DÖSİMM’in SİCPA ile olan mukavelesini iptal etmesi lâzım gerekçesi çok açık

Başaran ULUSOY; DÖSİMM’i ve SİCPA’yı eleştirirken Bakan Mehmet Ersoy’u başarılarından dolayı tebrik etti

TURİZMİN SESİ


TÜRSAB geçmiş dönem Başkanı Başaran ULUSOY Kurban Bayramı vesilesiyle acentalara bir açıklama yaparak hem bilgilendirme hem de bayramlarını kutladı. Kurban Bayramı’nın ülkeme huzur dolu, sevgi dolu, saygı dolu olmasını diliyorum. Herkese nice bayramlar diliyorum. Değerli meslektaşlarımın bayramını kutluyorum ve iyi çalışmalar diliyorum.Zaman zaman bilgi vermeye çalışıyorum. Bugün ise, TÜRSAB ile Müzeler hakkında görüşlerimi çok değerli meslektaşlarıma aktarmak istiyorum. 

 

BİZİM ÜRÜNÜMÜZ KÜLTÜR VARLIKLARIMIZ MÜZE VE ÖRENYERLERİDİR
Bizim ürünümüz yaylalarımızdır, bizim ürünümüz kıyılarımızdır, bizim ürünümüz göllerimizdir, bizim ürünümüz doğamızdır yeşilliğimizdir. Bunları korumak mecburiyetindeyiz. Bizim ürünümüz kültür varlıkları yani örenyerleri ve müzelerdir. Seyahat acentalarının en önemli pazarlamaya çalıştığı bu güzelliklerdir. Ama gelin görün ki 2000 yılında göreve geldiğimizde bir Topkapı bir Ayasofya’nın bilet ücreti 20 TL idi. Bugün ise 70 TL’lere ulaşmış vaziyette.

BEN ZAMLARA KARŞI DEĞİLİM AMA ANİDEN YAPILAN ZAMLAR ACENTALARIN ZARARINA OLUYOR
Ben zamlara karşı değilim. Evet dolar artıyor, masraflar artıyor, kazılar çoğalıyor, gelişmeler çok güzel. Ama acentalar fiyatlarını, acentalar listelerini, acentalar hesaplamasını bir sene önceden yapıyorlar. Otellerini, uçağını, restoranını, müzelerinin pazarlığını bir sene önceden yapıyor. Siz bir sene önceden fiyatı istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz ama 15 gün önceden fiyat ayarlanmaz. Böyle bir yanlış olmaz. Yani eğer siz müzeleri bu şekilde idare ederseniz alan firmanın yani SİCPA’nın ekmeğine yağ sürersiniz. Müze ve örenyerleri ihalesini alan firma kâr eder. Sayın Bakan bu konuda çok hassas, müzelerin gelişmesini sağlamış, Türk Bilim Adamlarına kazılar vermiş. Yabancılar kazı yaptığı zaman 15-20 gün kazı yapıyor, 9 ay yatıyor. Ama Türk Bilim Adamları, Türk Arkeologlar, hocalarımız 12 ay sahada çalışıyorlar, bu doğru bir şey. Bugün bence DÖSİMM’in SİCPA ile olan mukavelesini iptal etmesi lâzım. Gerekçeleri de çok var. Biz idare ettiğimizde tişört giyinmedi yaz ceza, kumada odasını açmadı yaz ceza, bilet 10 dk geç verildi yaz ceza, turnike bozuldu yaz ceza. Bunlarla biz hep karşı karşıya kaldık. DÖSİMM neden ihaleyi aşan firmayı bu kadar tutuyor bunu anlamakta zorluk çekiyorum. 

