TURİZMİN SESİ
Deprem, ne kadar inanılmaz bir afet olduğunu Türkiye’nin yanında tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. Dünya şaşkınlıkla ve büyük bir üzüntüyle izliyor. Sadece 9 saat içinde iki tane 7,5 üzeri büyük deprem oldu, 500 km uzunluğunda, 100 km derinliğinde bir alanda, 10 farklı şehirde, 10 binin üzerinde bina yıkıldı. 50 binin üzerinde insan enkaz altında kaldı, 200 bine yakın hane evinden oldu, 2,5 milyonun üzerinde hane halkı evini terk etmek zorunda kaldı. En güçlü nükleer başlığın yaratacağı etkiden 30 kat daha fazla bir güç ile bölge sarsıldı, bilim insanlarına göre Türkiye’nin güney doğrusu 3 metre civarında yer değiştirdi.
Depremde ilk 48 saat son derece hayati olduğunu, ilk 72 saat ise hayata dokunabilmenin son sınırı olduğunu ifade eden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Özellikle kış şartlarında 72 saat içinde enkazdan kurtulamayanların canlı kurtulabilme şansları %5’in altındadır. Deprem vukuunda, hangi bölgedeki depreme hangi kamu kurumu ve şirket imkanlarıyla nasıl müdahale edileceğinin planlamalarının hazır olması, afet görev emirlerinin e-devlet ile online olarak cepten ulaştırılması, bu belgeler ile herkesin deprem toplanma bölgelerine ve görev alanlarına acilen aktarılması gerekmektedir. Deprem sonrasında, hangi TSK biriminin/belediyenin ya da kamu biriminin, hangi hedef deprem bölgesine, hangi öncelikle, nasıl bir alarm durumunda, nasıl bir görev emriyle ya da senaryo bazlı otomatik olarak hareket edeceğinin önceden tanımlanmış olması gerekir. Depremde ulaşım ve iletişim altyapılarının komple/kısmen zarar görebileceği, enerjinin kesilebileceği öngörülerek tüm alternatif ulaşım, barınma, beslenme, arınma ve korunma altyapılarının önceden planlaması gerekir. Deprem bölgesinde kötü amaçlı yağma, hırsızlık ve vb ihtimallere karşı kolluk güçlerince acil tedbirlerin hızla alınması gereklidir.” dedi.
Enkazdan canlı kurtarma süreci nasıl olmalıdır?
Depremde enkazdan canlı kurtarma sürecine değinen Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları anlattı: “Deprem lojistiği açısından en kritik konulardan birisi depremde kurtarma, tahliye, sağlık hizmetleri, yangın vb. süreçlerde görev yapması beklenen personelin ve yakınlarının da o bölgede yaşıyor olduğu gerçeğidir. Eşi, çocuğu, yakını enkazda olan birisinden bunları bırakıp görevini icra etmesinin beklenmesi mümkün değildir. Acil müdahale ekiplerinin mutlaka yakın çevreden hızla takviye edilmesinin önceden planlanması gereklidir. Depremde enkazdan canlı kurtarma süreci; özel teçhizat, iş makinaları ve özel eğitimli organize personel gerektirir. Kuru kalabalık ve insan gücü ile tahliye ve kurtarma operasyonu çok kısıtlı olabilecek bir çözümdür. Türkiye gibi bir deprem ülkesinde TSK ve AFAD bünyesi dışında normal dönemde gönüllülerce organize edilmiş, 81 ile yayılmış, belki binlerce kurtarma ekibine ihtiyacı vardır. Bunların tamamının envanterinin AFAD koordinesinde hazır tutulması, afet görev emirlerinin AFAD tarafından yönetilmesi, deprem vukuunda nerede hazır olacakları, bölgeye hangi vasıtalar ile nasıl ulaştırılacaklarının net olması, güncellenen bilgilerin ekiplerle paylaşılıyor olması gerekir. Depremde gelen yardım malzemelerin, akaryakıt gibi ürünlerin nerede nasıl depolanacağı, tasnif edileceği, nasıl dağıtılacağı belli olmalıdır.” diye konuştu.
Canları etkili lojistik planlama kurtaracaktır
Depremin ülkemizin tartışmasız bir gerçeği olduğunu ve her 30 yıl içinde en az birkaç büyük deprem yaşandığının altını çizen Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: “Deprem barışta önden çok iyi hazırlanılması gereken, her türlü müdahale senaryosu hazır ve çalışılmış olması gereken bir süreçtir. Depremde canları etkili bir lojistik planlama kurtaracaktır. Deprem lojistiği çok önemli bir alandır. Tüm kamu ve özel kurumların eş zamanlı mühendislik yaklaşımı ile çok iyi koordine edilmesi ve yönetilmesi gereken etkili ve kusursuz bir kriz yönetimi gerektirir. Örneğin, mesele İstanbul’dan gıdayı Kahramanmaraş’a kamyonla göndermekten ibaret değildir. Gıda malzemelerini hedef bölgeye gönderirken, orada kimlerin karşılayıp nasıl geçici depolayacağının, nasıl kullanılacağının, mağdur vatandaşlara sıcak yemek olarak nasıl ulaştırılacağının, yemeğin kimler tarafından ve nerede, servisin kimler tarafından ve nerede yapılacağının, çöpleri kimlerin toplayıp, bölgeyi yeniden kullanım için kimlerin hazır hale getireceğinin A’dan Z’ye planlanmasıdır ve planlama, organizasyon, matematik ve iletişimdir.” dedi.
