TURİZMİN SESİ
Beyindeki elektriksel uyarıların anormal ve düzensiz ortaya çıkışı sonrası oluşan bir bozukluk olan epilepsi, çocuklarda baş dönmesi,gözleri belirli bir noktaya dikme ve sabit bakış gibi belirtiler gösteriyor.Avusturya Sen Jorj Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Ayataç konu ile ilgili bilgiler verdi.Epilepsi (sara) insanlık tarihi kadar eski bir hastalıktır, yazılı belge ve arşivlerden, antik eser ve yapılardaki simgelerden bunu açıkça görmekteyiz.
Julius Sezar, Büyük İskender, Napoleon Bonaparte, Dostoyevski, Dante, Alfred Nobel, Van Ghogh gibi ünlülerde epilepsi hastasıydı. Bu örneklerden epilepsi hastalarının zeka ile ilgili sorunlarının olmadığını anlıyoruz.Globalleşen dünyamızda çevre ve atmosferin ileri derecede kirlendiği, radyasyon ve nükleer tehlikelerin büyük boyutlara ulaştığı, genetiği değiştirilmiş besinlerin bolca tüketildiği, katkı maddeli yiyecek ve içeceklerin sıkça tüketildiği, yaygın sigara ve tütün kullanılması, farklı enfeksiyon etkenleri, düzenli beslenmenin göz ardı edilerek fast-food beslenmenin hızla yaygınlaştığı, hormonal ve genetik mutasyon (değişim), endokrin sistemi (özellikle Tiroid hastalıkların hızla artması) bozan maddeler, aşırı stres, gerginlik, yaygın depresyon, az hareketli ve statik bir yaşam tarzı, çağdaş teknolojinin getirdiklerinin yanında götürdükleri, tüm yaşam koşullarını ve hastalıkların görülme sıklığını etkilediği gibi Epilepsi (sara) hastalığının toplumdaki durumunu ve görülme sıklığını etkiler.
Şu anda yüzde bir oranında görülen Epilepsi, periyodik sağlık kontrolleri, ileri tıbbi yöntem sonucu tanı ve teşhise yaklaşım, tedavi ve önlemlerdeki olumlu gelişmeler sonucu bu oranın azalacağı kanısındayız.Bazı hastalıklar genetik yapı ile yakın ilişkilidir. Obezite, Alerji, Hipertansiyon, Diabet (şeker hastalığı), kan yağlarında düzensizlik gibi, Epilepsi de bu guruptan bir hastalıktır. YAŞAM ŞEKLİ, GENETİK ÖZELLİK, ÇEVRE, BESLENME, Epilepsi hastalığı için önemli faktörlerdir.
Genellikle nedeni belli değildir. (İDYOPATİK EPİLEPSİ), bazen ömür boyu bir tek nöbet olur. Çocukluğun her evresinde (yenidoğan, oyun çocuğu, adolesan (ergenlik) dönemlerinde görülür. Yenidoğan ve bebeklik döneminde genellikle iyi seyreder.Ateşsiz ve tekrar etme özellikleri olan bu epilepsi nöbetleri, Hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), katılma (soluk tutma), çocukların 3 ay ile 3 yaş arası sıkça geçirdikleri ateşli havalelerden, uykuda sıçrama, tiklerden, hipokolsemi (kanda kalsiyum düşmesi), irkilme, gece korkuları, zehirlenmeler, metabolik hastalıklar, travma, senkop, miğren den ayırt edilmelidir.Nöbetler aile ve çevresini, çocuğu çok etkiler, çocuk ve ailede psikolojik korku, depresyon, panik oluşturur.
Sebepleri genellikle;
• Akut merkez sinir sistemi enfeksiyonları
• Metabolik (Üremi, doğuştan metabolik hastalıklar, Vitamin B6 eksikliği, hipoglisemi, hipokalsemi vb.)