FİYAT DENGESİZLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMAK LAZIM
Seyahat acentaları müzeleri pazarlarken fiyatlarını 1 sene önceden veriyordu. Bu bakımdan doğanın korunması bizim için ne kadar önemliyse müzelerin çok iyi idare edilmesi bizim için önemli. Bugün gerek bilet basımında gerek dağıtımında gerek işlemesinde acentaların eziyet çekmesine gerek yok. Tuzla’dan gidip bilet almak ne demek? İstanbul’da bir tane şube açarsın. Milyarlarca para kazanıyorsun milyarlarca parayı cebine indiriyorsun ama kolaylık yapmıyorsun. Acentalar velinimetin. İhaleyi almak demek despotluk yapmak değildir. Dolayısıyla hediyelik eşya mağazalarındaki bir şişe gazoz 20TL, bir şişe su 20TL. Sen suya 20TL, gazoza 20TL alırsan Bakanlıkta fiyatları arttırır. Evvela bu dengesizliği ortadan kaldırmak lâzım.

MÜZE VE ÖRENYERLERİ ANLAŞMASINI DÖSİMM VE BAKANLIK TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMELİ 
DÖSİMM ve Bakanlık Müze ve örenyerleri anlaşmasını tekrar gözden geçirmeli. Mağazaları tekrar yeni baştan ele almalı. Aksi takdirde Mağazalarda hediyelik eşya Çin’den gelen malları satarsınız. Hediyelik eşyalar Türk El İşi Sanatı’nı en iyi şekilde mağazada satmak, geliştirmek ve hem ülkeyi tanıtmak hem ülkenin kıymetlerini ortaya koymak anlamında yapılmıştır. Gerçi bugün yönetimi idare eden arkadaşımız Genel Kurul’da ben kasap mıyım tabi ki ihaleyi alacağım demişti. Kasap değilsin ama kasap gibi işler yapıyorsunuz. Kasaba benzediniz. Yalnız doğruyorsunuz, kesiyorsunuz başka yaptığınız bir şey yok. Müze fiyatları 18 yılda biz acentalara %25 tenzilatlı bilet verdik. Bunun %20’ sini acentalara yansıttık, %5’i ile termal turnike yaptık, müzeleri geliştirdik, Laodikeia’da vinç aldık, Pamukkale’de işler yaptık, Efes’te aydınlatma yaptık, Efes’te amfi tiyatronun onarımını yaptık, Çavdarhisar’da yaptık. Bunlar hep bizim kazandırdıklarımızdır.

BİZ YAPMASAYDIK, OLUR MUYDU?
Bazı sosyal medya basın mensupları yazıyorlar. %20 aldı, %5’i TÜRSAB olarak aldı. Aldık ama %5’i cebimize koymadık ki biz harcadık. Biz harcamasaydık termal turnikeler olur muydu? 110 tane Müzeye termal turnikeyi TÜRSAB koymuştur, bilet basımını TÜRSAB yapmıştır. 2016 yılı kötü geçince kotamızı dolduramadık, 40 milyar TL ceza yedik. Ama Seyahat Acentaları 18 yılda 870 milyon TL indirim aldı bunları neden göz ardı ediyorsunuz. Bize bir şey soruldu mu da biz cevap vermedik. Müzeler korunmalı , Müze anlaşması tekrar gözden geçirilmeli. Sayın Bakanın bu konuda hassasiyetini biliyorum. Hatta ve hatta bir indirim daha almış. Bu indirimlerden acentalar faydalansın. Müzeler bizim en kıymetli ürünümüzdür.

ŞİMDİ MÜZELER İÇİN NE YAPTINIZ? 
Ankara’da kontrol mekanizmasını kuran teşkilatı kurduk. Çalışan personelimiz o zamanlar 160-170 kişiydi bütün giyim kuşamlarını ve eğitimlerini tamamladık. Her şeyi yaptık. Yatırımlar yaptık. Kars’a Aynalı Köşk’ü, Beyoğlu’nda Garibaldi Binası’nı, Side’de kazıları yaptık. Hangisine destek vermedik? Aldığımız Antalya Perge’deki vinci her şeyi yapmaya çalıştık ama seyahat acentasının fikri alınmadan zam yapılmamalı. Yani TÜRSAB’ın fikri alınmadan zam yapılmamalı. Eğer bunda bir yanlışlık varsa bunu TÜRSAB’ta aramalı. 

