TURİZMİN SESİ
Güvenlik sistemleri uzmanı ve ARMED GÜVENLİK Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz, ev ve iş yeri gibi meskenlerin korunması için geliştirilen ve özellikle son yıllarda kullanımı oldukça yaygınlaşan güvenlik sistemleri hakkında bilgi verdi. Güvenlik sistemlerinin yalnızca hırsızların ve art niyetli kişilerin engellenmesine yaramadığını anlatan Başkan Yılmaz, bazı insanların bu sistemleri artık bir mecburiyet olarak gördüğüne ve güvenlik önlemi almak isterken, karşılaşılabilecek zaafiyetler konusunda da önemli uyarılarda bulundu.
“Birçok olayın çözülmesinde destek oluyor”
Öncelikle güvenlik kamerası sistemleri hakkında bilgi veren Yılmaz, güvenlik kameralarının sadece hırsızdan korumadığını, günümüzde olay yerindeki kameralar sayesinde birçok olayın çözüldüğünü ifade ederek, “Yaklaşık yirmi yıldır kullanılıyor. Güvenlik kameraları birçok olayın çözülmesinde destek oluyor, yardımcı oluyor. Güvenlik kameralarının önemi son altı yıldır çok fazla arttı. İnsanlara, çevremize ve topluma çok faydalı olduğunu gördük” dedi.
“Demirbaş bir eşya olarak düşünülüyor artık güvenlik sistemleri”
Gelişen teknolojik şartlarla beraber, günümüzde insanların güvenlik kamerasına ilgisinin eskiye nazaran ne kadar değiştiği hakkındaki soruya cevap veren Yılmaz, “Güvenlik kamerasına talep çok fazla arttı. Eskiden günde iki tane, üç tane güvenlik kamerası ve alarm sistemi satılıyordu; şu anda neredeyse ellinin, yüzün üzerinde talep geliyor. İnsanlarımız bilinçlendi. İnsanlar artık bir eve taşınırken önce güvenlik kamerasını ve alarmını yaptırıyor, demirbaş bir eşya olarak düşünüyor artık güvenlik sistemlerini” diye konuştu.
“İstihbarat olarak kullanabilirler”
Sistemlerinin kullanım alanlarını, faydalarını ve insanların günümüzde bu sistemlere ne kadar ilgi gösterdiği hakkında bilgi veren Yılmaz, dikkat edilmemesi durumunda, kamera taktırarak güvenlik önlemi aldığını düşünen insanların aslında ne gibi olumsuzluklarla karşılaşabileceğini ve olumsuzlukların varabileceği boyutları da anlattı. Bir takım öneride bulunan Yılmaz, yasal izni olmayan firmalar tarafından takılan sistemlerin doğurabileceği sonuçlardan söz etti ve “Güvenlik kamerası taktırırken, önce firmanın geçmişine bakmak lazım. İstanbul Valiliğinden alınan, Alarm Merkezi Kurma ve İşletme Yeterlilik Belgesi denilen bir belgemiz var. Böyle bir belgenin olmasına dikkat etmeliler. Bu belge çok önemlidir; çünkü emniyet yetkilileri iş yerinize gelip denetliyorlar. Bu anlamda firmada bu belgenin var olması çok önemli. Biraz daha ucuz olsun diye belgesi olmayan bir firmaya iş yaptırırsanız, firmanın taktığı cihazlar kayıt yapmamış olabilir, görüntü kaybına neden olabilir, sıkıştırılmış kayıt yaparlar ve kayıt atlama özelliğiyle kayıt yapmamış olabilir. Sizin taktırdığınız güvenlik kameralarını belki de dış güçler, belki de art niyetli kişiler izleyebilir. O anlamda valilik belgeli firmalara iş yerinizi ve evinizi emanet edin. Sizin görüntülerinizi istihbarat olarak kullanabilirler, Türkiye aleyhine kullanabilirler” değerlendirmesinde bulundu.
“Dört yerine sekiz haneli şifre kullanmaları önemli”
Cihazlarda dört haneli şifre kullanmak yerine altı ya da sekiz haneli şifreler kullanmaları ve güvenlik firmalara taktırmaları çok önemlidir. Güvenlik sistemlerini kurdururken, firma eğer riskli bir firmaysa, kendinizi tamamen güvensiz hale sokma ihtimaliniz çok fazla. Koruma altında değil, aslında tehdit altında olma ihtimaliniz çok yüksek. Çok dikkat etmemiz lazım.