TURİZMİN SESİ
Türkiye, son yıllarda yoğun olarak gıda güvenliğini tartışırken, bir başka büyük tehlikenin sağlığımıza oluşturduğu gizli tehdit Greenpeace Uluslararası tarafından geçtiğimiz günlerde raporla bir kez daha açıklandı. Rapor Dünya ölçeğinde 20 farklı giyim markasının ürünlerinde kanserojen etkili boya ve kimyasalların varlığını tespit etti. 42 yıldır sağlıklı ev tekstili ürünleri üreten Altınbaşak Tekstil, zararlı kimyasallara karşı tüketicileri uyarırken, Avrupalı firmaların “Eko-Teks 100” sertifikasız ürünü almadığına iç piyasanın ise tehlikenin henüz farkında olmadığına dikkat çekti.
Yediğimiz meyve sebzenin organik olmasına dikkat ederken, tenimizle temas eden tekstil ürünlerindeki kimyasalların tehlikesinin farkında değiliz. Alman cilt kliniklerinde yapılan araştırma sonuçları deri hastalıklarının %2’sinin tekstil kaynaklı olduğunu söylüyor. Kanserojen etkili azo boyar maddeler, alerjik kumaş boyaları ve kumaşın terbiyesi ya da son işlem sırasında kullanılan ağır metal içeren maddeler, üzerimize giydiğimiz gömlekle, tişörtle terleme yoluyla vücudumuza giriyor ve birikerek DNA üzerinde etkili oluyor. Bu etki, bağışıklık sistemini de etkileyerek kansere yol açabiliyor.
Birçok kişiye bu kelime yabancı gelebilir. Dünya hazır giyim sektörünün gündemine 1995’li yıllarda giren Eko- Teks 100 standardı, en gelişmiş laboratuvarlarda tekstil ürünlerinin analizlerinin yapılarak, üretim ve boya sürecinde kanserojen, toksik etki ve alerjik maddelerin belirli sınırlara çekilmesi anlamına geliyor. Ürünler bebek ve küçük çocuk ürünleri, deri ile temas eden tekstil ürünleri, deri ile temas etmeyen ürünler ve ev tekstili ürünleri olmak üzere dört ayrı kategoride değerlendiriliyor. Ürünün tene temas eden alanı arttıkça o giyside aranan değerler o oranda fazlalaşıyor. Ayrıca bebek teninin hassaslığı nedeniyle en düşük sınır değerleri bu tür ürünlerde aranıyor.
Avrupa ve ABD'deki büyük perakende zincirlerinin, ithal ettikleri tekstil ürünlerinde aradığı "Eko-Teks 100" değerleri, Türkiye'deki tüketiciler tarafından henüz tam olarak bilinmiyor. Başta Almanya, Avusturya, Fransa ve İsviçre Eko-Teks 100 belgesi olmayan tekstil ürünlerini ithal etmiyor. Türkiye başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın en büyük tekstil tedarikçisi olduğu için şirketlerimiz özellikle ihraç ürünlerinde bu standardı uyguluyor. Diğer yandan tekstilin iç pazarda herhangi bir kontrol mekanizması olmadığı için yurtdışına ekolojik ürünler giderken, iç pazar bilinçsiz ve denetimsiz ürünlere pazar oluyor. Bu tür ürünleri Eko-Teks 100 belgeli ürünlerden ayırmanın en kolay yolu ise renk verip vermediklerine bakmak. Renk veren ürünlerin %100’e yakın bir kısmı kanserojen boya ihtiva ediyor.
Tüketiciler daha bilinçli hakkını aramalı
1971 yılından bu yana ev tekstili üretimi yapan Altınbaşak Tekstil’den yapılan açıklamada,“ Greenpeace raporunun bu konuda bilinçlenmeye katkısı olacağına vurgu yapıldı. Tüketicilerin 24 saat temas halinde olduğu renk veren, kaşıntı yapan, alerjiye neden olan giysilere karşı daha duyarlı olması ve hak aramaları uyarısında bulunuldu. Tekstilde Türk şirketlerinin özellikle Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Belçika, Hollanda gibi ülkelerin kalite standartlarında ürün satışı gerçekleştirdiğine değinilirken, maalesef kendi insanlarımızın ihtiyaçları ve hassasiyetleri göz önünde bulundurulmuyor. Avrupaya ürün satmak güzel fakat kendi insanımızı da denetimsizliğin kurbanı yapmayalım.” vurgusu yapıldı.