TÜRSAB BAŞKANI’NIN VAZİFESİ SEYAHAT ACENTALARININ HAKKINI KORUMAK VE KOLLAMAKTIR
Bunun için ben müze fiyatlarındaki artışlar olabilir, dolar yükselmiştir, giderler çoğalmıştır, kazılara çok para harcanacaktır bunlar müzelerin lehine olacaktır ama bu 15 gün önce SİCPA’nın aklına gelecek, gece rüyasında görecek zam yapıyorum sabahleyin uygulayacağım diye bir şey olur mu? Yanlış bizim görevimizde 18 yıl zarfında 1 defa zam yapıldı. Biz 18 TL’den teslim aldık Topkapı’nın kişi başına düşen biletini 20TL’de bıraktık, şimdi 70TL’lere varmış. Sen AKG’de gazozu 20TL’ye satarsan DÖSİMM’de diyecek ki benim Topkapı’m, Ayasofya’m 20TL yapmaz mı? Tabi ki daha fazlasını yapar.Ben Sn Bakan’dan şunu rica ederim. Lütfen tekrar DÖSİMM ve hukukçularınız sözleşmeyi yeni baştan ele alsınlar. Biz Genel Kurul’a girerken hazırlıksız yakalandığımız için Müze ihalesine girmemiz mümkün olmadı. Çünkü zarar etmiştik, muhalefet bize müzeden yüklendi, kendisi ne yaptı? Tenkit etti ne yaptı? Onu söylesin bana...

Karşı mı çıktı? Hayır
Uygulamaya mı yardım etti? Hayır
Girişimemi destek verdi? Hayır 
Değişim dedi kendisi değişti...

Yani bunlar bayram günleri konuşulacak olaylar değil ama Seyahat Acentaları evet müze biletini almak mecburiyetinde. Bugün müzelere girişler artmış, müzelerin bakımı güzelleşmiş, temizliği iyi, güvenliği iyi gayet güzel. Mağazaların iyi idare edilmediğinin farkındayım ama tenkit etmek istemiyorum. Çünkü diyecekler ki muhalefet yapıyor. 

BEN BİR BÖLEN DEĞİLİM BEN BİR BİLENİM
Bildiklerimizi aktarmaya çalışıyorum. Yazık! Müzelerin bu şekilde pazarlanmasındaki yanlışların ortadan kaldırılması lâzım. SİCPA kendine güveniyorsa yeni baştan tekrar ihaleye girer. Sayın Bakan ki tekrar söylüyorum biz her 15 günde bir ihtarname yiyorduk. Neydi bizim günahımız? Eğer biz böyle idare edilseydik biz zararları da karşılamıştık. Anlayış görmedik ama şu anda Bakan gayet mesleğe vakıf öyle hissediyorum ve görebildiğim kadarıyla da bazı yanlışlara da dur diyor. Demesi lâzım. Müzelerin tanıtımında, pazarlamasında, gelişmesinde en büyük etken Seyahat Acentaları Birliği “TÜRSAB” olmuştur Bizim işimiz bu. Bizim işimizi bizden almasınlar. Müzelerin idaresi, Müzelerin pazarlanması, Müzelerin geliri TÜRSAB’a kaldığında, TÜRSAB’ta bunu kazılara, Kültür Varlıkları’nın yaşamına tahsis edecek. Dolayısıyla biz aldığımız zaman biz kâr amacıyla almıyoruz, biz gelişim amacıyla alıyoruz, ilerletmek amacıyla alıyoruz ve kazandığımızı da Türk Kültürü’ne, Türk Turizmi’ne yaptığımız yayınlarla, 15-16 tane prestij kitabı; İzmir, Antalya, Kars, Muğla, Denizli, Aydın, Karadeniz’de 18 vilayetin tanıtımını yaptık, kitaplar bastık, bizim işimiz buydu. Bunların yapılması lâzım, kazandıklarımızdan bunları yaptık. Maalesef 2016 yılında olan olumsuz hadiseler, yaşadığımız o yıl kotamızı dolduramadık. Devlette geldi, 106 milyon TL ceza yazdı, bunun 45 milyon TL’sini ödedik, geri kalanında da indirimden faydalandık. Neydi bizim günahımız? Müzelerden biz %25 aldık ama almamızın bir sebebi vardı. Bakanlık %25 bize tahsis etti, %20’yi acentalara yansıttık. Bazı müzelerde hiç zam yapmadık ama kazandığımızı da bu müzelere yatırdık. Giyiminden, güvenliğinden, suyundan yalnız Pamukkale’de ki peyzaja, güvenliğe 500 bin liraya yakın para verildi, bunları hep biz karşıladık. 6 yıl boyunca zahmeti çektik. Genel Kurul arifesinde biz ihaleye girmedik. Yeni değişim diye gelenler bizi vurmak için bizim işimiz mi bu dedi. Müzelerin ihalesine girmek bizim işimiz mi dedi. Ama kendisi gitti etik olmayan bir vaziyette Mağazaların İşletmesini aldı. Evet bizim işimiz bu. Müzeler bizim işimiz ve bizim de olması lâzım. Bugün bizim değil işletmesi ama yarın bizim olacak. SİCPA’nın keyfine tahsis edilen Müzeler değil. Türk Turizmine, Türk Kültürüne tahsis edilen müzelerdir. Onlar bizim tapulu malımız. Kollamalıyız, korumalıyız ve güzel işletmeliyiz. 

