ÇETKODER’DEN BAKANLIĞA DESTEK GELDİ

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Çevre Bakanlığının başlatmış olduğu gürültü kirliliği ile mücadele çalışmasına destek verdi

TURİZMİN SESİ


Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Çevre Bakanlığının başlatmış olduğu gürültü kirliliği ile mücadele çalışmasına destek verdiklerini açıklayarak konuyla ilgili tüm herkesi sağduyulu olmaya çağırdı.

BİRİNİN DELİRMEYE HAKKI VARSA, DİĞERİNİN DİNLENMEYE HAKKI VAR
Göktaş, “Sen eğleneceksin, sen hayatına renk katacaksın, sen zevkini yaşayacaksın, sen arzu ve isteğine göre şekil alacaksın diye vatandaşı rahatsız etme hakkını nereden buluyorsun? Kimin böyle bir hakkı var? Hangi yasa ile böyle bir hakkı elde etmiş? Bu doğru mu? Böyle bir şey olabilir mi? Ama ne yazık ki bu ülkede yıllardır oluyor. Sokak kapatarak mahallenin içinde düğün. Gece yarılarına kadar otellerde, açık alanlarda yüksek sesle eğlence, müzik ve değişik organizasyonlar. Sahil ve tatil beldelerinde aşırı yüksek sesle müzik ve eğlence partileri. Adı üzerinde tatil beldesi… Oraya gelen insanlar bir yıl çalışmış didinmiş, üç beş günlüğüne orada huzur ve güven içinde dinlenmek istiyor. Stres atmak, yorgunluğunu gidermek istiyor.

Çok az sayıda kendini göstermek, mağazin basınında fink atıp fiyat yükseltmek, bikini ile poz verip manşetlere çıkmak, içki ile kadeh ile yüksek sesli müzikle dans ederken görüntülenmek ve manşetlere taşınarak piyasa oluşturmak isteyenler var. Onlar Orada bulunan insanların hak ve hukukunu çiğneyemezler. Böyle bir hakları da yok. Onların zıvanadan çıkma, debelenme, bağırma, haykırma, delirme hakkı varsa, diğerlerinin sessizliğe, dinlenmeye, huzura ihtiyacı var. Kimsenin başkalarının huzurunu bozmaya hakkı var mı?” dedi.

SES DÜZENEKLİ SATICI VE HİZMET SAĞLAYICILAR
Göktaş, “Halen bugün olmuş mahalle aralarında, sokak aralarında elinde mikrofon Şener Şen'in filminde olduğu gibi domates, biber, patlıcan sata var. Elli çeşit seyyar gezici araçla bu şekil gürültülü mal satan hizmet sunan var. Yom terziniz ayağınıza geldi, yok overlokçu geldi, yok mısırcı geldi, yok karpuzcu geldi. Eskici geldi. Tüpçü geldi.. Uzatmaya gerek yok. Hangi devirdesiniz? Bu görüntülerle mi çağdaş olacak, uygar olacak ve AB'ye gireceksiniz? İşinize geldiği gibi davranmayacaksınız. Toplum yasalar, kurallar ile bir bütündür ve yanı sıra uyulması gereken adabı muaşeret kuralları da vardır. Böyle şey olur mu?” dedi.

YÜKSEK SESLE MÜZİK VE EĞLENCE MEDENİYET DEĞİLDİR
Göktaş, “Özellikle meskenlerin olduğu yerlerde, evlerin altında olan disko, eğlence yerleri, barlar, cafeler, içkili restoran ve gazinolar, lokantalar gece yarılarını kadar aşırı müzik sesi ile milleti rahatsız ediyorlar. Ayrıca havai fişek atıyorlar. Gece belli saatten sonra neresi olursa olsun bu atılmaz. Yasası var, kanunu var. Ama saat 21 den sonra bile havai fişek atıyorlar. Milleti rahatsız ediyorlar. Kimin böyle bir hakkı var? Yaşlı insan var. Hasta insan var. Dinlenmeye ihtiyacı olan insan var. Sizin özgürlük anlayışınız bu mu? Başkalarını rahatsız etmek, yaşamlarını zorlaştırmak mı? Böyle bir anlayış olamaz. Buna bizler Çevre Ve Tüketici haklarını koruyan bir kuruluş olarak müsaade etmeyiz. Yurt geneli 81 ilin 64'ünde temsilcimiz ve 694 bin gönüllümüz ile bu çağdışı ve insanların sağlıklı yaşam haklarını elinden alan çarpık uygulamalara karşı olduğumuzu ve yetkililerin bu uğurda gecikmiş de olsa aldıkları ve uygulamaya koydukları gürültü kirliliği ile mücadele kararlarını da desteklediğimizi bildiririz. Hiçbir şekilde geri adım atılmamalı” dedi.

