrılıyorlar."
Özen, yurt dışından gelen hastaların Türkiye'yi tercih etmelerinin gerekçesinin kullanılan teknoloji, altyapı ve doktor tecrübesi olduğunu kaydetti. Özel Hatay Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Dr. Tural Terzi ise sağlık turizminde önemli bir geçiş dönemi yaşadıklarını belirterek, "Gelecekte bu alanda çok daha iyi konumda olacağız" dedi.
Özel Antakya Defne Hastanesi Genel Müdürü Fazıl Altınay da Suriye'den gelen hasta sayısında belirgin bir artış olduğunu kaydetti.
Suriye'de sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğunu ama yeterli olmadığını vurgulayan Altınay, şunları söyledi: "Ücretli olanlar da bizim bölgemizdeki gibi donanımlı ve teknolojik düzeyde değil. Suriye'den maddi durumu iyi olan hastaların Hatay'ı seçmesi, buradaki hastanelerin altyapısı ve uzman hekimlerin olmasından kaynaklanıyor. Sağlık sektörümüz Suriye'den çok daha iyi durumda. Geçtiğimiz günlerde Halep Tabip Odası hastanemize gelerek bizimle görüşme yaptılar ve bizden bilgi aldılar."
Akdenizin Hatay İli Tanıtımı
Hatay, Türkiye Cumhuriyeti'nin en güneydeki ilidir Akdeniz'in doğu şeridinde 35° 52' - 37° 4' kuzey enlemleri ile 35° 40' - 36° 35' boylamları arasında yer alan Hatay'ın doğusunda ve güneyinde Suriye, batısında Akdeniz, kuzeybatısında Adana, kuzeyinde Osmaniye ve kuzeydoğusunda Gaziantep bulunur Toplam nüfusu 1413287'tür
Tarih
Hatay Türkiye'nin en önemli eski yerleşim yerlerinden biridir Yapılan arkeolojik araştırmalarda milattan önce 100000 ile 40000 yılları arasına tarihlenen bulgulara ulaşılmıştır İl toprakları ilk Tunç Çağından itibaren Akat Beyliği ve MÖ 1800-1600 yıları arasında Yamhad Krallığına bağlı bir beyliğin sınırları içerisinde yer almıştır Daha sonra MÖ 17 yüzyıl sonlarında Hititler'in ve MÖ 1490 yıllarında Mısır'ın egemenliğine girmiştir Ardından Urartular, Asurlular ve Persler'in egemenliğine girdi
MÖ 300 yılında Antakya kurulmuş ve kent hızla gelişmiştir Kent MÖ 64 yılında Roma İmparatorluğu'na katılmış ve imparatorluğun Suriye eyaletinin başkenti olmuştur İslam ordusu tarafından fethedilmiş, Emevi ve Abbasi egemenliğinde kalmıştır Daha sonra 877'de Tolunoğulları'nın fethettiği topraklar sırayla Ihşitler ve Selçuklular tarafından yıkılan Halep merkezli Hamdanoğulları (Beni Hamdan/Hamdânîler) egemenliğine girdi 969 yılında Bizans İmparatorluğunun topraklarına katılan il 11-12yüzyıllarda Haçlı Seferleri sırasında da önemli rol oynamıştır Antakya Memlûk Devleti tarafından Haçlıların elinden alınmıştır(18 Mayıs 1268)
Osmanlı İmparatorluğu dönemi
1516'da Yavuz Sultan Selim bu toprakları ele geçirmiş ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi başlamıştır Memlûk Devletinden zapt edilen Antakya, Osmanlı İmparatorluğu'nda önce Halep'e bağlı bir sancak ve daha sonra kaza olarak yönetilmiştir Bu dönemde Antakya, Asi Nehri ile Habib Neccar Dağı arasındaki dar ve meyilli alanda, 1,5-2 km²'lik bir alan üzerine yerleşmiş orta büyüklükte bir şehirdi Osmanlı İmparatorluğu'nun Hatay'daki hakimiyeti 1918 yılına kadar devam etti
Hatay Cumhuriyeti dönemi
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 23 Haziran 1939'da ilhak kararınının almasının ardından Hatay'daAna madde: Hatay Cumhuriyeti
Mondros Mütarekesinden sonra Fransız işgaline uğrayan ve 1921 yılında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan Antakya, İskenderun ve havalisinde İskenderun Sancağı adıyla bir yönetim kuruldu 2 Eylül 1938'de bu Sancak'ta kurulan "Hatay Cumhuriyeti"nin Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, başbakanı Abdurrahman Melek, Meclis Başkanı Abdülgani Türkmen, milli marşı İstiklâl Marşı olmuştur
Hatay Devlet Meclisi 23 Haziran 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ne ilhak kararı alınmıştır 23 Temmuz 1939'da "Hatay" adıyla bir vilâyet olarak Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmıştır
Kültür
Saint Pierre Kilisesi, Antakya'nın iki kilometre kuzeydoğusunda, Reyhanlı karayolu üzerinde, Habib-i Neccar Dağı'nın uzantısı olan Haç Dağı'nın eteğindedirTarihi ve turistik mekanlar açısından da zengin olan ilde dünyanın ikinci büyük mozaik kolleksiyonunu barındıran Hatay Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır Dünyanın ilk mağara kilisesi olan ve Hristiyanlara "Hristiyanlık" isminin verildiği Sen Piyer Kilisesi Hıristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmekte ve her yıl burada 29 Haziran günü Katolik Kilisesince ayin düzenlenmektedir
Çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliği yapan Hatay ili UNESCO barış kenti seçilmiştir Çokkültürlü yapısını tarih boyunca korumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bulunmaktadır En büyük nüfusa sahip Nusayriler (Alevi Araplar) ve Sünni Türklerin yanında, az da olsa Sünni Araplar, Hristiyan Ortodoks ve Hristiyan Protestan Araplar ve Maruni Araplar ve Rum-Ortodox etnik Süryani kökenleri, museviler ,Ermeniler ve diğer küçük topluluklar Hatay'ın çok kültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar
Ekonomi
Hatay'ın ekonomisi yurt dışında çalışma(özellikle suudi arabistan),tarım, sanayi ve ticarete dayanır
İskenderun Körfezi'nde bulunan İskenderun Demir ve Çelik işletmesi, Türkiye'nin kuruluş tarihi itibari ile üçüncü, uzun mamul üretimi açısından ise en büyük entegre tesisidir
Hatay'ın Kaleleri
Koz Kalesi: (Kürşat Kalesi)Antakya Prensliği zamanında yapıldığı sanılan kalenin büyük blok taşlarla yapılmış iki burcu halen ayaktadır
Bakras Kalesi: Antakya - İskenderun yolunun 27 km sinde, yoldan 4 km kadar içerde sarp bir tepe üzerine çok katlı olarak kurulmuş olan kalenin halen birçok mekanı sağlam durumdadır
Payas Kalesi: 1567 de hendeği ile birlikte restore edilmiş bir Osmanlı kalesidir Son yüzyılda hapishane olarak kullanılmıştır
Mancınık Kalesi: Payas - Dörtyol arasında sarp bir tepe üzerinde 1290 yılında yapılmıştır Çok az kalıntısı vardır
Cin Kulesi: Kale ile liman arasında, limanı korumak amacıyla 1577 yılında yapılmış bir karakol kulesidir
Darbısak Kalesi: Kırıkhan ile Hassa arasında, Kırıkhan'a 4 km uzaklıkta bir tepe üzerindedir Beyazid Bestami Makamı Darbı-Sak Kalesi üzerindedir 19 yüzyıl sonlarında burada bir cami ve türbe yaptırılmıştır Her yıl binlerce kişi ziyaret eder
Coğrafya
Bakras Kalesi, Antakya-İskenderun yolunun 27 kilometresi üzerinde bulunan Bakras Köyü'nün üst tarafındadır
Antakya çarşısı
Asi Nehriİlin Altınözü, Antakya, Belen, Dörtyol, Erzin, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Samandağ ve Yayladağı olmak üzere 12 ilçesi vardır
Akdeniz'deki önemli bir liman şehri olan İskenderun ve merkez ilçesi Antakya, ilin en büyük iki yerleşim yeridir ve en önemli geçim kaynağı portakal ve turunçgil bahçeleridir
Yüzölçümü
İl topraklarının yüzölçümü 5350 kilometrekaredir
Dağ ve tepeler
İl topraklarının %46'sını dağlar, %33'ünü ovalar oluşturur İl topraklarının en önemli yükseltisini kuzey-güney hattında uzanan Nur Dağları (Gavur Dağları ve Amanos Dağları olarak da bilinir) oluşturur Bu sıradağların en yüksek noktası ise Mığırtepe'dir (2240 metre) Diğer önemli yükseltiler Ziyaret Dağı ve Keldağ'dır (1739 metre)
Ovalar
Amik Ovası ilin en önemli düzlüğüdür ve bu topraklarda tarım oldukça gelişmiştir Diğer önemli düzlükler Dörtyol Ovası, Arsuz, Payas, İskenderun ve Erzin Ovası'dır evet aynen
Akarsular
Hatay'ın en önemli akarsuyu olan Asi Nehri, Lübnan Dağları ve Anti-Lübnan Dağları arasındaki Bekaa Vadisi'nde kaynayan akarsuların birleşmesiyle oluşur, Suriye topraklarından geçerek ilin güneydoğu sınırlarından girer ve Samandağ yakınlarında delta oluşturarak Akdeniz'e dökülür Asi Nehri Nil ile beraber ters akış yönüne sahip iki akarsudan biridir
Baraj ve göller
Hatay'da sulama amacı ile Karasu Çayı üzerinde inşa edilen Tahtaköprü Barajı, Karasu Çayı üzerinde inşa edilen Yayladağı Barajı ve Beyazçay üzerinde inşa edilen Yarseli Barajı bulunmaktadır
Amik Ovası'nın orta kısımlarında yer alan Amik Gölü, 1970li yıllarda tamamen kurutulmuş ve tarıma açılmıştır Diğer önemli göller ise Gölbaşı ve Yenişehir Gölü'dürBunların yanında Yayladağı yolu üzerinde Kızılgöl'de vardırBu göl yazları kurur kışlar ise göl su ile dolar
Madenler
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün yaptığı araştırmalara göre il genelinde altın, aluminyum, asbest, demir, dolomit, fosfat, kireçtaşı, krom, manyezit ve mermer rezervleri bulunmaktadır
İklim
İlin büyük kesimi Akdeniz ikliminin etkisi altındadır Ancak yükselti ve karasallığa bağlı olarak çeşitli farklılıklar da mevcuttur Genel olarak kışlar ılık ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer Yıllık yağış tutarı il merkezi Antakya'da 1173,4 milimetre, İskenderun'da 785 milimetre, Dörtyol'da ise 1022 milimetre civarındadır