MÜZELERİ ALAN FİRMADAN MEMNUN MUSUNUZ? DİYE BİR ANKET YAPILSIN
Ben Sayın Bakanımızın Müzeler konusundaki hassasiyetini bilmekle beraber yeni baştan bu işin ele alınması lâzım. Bir anket yapılsın. Müzeleri alan firmadan memnun musunuz? diye bir anket yapılsın. İnanın %99’u memnunum demez. DÖSİMM bunları gayet iyi biliyor. DÖSİMM’in başındaki arkadaş gayet bu konuda deneyimli ama neden korunuyor anlamakta zorluk çekiyorum.

SEYAHAT ACENTALARI BİRLİĞİ’NİN VAZİFESİ DOĞANIN KORUNMASINDA EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİR TANESİDİR
Sümela Manastırı neyse bizim için Ani bizim için aynı, Akdamar bizim için aynı, Ahlat bizim için aynı. 81 vilayetin güzelliklerini biz tanıtmaya çalıştık. Seyahat Acentaları Birliği’nin vazifesi yalnız üye aidatlarını çoğaltıp kanuna sokmak değildir. Seyahat Acentaları Birliği’nin vazifesi doğanın korunmasında en önemli faktörlerden bir tanesidir ve burada önümüzde bir fırsat var. 

Turizm Ajansı Kuruldu. Turizmde küsmek var mı? Turizmde küsmek yok. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ticari görüşümüz ne olursa olsun, sportif görüşümüz ne olursa olsun uzlaşacağımız nokta turizmdir. Turizm Ajansı kuruldu. Kurulurken Bakanlıkla oturup, anlaşsaydınız, yapıcı tenkitlerinizi ortaya koysaydınız Sayın Ersoy’un bunları dinleyeceği kanaatindeydim. Ama kanun çıktı ve Meclisten de süratli bir şekilde çıktı. O zaman bugünkü mevcut kanunla TÜRSAB ne yapabilir, nasıl, neyi, ne zaman, nerede yapacağının politikasını şimdi ortaya koyması lâzım. Evet ağırlığımız ajansta yok, sebeplerini bilmiyorum neden yok. TÜRSAB’ın yönetimi Bakanlık yönetimi ile beraber uyum içerisinde çalışması lâzım. Yapmadılar, bundan sonra yapmaya çalışsınlar. Ajans faydalı mıdır? Zararlı mıdır? Bunu zaman gösterecek. Ama muhakkak siyasi otorite, kamu yönetimi faydalı görmüşse buna Birliğin, Seyahat Acentaları Birliği’nin üyelerine, Türk turizmine faydasının en iyi şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Bundan sonrasını düşünmek lâzım. Şimdi karşı çıkıyorsun, küsüyorsun. Turizmde küsmek var mı? Turizmde küsmek yok. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ticari görüşümüz ne olursa olsun, sportif görüşümüz ne olursa olsun uzlaşacağımız nokta turizmdir. Burada Seyahat Acentaları Birliği’ne çok görev düşüyor.

