TURİZMİN SESİ
Günlük kiralanan evler aracılığıyla gerçekleştirilen kaçak otelcilik faaliyetleri, yarattığı büyük bir kayıt dışı ekonominin yanında sosyal bir yara olma yolunda da hızla ilerliyor. Bu tür konutların sayısının Türkiye genelinde 25 bini bulduğu tahmin edilirken, İstanbul’da son 15 gün içinde meydana gelen ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan uyuşturucu olayları günlük kiralanan evlerde gerçekleşti. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), üzücü olayların yanı sıra oteller açısından haksız rekabet, devlet açısından da büyük bir vergi kaybına neden olan günlük kiralık evler konusunu yeniden gündeme taşıdı. TUROB hazırladığı raporu, başta Maliye ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara sundu.
TATSIZ OLAYLARA DAVETİYE
“Her türlü güvenlik ve hijyen tedbirlerinden uzak bu tür korsan-kaçak tesislerden herhangi birinde yaşanacak olumsuz bir durumun, gerek İstanbul gerekse Türk turizmine ciddi sıkıntılar yaşatabileceği aşikar” denilen raporda, şu görüşler dile getirildi: “Kiralanan yerler konut dokunulmazlığı nedeniyle belediyelerin ve kolluk kuvvetlerinin elini kolunu adeta bağlar durumda. Borçlar Kanunu kapsamındaki kira sözleşmelerinde süre ile ilgili net bir ifadenin olmaması nedeniyle bir daireyi gün içinde birden fazla kez kiralayarak kayıtdışı gelir elde etmeye çalışanlar apartman ve site sakinleri tarafından da tepki çekiyor. Özellikle kimlik bildirimi yapılmaması nedeniyle tercih sebebi olan bu tür faaliyetler, son zamanlarda ne yazık ki tatsız olayların yaşanmasına adeta davetiye çıkarıyor.”
MANTAR GİBİ ÇOĞALDI
Bu tür faaliyetlerin oteller nezdinde haksız rekabete neden olduğuna da işaret edilen raporda, “Bilindiği üzere otel yatırımcısı gerek inşaat gerekse işletme aşamasında bir çok ruhsat ve izin almak durumunda. Gerek yatırım gerekse işletme aşamasında yüksek maliyetleri karşılamak zorunda. Ancak ve ne yazık ki gelişen bu pazardan haksız ve eşit olmayan koşullar ile pay almak isteyenlerin sayısı da son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Özellikle turizm bölgelerinde işyeri veya apartman dairesi olarak kiralanan-satın alınan gayrimenkuller, otel odası gibi pazarlanıyor. Bu oluşum bir bina içinde tek bir daire olabildiği gibi bina bazında da olabiliyor” denildi.
TİCARİ FAALİYET SAYILMALI
TUROB, sorunun köklü çözümü için ise şu öneride bulundu: “Borçlar Kanunu’nda düzenlemeye gidilerek üç aydan kısa süreli konut ve iş yeri kiralamasının ticari faaliyet sayılarak iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatına bağlanmalı. Aksi takdirde borçlar kanununda kira kontrat süre kısıtlaması olmadığından dolayı yapılacak hiç bir çalışma netice vermeyecektir. Konut dokunulmazlığı gerekçesi ile ne belediyeler ne de emniyet birimleri işlem yapamıyor.”
Bu faaliyetlerde bulunan kişi veya kurumların konaklama yeri ruhsatı için gerekli şartları sağlayamadığından dolayı bu tür bir yolu seçtiği ifade edilen raporda, şöyle denildi: “Oysa ki belediye mevzuatında konaklama yeri başlığı altında otel haricinde apart, residans ve pansiyon tanımı da bulunuyor. Bu işten vergi dışı ciddi paralar kazanan kesim olayın gerçek yüzünü medyadan saklamakta. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ise bakanlığa sunduğu son yasa tasarısı taslağında bu tür yerlerin satış ve pazarlaması konusunda seyahat acentelerine münhasır hak getirmeye çalışıyor.”
TUROB’un yaptığı değerlendirmede, yakın geçmişte İstanbul'da öldürülen ABD'li Sarai Sierra'nın da bu tür bir yerde konaklamış olmasından dolayı emniyet güçlerinin izini sürmekte güçlük çektiği, çünkü kayıtdışı nedeniyle kimlik bildiriminin yapılmadığını hatırlatıldı. TUROB, son 15 günde meydana gelen iki üzücü olayın da günlük kiralanan evlerde gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu olaylardan ilkinde iki kişi, Beşiktaş’taki bir rezidanstan günlük daire kiralamış ve uyuşturucu kullanmış, şahıslardan biri hayatını kaybetmişti. İkinci olayda ise ailesinin başvurusu üzerine polisin bir haftadır aradığı genç kız, Esenyurt’ta bir evde ölü bulundu. Genç kızın Esenyurt’ta yine günlük kiralanan bir evde uyuşturucu partisinde can verdiği anlaşıldı.
GÜVENLİK TEDBİRLERİNDEN YOKSUN
- Günübirlik kiralanan evlerin çoğu gereken güvenlik önleminden yoksun.
- Bu tip evlerin Büyük Şehir İtfaiye yönetmeliğine uygun merdiveni, merkezi yangın alarm sistemi vb yangın önlemleri bulunmuyor.
- 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununa istinaden zorunlu olan misafir kimlik bilgileri alınmıyor veya AKBS sistemi ancak ruhsat dahilinde ki tesislerde kurulu olduğundan dolayı konaklama yapan misafirlerin kimlik bilgileri Emniyet’e bildirilemiyor.
- Yine ruhsatlı olmadıklarından dolayı vergi dairesi kayıtları bulunmuyor. Bu yüzden devletin gelir, kurumlar ve KDV gibi çeşitli vergi kayıpları söz konusu.
- Yine kayıt dışı olmaları nedeniyle SGK prim kaybına yol açıyor.