• Beyin’in değişik şekil bozuklukları (Malformasyonlar)
• Beyin tümörleri
• Beynin oksijensiz kalması (HİE)
• Özellikle kurşun ve ilaç zehirlenmeleri
• Doğuştan beyindeki damar bozuklukları (Sturge- Weber Sendromu)
• Sıkça sebebi belli olmayan epilepsiler (İDYOPATİK EPİLEPSİ)
Epilepsinin oluş mekanizması tam olarak belli olmamakla beraber, beynin belirli bölgelerinde ani elektriksel aktivite artışları gözlemlenir, bu elektriksel deşarj çocukta baş dönmesi, kulak çınlaması, amaçsız el, kol ve bacak hareketleri, gözleri belirli bir noktaya dikme, sabit bakış, adalelerde kasılma ve gevşeme, vücutta titreme, yere düşerek kasılma, dili ısırma, idrar ve gaita kaçırma, şeklinde ve genellikle iki ile üç dakikalık bir süreç ve çocuğun yorgun bitkin bir şekilde kendine gelmesi ile sonuçlanır. Beyinin belirli bir bölgesinde oluşan bu elektriksel değişim (Jeneralize Epilepsi) kısmi nöbete (Parsiyel Nöbet) sebep olur, bazen otuz dakika ve daha fazla süren nöbetler olur. Çocuklarda bu nöbetler öncesi huzursuzluk (Status Epileptikus), veya durgunluk (Aura) olur.
Teşhis çok dikkatli konulmalıdır. Çünkü epilepsi ilaçları başlanınca uzun süreli (2-4 yıl) kullanılması gereken ve yan etkileri olan ilaçlardır. Teşhis EEG, Video EEG, MR, TOMOGRAFİ, kan analizleri gibi tetkiklerle ve ayrıntılı bir anamnez (öykü) ile konulmalıdır.Tedavi genellikle geliştirilmiş antikonvülsan (nöbeti durdurucu) ilaçlar ile yapılmaktadır. İlaçlar epilepsiyi tedavi edici değil nöbeti durdurma özelliklidir. Hekimin uzun süreçli bu tıbbi tedaviyi aile ve yaş gurubuna göre çocuğa uygun şekilde anlatması gereklidir. Periyodik aralar ile kullanılan ilaçların yan ve istenmeyen etkilerini gözlemlemek için kan tetkikleri yaptırılmalıdır.
Bazı koşullarda cerrahi tedavi uygulanır.
Nöbet esnasında sakin kalmaya çalışmalı, çocuğu yere yatırıp başının altına yumuşak bir yastık konulmalı, çarpmaları önlemek için çevredeki tehlikeli eşyaları kaldırmalı, gözlük varsa çıkarılmalı, çocuk yan yatırılmalı, ağız temizlenerek soluk yolu açık tutulmalıdır.Nöbet esnasında su içirmek, alkol ve kolonyalı pamuk ile ağzı kapamak, soğan koklatmak, kaşık veya tahta ile ağzı açmaya çalışmak tehlikelidir.Hızlıca tıbbi yardıma veya hastaneye ulaşılmalıdır. Hastalığı ile ilgili epikrizi (hastalıkla ilgili tüm bilgi ve belgeleri içeren rapor) doktora gösterilmelidir.
ÇOCUK, HEKİM, AİLE, OKUL ve SOSYAL ÇEVRE ilişkileri her hastalıkta olduğu gibi epilepside de çok önemlidir, bir uyum içinde olmalıdır.Epileptik çocukların sosyal ve sportif etkinlikleri, kontrollü bir şekilde sürdürülmelidir.Sonuç olarak kesin tanısı konmuş, düzenli kontrolleri yapılan, düzenli ilaç alan, aile, hekim ve çevre ile uyumlu bir yaşam, hastalığı hakkında yaş gurubuna uygun bilgilendirilen epileptik çocukların diğer çocuklardan farkı yoktur.