KABAHATLER KANUNU İLEYÜRÜRLÜKTEKİ KANUNLAR EKSİKSİZ VE ADİL UYGULANMALI
Göktaş, “Yürürlükte Kabahatler kanunu var. Yine Çevre ve gürültü kirliliği ile ilgili çeşitli kanun ve yönetmelikler var. Yanı sıra Ceza kanunları ve hukuk kuralları var. Herkes bu kurallara uymak zorunda... Yasa koyucu bu yasaları çıkarmış. Ama uygulamayacaksınız. O zaman niye çıkardınız? Bu yasalar dün çıkmadı. Yıllardır var. Ama uygulanmıyor. Şimdi uygulanmaya başlandı. İşte rahatsızlık burada… Ama tüm AB ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerde bu böyle. Ve orada kimse kimsenin rahatını, huzuru kaçıracak eylem ve davranış içine giremiyor. Ağzınızı açtınız mı, oradaki yaşam standardını, ahengini, medeniyetini söyleyip duruyorsunuz. İşte onu bu yasaların uygulanması ile sağlayacaksınız. Lafla olmuyor” dedi.

EVCİL HAYVAN VE CANAVAR BOYUTLU HAYVANI AYIRT ETMEYİ BİLELİM
Göktaş, “Bakınız bir başka husus da şudur. Elbette kedi, köpek ve evcil hayvan besleyeceğiz. Yâda korunma amaçlı hayvanlar besleyeceğiz. Ama bunlar eğitimli olmalı. Aşısı, Veteriner kontrolünde olmalı. Ve bunu besleyeninde o kültüre sahip olması lazım. Hayvanın ne olduğunu bilmeyen, beslediği hayvanın özelliğini tanımayan, sırf hava olsun, caka satayım, gönül eğlendireyim diye hayvan beslenmez. O hayvana da yazık. Onun da hakları var. Bir müddet sonra yılıyorsunuz, bıkıyorsunuz sokağa atıyorsunuz. O hayvanın ne suçu günahı var? Evcilleşmiş. Sokak hayatına uyum sağlayamıyor. Allahtan korkun. Öte taraftan bilinçsizce yırtıcı köpek ve hayvanları besleyenler var. Bunları besleyenlerin ortamları buna müsait olmalı. Bu bir Apartman katında dairede beslenmez. O hayvana da yazık, günah. Onun yaşayacağı şartlar belli. İşkence etmenin bir anlamı yok. Avrupa demeyi biliyorsunuz. Avrupa da bu işler nasıl yaşanıyor bir inceleyiniz.

Ben hayvan severim demeyle olmuyor. Elbette seveceğiz. Hayvanı sevmeyen insanı sevmez. Çünkü o da doğanın bir parçası. Doğa ise yaşamın ta kendisi. O doğada bizde varız. Hepimiz, tüm canlılar bir bütün oluşturuyoruz. Bu bütünlüğü doğal kuralları bozmadan devam ettirmeliyiz. O zaman evimizde Aslan, Kaplan besleyelim. Ve bunu da apartman dairesinde yapalım. Böyle bir uygulama dünyanın hangi medeni devletinde var? Elinde tasma, zincirle zor zapt ettiğin bir hayvanı sokak da, yolda caddede hava olsun diye, caka satayım diye gezdirmek maharet değildir. Maheret o hayvana doğası gereği yaşamı sağlamaktır. İnsanlık bunu gerektirir. Burada da ölçüyü kaçırmayalım. Bu bahsettikleriniz süs köpekleri değil.

Yada uysal, ev hayvanları değil. Apartmanda, sitede dairede beslenecek hayvanlar değil. Bahçeniz olur, yer eviniz olur, onun özgürlüğünü kısaltamayacağınız ortamı olur, o zaman buna bakarsınız. Ama Veteriner kontrolünde, aşılı, terbiyeli ve eğitimden geçirilmiş şekilde bakarsınız. Avrupa da böyle… Bizde adamın kendi eğitimli değil, kendi bir terbiyeden geçmemiş, birde eline bunu almış sağı solu tehdit ediyor, rahatsız ediyor kötü amaçla kullanıyor. İşte bu olmadı. Bunun engellenmesi lazım. İlgili ve yetkililer bu hususları dikkate almalı, haksızlık ve adaletsizlik yapmadan önlem almalıdırlar. Ayrıca herkes de ilgili ve yetkiliye yardımcı olmalıdır. Öte taraftan Bu hayvanların yaşayacakları doğal ortamların geliştirilmesi, çoğaltılması ise bir insani vazifedir. Onları yok etmek, katletmek insanlık değildir. Burada yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor” dedi.

ÇETKODER GENEL MERKEZİ YAZIŞMA İÇİN: cetkoder@gmail.com
ÇETKODER BASIN'ABİLGİ VE ÜYELERE DUYURUSU İÇİN GOOGLE GRUBU:
//groups.google.com.tr/group/cetkoder