TURİZMİN SESİ
Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müze Müdürü Yaşar Yıldız, antik geminin kalıntılarının 2005 yılından beri Teksas A&M Üniversitesine bağlı Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (INA) bünyesindeki Türk, Amerikalı ve Avrupalı arkeologlar tarafından araştırıldığını söyledi. Batıktan çıkan eserlerin konservasyon çalışmalarının yapılması için Sualtı Arkeoloji Müzesine getirildiğini belirten Yıldız, şöyle dedi: "Bu batık önceki yıllardaki bir araştırma sırasında ortaya çıkmıştı. Batık, Kızılburun, Çeşme, Urla ve Seferihisar dediğimiz mevkide bulunmuştu. Gemide, Roma dönemine ait amforalar vardı ve geminin birtakım mimari parçalar taşıdığını biliyorduk. Kazılar başladıktan sonra dev sütun, sütun altlığı, sütun kasnağı ve değişik mimari parçaları da taşıdığı ifade edilmişti."
Antik geminin 43 metre derinlikte bulunduğunu bildiren Yaşar Yıldız, şöyle konuştu: "Geminin bulunduğu bölge tehlikeli bir nokta ki antik dönemde birçok gemi yan yana batmış. Hatta bir dalışta 2-3 adet gemiyi görebildiğimiz bir burun. Oradaki balıkçılar ve süngerciler bölgenin denizi bilmeyen insanlar için tehlike oluşturduğunu söylemişti. Buradan çıkarılan eserler, Çeşme Müzesi'nde sergilenecek. Çeşme Müzesi'nde su altı konservasyon laboratuvarı olmadığı için konservasyon çalışması Bodrum'da yapılacak ve tamamlandıktan sonra eserler Çeşme Müzesi'ne teslim edilecek."
Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi bünyesinde bulunan "Konservasyon Laboratuvarı"ında, su altından çıkarılan eserlerin yüzeyindeki tuz temizleniyor. Eserleri tuzdan arındırma işlemleri, aylarca sürüyor. Yapılan bu işlemler sayesinde eserlerin ömrü uzatılıyor. Su altından parçalanmış olarak çıkarılan tarihi eserler ve amforalar, özel yöntemlerle bir araya getiriliyor. Konservasyon işleminin ardından eserler depolara kaldırılıyor veya özel salonlarda sergileniyor.
Laboratuvarda, çeşitli dönemlere ait çok sayıda eser bulunuyor.
Antik Çağ'da Akdeniz'de amfora taşırken batmış olan pek çok gemiden farklı olarak Kızılburun gemisinin ana kargosunu yarım işlenmiş sekiz adet anıtsal mermer sütun tamburu ve bir sütun başlığı oluşturuyor. Antik mimari tarzlardan biri olan Dor üslubunda başlıkla beraber bu dokuz parça bir araya geldiğinde, yaklaşık 10 metre yüksekliğinde tek bir anıtsal sütun oluşuyor.