TURİZMİN SESİ
2 Nisan’a kadar devam edecek fuarda 250’ye yakın tekne görücüye çıktı. Teknelerin toplam değeri ise 500 milyon TL’yi aştı. Her keseye uygun tekne ve tekne ekipmanlarının yer aldığı fuarda en uygun teknenin fiyatı 15 bin TL’den başlarken, en pahalı teknenin fiyatı ise 15 milyon TL’yi buldu. 2023’te Türkiye’de karada düzenlenen tek fuar olma özelliği taşıyan Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı’nda sergilenen teknelerin büyüklüğü ise 3 metre ile 16 metre arasında.
DENİZ TURİSTİ 2 KAT DAHA FAZLA HARCIYOR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de katıldığı MAST Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı’nın açılışında konuşan Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Vekili Cem Hüroğlu, fuarın sadece çeşitli malzemelerden yapılmış denizde yüzen birer taşıt, spor malzemesi değil, aynı zamanda bir kültürün fuarı olduğunu dile getirdi. Cem Hüroğlu, “Deniz ve denizcilik bir kültürdür, bir tutkudur. Ancak denizlerle çevrili bir ülke olarak henüz deniz kültürünün yerleştiği bir ülke olamadık. Böyle bir ülke olmak, denizcilik kültürünü geliştirmek için dernek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Düzenlenen fuarlar ve etkinliklerle denizciliğe olan ilgiyi artırmaya çalışıyoruz. Bu noktada deniz turizminde payımızı artıracak düzenlemelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemeliyim. Avrupa’daki iç su ve denizlerde bulunan yaklaşık 10 bin marinadaki tekne bağlama kapasitesi 1 milyon civarındayken, ülkemizde yaklaşık 85 adet marina, yat limanı, yat yanaşma yeri ve barınağı kapasitesi ise 30 bindir. Yani bağlama kapasitesinde Avrupa’nın yaklaşık yüzde 3’ü gibi bir oran ülkemize aittir. Bu noktada yapılacak çok şey var. Deniz turizminin gelişimi ülkemiz için çok büyük bir gelir kaynağı yaratacaktır. Ülkemizde otelde tatil yapan bir turistin kişi başı haftalık harcaması ortalamada 600 doların altındadır. Deniz turizminde ise bu rakam 1200 doların çok üzerindedir.” Denizcilikte Türkiye’nin henüz istenilen seviyede olmadığını vurgulayan Tekne İmalatçıları Derneği (TEKİMDER) Başkanı Hüseyin Akduman, “Türkiye’de marina ve bağlama kapasitesi çok düşük. Bu sayının hızlıca artırılması gerekiyor. Bunun dışında sektörde kalifiye eleman sıkıntısı yaşanıyor. Avrupa’da üretim kapasiteleri çok doldu. Bu yüzden Türkiye’ye ilgi arttı. Ancak üretimde kalifiye eleman bulmak çok zor. Tüm bunların dışında Türkiye’de artan üretici sayısı sevindirici. Üreticilerin payı artmaya başladı.” dedi.
TÜRKİYE TEKNE VE YAT SEKTÖRÜ DÜNYADA İLK 3’TE
İZFAŞ ile birlikte İzmir’de böyle bir fuarı düzenlemekten büyük mutluluk duyduklarını ifade eden ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Dilek Günaydın, “Stratejik olarak İzmir'in lokasyonu artık yeni yapılan yollarla ulaşılabilir olması ve aynı zamanda çok fazla yerli tekne üreticisi bulunması nedeniyle İzmir'de bir fuar olmasının doğru olacağını düşündük. Bu kapsamda yola çıktık. Dünyanın en büyük tekne markaları, aynı zamanda Türkiye'nin en büyük tekne üreticilerini İzmir’de buluşturduk.” dedi. Türkiye’de tekne üretiminin dünyada ilk 3’te yer aldığının altını çizen Dilek Günaydın, “Üretim tarafından çok kaliteli bir iş gücüne sahibiz. Sektör için çok büyük bir emek harcanıyor. Bu emek dünya çapında karşılığını buluyor. Türkiye, dünyada tekne ve yat üretiminde tercih edilen ülke konumuna geldi. Bu konumu daha yukarılara çıkarmak ve sektörümüzün algısını daha da yükseltmek için fuarlar düzenlemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
EKONOMİYE MİLYONLUK KATKI
Toplam değerleri 500 milyon TL’yi bulan tekne ve yatların İzmir’de sergilenmesinin şehir ve şehir ekonomisi için çok önemli olduğuna dikkat çeken ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Emel Yılmaz, “Fuar sayesinde şehre çok ciddi bir ticaret hacmi sağlanıyor. Milyonlarca liralık ticaret hacmi yaratılıyor. Yerli ve yabancı markaların bir araya geldiği fuarın Türkiye’deki üretime de çok ciddi pozitif katkısı olacağına inanıyoruz. Çünkü artık neredeyse dünyadaki bütün büyük tekne markaları 2025-2026 yıllarına teslim tarihi vermeye başladı. Böyle olunca da Türkiye gibi üretici ülkelere de ilgi arttı.” ifadelerini kullandı. Fuara katılan firmalarda yerli-yabancı oranlarının yarı yarıya olduğuna vurgu yapan Emel Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerli markaların geçtiğimiz yıllarda fuar katılımı biraz daha düşük kalıyordu. Bu oran yüzde 70'e yüzde 30 civarındaydı. Ancak son yıllarda Türkiye'de yat sektörü çok hızlı gelişti. Bu gelişim fuara katılımlarda da kendini göstermeye başladı. Gelişen teknoloji de pozitif yönde etkiledi. İzmir fuarında yerli ve yabancı marka katılım oranı yarı yarıya oldu. Bu da gelecek adına hem sektör hem de ülkemiz için büyük bir fırsatı beraberinde getiriyor.” dedi.
FARKLI ÜLKELERDE TEKNE SAHİPLİK ORANLARI
Tekne sahiplik oranları ülkelere göre farklılık gösteriyor. İspanya’da 233 kişiye, Fransa- İtalya’da 130 kişiye, Yunanistan’da 60 kişiye, Hırvatistan’da 40 kişiye, Türkiye’de ise 854 kişiye 1 tekne düşüyor. İsveç’te 13 kişiye, Norveç’te ise 7 kişiye 1 tekne düşüyor.