TURİZMİN SESİ
Dedeman Turizm Yatırımları A.Ş Akdeniz Bölge Müdürü Tayfun Döşkaya, tüm dünyada yaşanan ve global bir hal alan krizden tüm kitleler gibi iş dünyası ile turizminde son derece etkilendiğini, seyahat eden insan sayısında 2008 yılına göre yüzde 45 oranında azalma olduğunu söyledi.
Döşkaya, 2009 yılında krizin etkilerinin büyük ölçüde hissedilmeye başlandığını, konaklama sektöründe geceleme performanslarının düştüğünü, doğal olarak turistik işletmeler, havayolları gibi turizm ile iç içe olan sektöründe gelirlerini negatif oranda etkilediğini belirtti.
Turizm sektörünün ekonomik krizden etkilendiğini, bunun turizme yansımasının henüz tam hissedilmiş durumda olmadığını, krizin etkilerinin Eylül ayı itibarı ile Türkiye'de hissedilmeye başlandığını ifade eden Döşkaya, "Eylül ayında yat turizmi bitiyor, aslında tam hissedememiştik. 2009 Mart ayı itibarı ile hissedilmeye başlandı. Geçen seneki rezervasyonlar ile bu seneki rezervasyonları karşılaştırdığımız zaman ciddi düşüşler var. Şu anda yüzde 45 oranında düşüş yaşandı. En büyük olumsuzluk ise İsrail'in charter uç aklarını tek taraflı olarak iptal etmiş olması. Maalesef Davos zirvesinden sonra İsrail Türkiye'ye olan charter uçuşları gerçekleştirilmiyor. Henüz de bir gelişme yok" diye konuştu.
Dedeman grubunun yurt dışı yatırımlarından da bahseden Döşkaya, 2003 yılından itibaren işletmede yapı değişikliğine gidildiğini, daha önce Dedeman grubu yatırım yaparken, şimdi yönetim anlaşmaları yaptıklarını, veya isim hakkı vererek büyümeyi düşündüklerini vurguladı.
Sanayi ve endüstri kesimlerinde veya bunun geliştiği sanayi bölgelerinde büyüdüklerini dile getiren Döşkaya, Gaziantep ve Konya'yı bu nedenle tercih ettiklerini, bu tip şehirlerde büyümeyi hedeflediklerini söyledi.
Türk cumhuriyetleri, Orta Asya, Balkanlarda da büyümeyi hedeflediklerini anlatan Döşkaya, "Geçtiğimiz üç ay içinde Suriye'de Şam, Halep ve Palmira'da, 2010 ilk ayında ise uluslararası standartlara sahip Azerbaycan Bakü otelini hizmete açacağız. Bunun yanı sıra görüşmeler var. Önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 10 otel daha planlıyoruz" diye konuştu.
İsim verme (frenchasing) vermeden ziyade önceliklerinin yönetim anlaşmaları olduğunu vurgulayan Döşkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani, mal sahibi yatırımı yapıyor, biz mal sahibi namına oteli işletiyoruz. Ortak sorumluluk alıyoruz. İsim için bir ücret ödeniyor, onun haricinde belli standart koşullar var. Belirli dönemlerde otelde kontroller yapılarak denetleniyor, eğer standartlara uymayan durum varsa, isminizi geri alıyorsunuz. Ama yönetim anlaşmasında sizin koymuş olduğunuz tüm standartları kendiniz yapıyorsunuz. Frenchesing biraz kontrolü zor olan bir yöntem. Biz daha çok yönetim anlaşmaları yapıyoruz."
Krizden dolayı İstanbul ve Akdeniz'de eleman çıkardığını, ancak Dedeman grubunun prensip olarak işten çıkarmanın en son çare olduğunu ifade eden Döşkaya, "Biz, küçülmeden yana her zaman kararları verdik. Gerekli tüm tasarruf tedbirlerini personel dışında yaptık. Satışla ilgili olarak agresif olmaya özen gösterdik. Krizi fırsata dönüştürdük. TL fiyatı verdik, tercih edilen otel olarak değerlendirildik. Kısaca biz bu krizden dolayı kimseyi otelden çıkarmadık" dedi.
Döşkaya, şunları kaydetti: "Bu işin asıl vitrini İstanbul. 17 tane uluslararası zincir var. Baktığınız zaman, Eylül 2008'deki krizin 2009'a yansıması ile birlikte gecelemede yaşanan düşüşler var. Oteller böyle zamanlarda klasik olarak fiyat düşürürler. Bu yapı sanıyorum böyle devam edecektir. sonuç olarak vermiş olduğumuz hizmet standardını korumak için belli bir fiyatın altına düşmememiz gerekiyor. Bazen fiyatı düşürmeniz hizmet kalitenizi, standardı bozmaya neden oluyor. Biz, ne yüksek fiyatla ne de düşük fiyatla çalışmayı asla tercih etmedi
k. Bir yerde sadı k müşterilerimiz ve marka güvenilir olduğu için pazardaki en uygun fiyatla çalıştığımız için fiyatta fazla bir aksiyon yapmadık normalin üstünde fiyatla da çalışmadık. Dedeman, Anadolu'da, yurt dışında marka güvenilirliği olan bir oteller zinciri. Dedeman büyümesini sürdürecek. Uluslararası platformda kendini kanıtlamış olan grubumuz zincire yeni otelleri katacak. Uluslararası platformda bir Türk markası ciddi anlamda, bir Hilton, Ritz Cartlon, Shereton gibi oteller gibi yönetilmesi gurur verici bir olay."