TURİZMİN SESİ
Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan Pazarlama Zirvesi’nde konuştu.Gastronominin deneyim yaşatmak açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Kubilay Özerkan, “Gastronomi yerelliğin, çok kültürlülüğün, otantikliğin, geleneğin, lezzetin, ürünün, deneyimin, teknolojinin, mevsimselliğin kesiştiği yerde duruyor ve bu haliyle de bize farklı bir deneyim yaratma konusunda sonsuz seçenekler sunuyor. Biz de Metro Toptancı Market olarak yaptığımız işi, müşterilerimizin bilgi, beceri ve fikirlerini, farklı deneyimler yaratmak üzere bir araya getirmesine yardımcı olan bir iş ortaklığı olarak tanımlıyoruz.” dedi.
Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, Pazarlama Zirvesi’nde ‘Noktaları Birleştirmek‘ başlığıyla gerçekleştirdiği sunumda değişen dünya düzeninin ve tüketici alışkanlıklarının gastronomi üzerine olan etkilerini anlattı. Sosyal olarak pek çok değişikliğe şahit olunduğunu belirten Özerkan, “İnsan ve toplum değişiyor, jenerasyonlar değişiyor, beklentiler değişiyor, tüketim alışkanlıkları değişiyor. Yakın bir gelecekte, 4 jenerasyonun bir arada tüketimi şekillendirdiği bir zamanı yaşayacağız. Özellikle y kuşağı için öncelikler keyif almak, deneyimlemek daha çok sosyalleşmek. Farklılıklara daha açık olan, daha yenilikçi olan bu kuşak gastronomi açısından da ezberleri bozuyor. Daha sağlıklı gıdalar tüketirlerken, sahip olmak yerine farklı deneyimler yaşamayı tercih ediyorlar. Nadir bulunan bir şarap eşliğindeki unutulmaz bir akşam yemeğine adam başı 2 bin Euro verebiliyorlar.” diye konuştu.
Metro Toptancı Market İş Modeli
Gastronominin deneyim yaşatmak açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Özerkan, müşteri kitlesini oteller, restoranlar ve işletme mutfaklarının oluşturduğu Horeca sektörüne hizmet veren Metro olarak yaptıkları işin müşterilerin bilgi, beceri ve fikirlerini, farklı deneyimler yaratmak üzere bir araya getirmesine yardımcı olan bir iş ortaklığı olarak tanımladıklarını ifade etti. Özerkan, “Metro olarak Horeca profesyonellerine çalabilecekleri en iyi kemanı veriyoruz. Aynı Nicolo Amati gibi. Biliyorsunuz Stradivarius'un ustası. Keman ustaları virtüözler gibi keman çalamıyor. Ancak ikisi bir araya geldiğinde, ortaya çıkan sonuç muazzam. Yani biz onlara sanatlarını icra edebilmeleri için, hayallerini gerçekleştirebilmeleri için, hayatlarını kolaylaştıracak, ihtiyaç duydukları bilgiyi veriyoruz. Değer yaratabilecekleri hikayeleri veriyoruz.”
Metro iş modelini oluşturan noktalara değinen Özerkan, bunlardan ilkini ürün olarak tanımlarken; “Çünkü inanıyoruz ki, iyi ürün olmadan iyi yemek olmaz.” dedi. Özerkan, damak paletinin gitgide daraldığının altını çizerken, binyıllardır bu topraklarda olan ve yalnızca bu topraklarda yetişen tohumlarımızın kaybolma riskiyle karşı karşıya olduğumuzun altını çizerken, Türk mutfağının hak ettiği gerçek potansiyelini ortaya çıkartmanın önündeki en büyük engellerden birinin bu olduğuna dikkat çekti. Özerkan; “Taşköprü sarımsağı 2500 yıldır bu topraklarda. Selenyum, aroma ve içeriği itibariyle eşsiz bir ürün. Bizim dedelerimizin dedesinden evvel de buradaydı. Bunlar topraklarımızda bulunan hazineler, bizim değerlerimiz. Türk mutfağına değer katacak ürünler. İşte damak tadımızı zenginleştirecek, Türk mutfağının hak ettiği yere getirecek, müşterilerimize değer katacak, onları farklılaştırmayı sağlayacak gerçek hikaye asıl burada. Dolayısıyla artık biz ürün değil, müşterilerine yaşatabilecekleri deneyimlerin hikayelerini sağlıyoruz.” diye konuştu.
Türk mutfağının gerçek potansiyelini ortaya çıkartacak bilginin toplanacağı bir platforma ihtiyaç duyduklarını belirten Özerkan, iş modelinin üçüncü ve en önemli ayağı olarak önceki sene faaliyete geçen deneyim ve keşif mutfağı Gastronometro’yu konumlandırdıklarını ifade etti. Özerkan, “Gastronometro bilginin toplandığı ve gastronomi topluluğunun kendi alanlarında exponential başarılar elde edebilmeleri için kullanımlarına sunulduğu bir buluşma noktası. Bizler Gastronometro’da yurtdışından bilgi getiriyoruz. Türk şefler kendi bilgilerini getiriyor. Bu bilgiler birleştirilerek diğer şeflere geri veriliyor. Kendi hikayemizi de buradan yaratıyoruz. Müşterilerimizin kendi müşterilerine sunacakları deneyimin hikayesini yaratıyoruz. Almadan vermenin gücünü kullanıyoruz. Tüm bunlar bir bağlılık, bir topluluk hissi yaratıyor. Aynı zamanda sektörün gelişmesine de katkıda bulunuyor. Bonkör bir şekilde almadan vermenin gücünü kullanarak bir community oluşturuyoruz.” şeklinde konuştu.