Depremle mücadelenin hiyerarşisi şu şekilde önceliklendirilmelidir:
1-Öncelikle depreme dayanıklı, yıkılmayan binalar yapmak, binaların içindeki eşyalardan deprem anında insanların zarar görmemesi için kritik eşya sabitlemelerini önceden yapmış olmak.
2-Deprem olmasıyla birlikte, deprem bölgesinde komuta-kontrol ve yönetimi hiyerarşisini devreye almak; kimin kimim emrine gireceğinin, kimlerin hangi seviyede yetkilerinin olduğunun tereddütsüz bilinmesini sağlamak.
3-Depremden etkilenecek bölgeleri tecrit edecek, tahliyeye ve yardım konvoylarının emniyetli ve hızlı bir şekilde geçişini sağlayacak, kolluk kuvvetler tarafından yönetilecek trafik hizmetlerini başlatmak; kara, hava, demiryolu ve denizyolu lojistik hatlarını devreye almak. Ana ulaşım akslarında trafik akışını engelleyecek yapısal bozulmaların teknolojinin de desteğiyle hızla tespit edilmesi (yolun göçmesi, köprü yıkılması vb.) TSK istihkam birliklerinin, karayolları ve demiryolları ilgili birimlerinin acil müdahalesiyle 12-24 saat içinde yeniden işler hale getirilmesi.
4-Karayoluna alternatif havayolu ve denizyolu çözümlerinin lojistik planlamalarda göz ardı edilmemesi gerekir.
5-Deprem öncesinde, bölgede olabilecek bir depreme müdahale için gıda, barınma, sağlık gerçeklerini stok seviyede bakımlı olarak bulundurmak, bunların acil kullanım planlamaları ve senaryolarının hazır olmasını sağlamak.
6-Potansiyel deprem bölgelerinde vatandaş tahliye planlarının önceden hazır edilmesi, bölgeye giriş ve çıkışlar için ayrı ayrı güzergahların belirlenmesi.
7-Deprem olduğu anda herkesin en kısa zamanda afet görev yerlerinde olmasını sağlayacak planlamaları ve bilgilendirmelerini yapmak. Zaman içinde her 5 yılda bir intibak tatbikatlarını yapıyor olmak.
8-Kamuda, belediyelerde ve ticari faaliyet gösteren şirketlerin envanterlerindeki iş makinası, operatörler, onları hedef bölgelere taşıyacak çekici ve operatörlerinin, kamyon, otobüs ve minibüslerin, karavanların envanterlerinin, bulundukları konumlarının AFAD bünyesinde güncel olarak bulundurulması, deprem durumunda afet görev emriyle hiç zaman kaybetmeden operatör ve şoförlerinin, yedek operatör ve şoförleriyle deprem görev yerlerine hareket için hazır bulundurulması sağlanması gerekmektedir.
9-Deprem anında afet görev emri alacak herkes otomatik olarak nerede, neyle hazır bulunacağını, hangi araç ile hedef bölgeye nakliye edileceğini önceden bilmelidir.
10-Deprem olduğu bölgeye ilk nelerin gönderileceği çok önemlidir. Lojistik hatların açık tutulması hayatidir.
Deprem bölgelerine öncelikle sevk edilmesi gerekenler nelerdir?
1-Bölgede görev yapacak görevlilerin ve gönüllülerin plan dahilinde transfer,
2-Eğer ulaşımda sorun varsa TSK istihkam birlikleri ve Orman Bakanlığı/ Karayolları Genel Müdürlüğü ekipleri acil devreye girmeli, köprü ve yol onarımları ilk 12 saat içinde bitirilmelidir.
3-İş makinesi nakliyelerinin yönetilmesi,
4-Jeneratör/Batarya ve led tabanlı, lityum-iyon bataryalı portatif aydınlatma sistemler,
5-Kurtarma ekipmanları ve ekipleri,
6-Portatif/araca monte tuvaletler (Bölgedeki her yüz kişiye en az iki tane olacak şekilde),
7-Kamyona monte mutfak ve fırınlar, su tankerleri,
8-Sağlık personeli, tıbbi ürünler ve ekipmanları,
9-Çadır, battaniye ve barınma ekipmanları,
10-Gıda/ilaç/Barınma malzemeleri/ giyim malzemeleri ikmal kanallarının milk-run sistemi ile devreye alınması,
11-Yaralı tahliyesi için havayolu ve karayolu nakliye köprülerinin kurulması ve işletilmesi,
12-Bölgedeki afet mağdurlarının tahliyesi için hava, kara, demir ve denizyolu alternatifleri ile lojistik transfer hatları kurulması ve çalıştırılması gereklidir.