KOLLAYACAĞIZ, KORUYACAĞIZ VE PAZARLAYACAĞIZ
Kollamak mecburiyetindeyiz. Doğamız 2000 yılında başlayan çalışma tempomuzda biz doğayı ele aldık. Biz Kazdağları’nda 2004-2005 yıllarında geziler yaptık. Dile getirdik o günden işaret ettik. Biz TEMA Vakfı’nda çok değerli büyüğüm Hayrettin Karaca Bey ile beraber çok güzel çalışmalar yaptık. TÜRSAB-TEMA İşbirliği yaptık. Bugün doğaya sahip çıkan yalnız TEMA olmamalı. Tüm kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin doğaya sahip çıkması lâzım. Geleceğimiz doğaya bağlı. Irmaklarımız, yaylalarımız, göllerimiz bizim için önemli.

KAZDAĞLARI’NIN İSMİNİ KAZ KOYMUŞLAR, “KAZ” DİYE KOYMAMIŞLAR
Kazlar gezsin diye yaptılar. Yazık, oksijen çadırını parçalamaya kimsenin hakkı yok. Herkes HES dese de ben HES’e YES demem.HES’lerin çoğuna karşıyım. Doğayı tahrip eden anlayışa karşıyım. Yaban, av, hayvan hayatını korumamız lâzım. Bunlar bizim ürünlerimiz bunlar bizim değerlerimiz.

HAYRETTİN KARACA 1 MİLYAR MEŞE BOŞUNA DEMEDİ 
Yani 90 yaşı aşmış bir Hayrettin Karaca hala doğayı konuşuyorsa ki bundan 15 sene önce “1 milyar Meşe” dediğinde herkes gülmüştü, şimdi haklı. Sel felaketlerini önleyecek, iklim değişikliğine dur diyecek ormanlarımızdır. Yani milli ağacımız meşedir. Tomurcuğundan hayvanlar beslenir, köklerinde su toplar, su deposudur. Koruyucudur. Türkiye’nin meşe kampanyasına derhal girmesi lâzım. Biz fırtına vadisi için Hayrettin Bey ile beraber ne kadar mücadele ettik. Ben Trabzon’da Çam Burnu’nda arabayı durdurupta bir kesilmiş çam ağacının Hayrettin Karaca ile kucaklaşmasını gördüm, Hayrettin Bey’in ağaçla konuşmasını gördüm, ağlamasını gördüm. 1 ağaç için... Şimdi binlerce ağaç buna gözyaşları yetmez. Kazdağları’nın ismi Kaz Dağları’dır ama “kaz” diye değil... Kaz’lar gezsin diyedir...

YOLLARA DİKKAT
Kurban Bayramı vesilesi ile herkes yollara çıkacak. Yolların Kralı olmaz, kuralı olur. Herkes kurallara uysun. Güvenlik güçlerimize, polislerimize, herkes itaat etsin. Yazıktır, günahtır! Yüzlerce kaza, yüzlerce kayıp vermeyelim. Milli değerlerimiz, canlarımız heba olmasın. Lütfen dikkatli olun. 2 saatte gideceğiniz yere 3 saatte gidin. Sağlıklı ve sağlam gidin.

İyi bayramlar diliyorum. Tüm Seyahat Acentası arkadaşlarıma, Meslektaşlarıma iyi bayramlar diliyorum, saygılar sunuyorum.