DOĞUM SONRASI DÖNEM ÖNEMLİDİR

Doğumdan sonra eve gelen kadın, hem anne hem de ev kadını olarak birdenbire yepyeni görevlerle karşı karşıya kalır ve bu görevlere uyum sağlamakta güçlükler yaşayabilir

TURİZMİN SESİ

Bebek sahibi olmak mutluluk veren bir olaydır, ancak anne olmak, kadın için olgunlaşma krizi yaşanmasına sebep olabilir. Doğumdan sonra eve gelen kadın, hem anne hem de ev kadını olarak birdenbire yepyeni görevlerle karşı karşıya kalır ve bu görevlere uyum sağlamakta güçlükler yaşayabilir. Birçok psikiyatrik hastalığın kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı’na bağlı Academic Hospital’da psikiyatri alanında görev yapan Uzman Dr. Duygu Biçer, doğum yaptıktan sonra bu hastalıkların görülme sıklığının tepe noktaya ulaştığını bildirdi. Biçer, doğumdan hemen sonraki emzirme dönemi ve bebeğin bir yaşına kadar olan zaman diliminin ‘postpartum dönem (doğum sonrası dönem)’ olarak adlandırıldığını ve bu dönemin psikiyatrik tabloların görülebildiği önemli bir evre olduğunu söyledi. Biçer, gebelik ve doğum sonrası dönemde annede gelişen bir psikiyatrik hastalığın, hem çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini hem de annede belirgin hastalıklara yol açtığını ifade etti.

Doğum sonrası ruhsal problemlerin ortaya çıkışında biyolojik, hormonal ve ailesel etkenlerle psikososyal çerçevenin birlikte ele alınması gerektiğini belirten Uzman Dr. Duygu Biçer, aile öyküsünde bu döneme ilişkin ruhsal hastalık öyküsü olanların ve adet düzensizliği yaşayan kadınlar riskli olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca istenmeyen gebeliklerin, aile içi bozuk ilişkilerin, sosyal destek sistemlerinin yetersizliğinin göz önünde bulundurulması gereken diğer durumlar olduğunu vurgulayan Biçer, kadının geçmişte annesiyle yaşadığı deneyimlerin, bu gelişme döneminin yaşanmasında önemli olduğunu ve gebelikle doğum sonrası yaşantıyı etkilediğini belirtti.Duygu Biçer, doğum sonrası dönemde ortaya çıkan ve bu döneme özgü en dikkat çekici psikiyatrik tabloları, “postpartum blues”, “postpartum depresyon” ve “postpartum psikoz” olarak sıraladı.
 
En Sık Rastlanan Tablo “Postpartum Blues” 
Doğum sonrası en sık rastlanılan ve yeni annelerin büyük bölümünü etkileyen durumun “annelik hüznü” denen “postpartum blues” olduğunu belirten Uzman Dr. Duygu Biçer, bunun yüzde 50-80 oranında görülme sıklığının bulunduğunu bildirdi. Duygu Biçer, doğumdan sonraki ilk iki hafta içinde ortaya çıkan ve kaybolan annelik hüznünün; huzursuzluk, gözü yaşlılık, bebek için duygu eksikliği, tahammülsüzlük, eleştiriye aşırı duyarlılık, uyku bozukluğu, baş ağrısı, yorgunluk ve ani duygusal değişkenlik belirtileriyle kendini gösterdiğini söyledi.Annelik hüznünün nedeninin bilinmediğini ancak gebelik ve doğumla birlikte ortaya çıkan ani ve belirgin hormonal değişikliklerinin bu hastalığına yol açtığına dair birçok araştırma bulunduğunu belirten Biçer, konuyla ilgili şunları aktardı: 
 
“Yapılan araştırmalar tüm sosyal sınıflarda ve farklı kültürlerde görüldüğünü göstermektedir.  Annenin ilk doğumu olması, gebeliğin son üç aylık dönemde (6-9 ay arası) anksiyete (kaygı) ve depresif belirtilerin varlığı, öyküsünde premenstrüel sendrom, doğumla ilgili korkular, sosyal uyum güçlüğü ve gebelik hakkında ikilemlerin olması bu süreçle bağlantılıdır. Bir kaç gün ya da iki hafta içinde kendiliğinden düzelir. Durum hakkında bilgilendirmek, duygusal destek ve bebeğe bakımda yardımcı bilgiler vermek yararlı olmaktadır. Genellikle psikiyatrik değerlendirme gerektirmeyen bu durumda eğer belirtiler şiddetli ise ve iki haftadan uzun sürüyorsa belirgin bir depresif bozukluk varlığı açısından tekrar değerlendirilmelidir.” 
 
“Postpartum Depresyon”, Genellikle Doğumdan Altı Hafta Sonra Başlıyor
Doğumdan sonra ortaya çıkan bir diğer psikiyatrik tablonun “postpartum depresyon” olduğunu belirten Uzman Dr. Duygu Biçer, bu tablonun genellikle doğumdan altı hafta sonra başladığını bildirdi. Biçer, bu tablonun yetişkin annelerde yüzde 7-17, adolesan annelerde ise yaklaşık yüzde 26 oranında görüldüğünü ifade etti. Duygu Biçer, postpartum depresyon gelişmesinde rol oynayan etmenleri; gebede veya gebenin ailesinde depresyon öyküsü olması, gebelik süresince var olan depresyon, annelik hüznünün varlığı, psikososyal sorunlar, evlilikle ilgili uyuşmazlıklar, bebekte tıbbi problemlerin olması, istenmeyen ya da planlanmamış gebelikler ve gebelik süresince yaşanan stresli yaşam olayları olarak sıraladı. Bu tablonun, huzursuzluk, ilgi -istek kaybı, suçluluk duyguları, iştahsızlık, ümitsizlik - çaresizlik düşünceleri ve yorgunluk hissi belirtileriyle seyrettiğini vurgulayan Biçer, annede bebek için yetersizlik duyguları, azalmış konsantrasyon ve bellek bozuklukları da görüldüğünü söyledi.
 
Postpartum depresyon tedavisinin diğer dönemlerdeki depresyon tedavilerinden farklı olmadığı ifade eden Biçer, “Hafif ve orta düzeyde depresyonu olan kadınlarda psikoterapötik yöntemler yeterli olabilmektedir. Gerekli görüldüğünde ilaç tedavisi eklenebilir. Daha ağır seyrettiğinde hastane yatışı düşünülebilir.” diye konuştu. Doğum Sonrası Görülen En Ciddi Rahatsızlık İse “Postpartum Psikoz” 
Uzman Dr. Duygu Biçer, doğum sonrası görülen en ciddi psikiyatrik hastalığın ise ‘postpartum psikoz’ olduğunu ve bunun her 1000 kadının 1-2’sinde görüldüğünü belirtti. Biçer, bu tablonun, doğumdan sonraki ilk 4 hafta içinde ve annenin yaşından, sınıfından ve sosyokültürel durumundan bağımsız olarak ortaya çıktığını söyledi.Düşünce bozukluğu, varsanılar, gerçeği değerlendirme yetisinde bozukluk, hızlı duygudurum dalgalanmaları, uykusuzluk, huzursuzluk, bebeği hakkında anormal ve takıntılı düşüncelerin en sık görülen belirtiler olduğunu ifade eden Biçer, postpartum psikozun acil bir durum olduğunu ve genellikle yatarak tedavi gerektiğini sözlerine ekledi.