ÇARLIK RUSYASI PERA’DA

St. Petersburg'daki Rus Devlet Müzesi ve 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 19. Yüzyıl Rus Ressamların dünyaca tanınan eserlerini, Türk sanatsever ziyaretcilerin kültür hizmetine sundu

TURİZMİN SESİ -YILMAZ PARLAR


Sergi küratörleri Evgenia Petrova ve Tayfun Belgin, 19. yüzyıl ünlü Rus ressamları Repin, Venetsianov, Fedotov, Popov, Perov, Yaroşenko, ve Makovski'nin eserlerini, titiz çalışmaları ile çok özenle seçtiklerini dile getirdiler. Konsept olarak “Rus halkının yaşam çizgisini değiştiren 1917 yılının devrimci olaylarından önceki dönemin keder ve mutluluklarını daha yakından anlamalarına yardımcı olmak istedik.” Şeklinde ifade ettiler.

4 Kasım 2010 - 20 Mart 2011 tarihine kadar sürecek sergide, 19. yüzyılın ikinci yarısına ait İlya Repin'in “Volga Kıyısında Burlaklar ünlü Rus resmi 4 ay kadar Rus sanatseverlerin izlemesinden mahrum kalması, “Rusya'nın Türkiye'ye ne kadar önem verdiğinin” önemli bir belirtisi olduğunu, Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Alexey V. Yerchov ve Rus Devlet Müzesi Müdür Vekili Evgenia N. Petrova tarafından vurgulandı. Evgenia N. Petrova “St. Petersburg Müzesi Bünyesinde 360 bin eser bulunmaktadır. Ancak % 2 gibi bir oranını değişimli olarak, sergiliyebilmekteyiz.”

Pera genel müdür M. Özalp Birol resimler hakkında bilgiler verirken, ”19.Yüzyıl Rus Klasikleri sergisi, dönemin Rusyası'nı farklı yönleriyle anlatırken, ele aldığı konular ve tiplemeleriyle, usta oldukları resimlerin derinliğinden, ışığından, gövdesinden, renklerinden anlaşılıyor. Resim kendi içinde bir dil. Kendini ifade edebilen, okunabien resimler, günlük yaşamdan kesitler canlı örnekleriyle gerçekcilik diğer tarafdanda resim tekniği müthiş resimsel gerçekcilik. Bir tarafta mutlu yeşil yeşil orman manzaralarını yapan eğlencesinden zenginliğinden kompozisyonlar diğer tarafta, hayatın değişik gerçeklerinden, dramından yoksullugundan odaklandıkları savaş, zorla evlendirilen kadınlar, toplumdaki kokuşma yozlaşma, fakir fukara ama saygılı duruş, resimsel anlamda gerçekcilik modern resmin avangartlığını verecek kadar fırçasından ışığından, kompozisyondan çözülebilen örnekler mevcut” Şeklinde özetledi

Evgenia Petrova “10. yüzyılda Hıristiyanlığın kabul edilmesinde, çığır açan bir olay yaşandı: Toprak köleliği kaldırıldı. köylüler, göreceli de olsa özgürlüklerini kazandılar. Köylülerin toprak sahiplerine bağımlılığından kurtulmaları, Rus toplumunu ezmeye ve yıpratmaya devam eden bütün toplumsal sorunlar çözülmedi. 19. yüzyılın ortalarına doğru burjuvazi sınıfı gitgide güçlenmeye başladı. Köylü Rusyası'nda var olan yoksulluk, iş güvencesi bulamayan, kıt olanaklarla yaşayan köylülerin dertlerine, yoksullaşan, köylülerini kaybeden soyluların, küçük memurların, askerlerin ve ülkenin diğer yurttaşlarının sorunları eklendi. Fakat o yılların ressamlarının gerçekçiliği yakınlık duydukları ve resimleriyle yoksulların tasvir edilmesiyle sınırlı değildi.

Sıradan insanların varoluş mutluluğu da o zamanlar güzel sanatlarda yeni bir sayfa açmıştı. Rus yaşamının en incelikli uzmanlarından biri olan Nikolay Leskov'un yazdığı gibi, “1840 yıllının korkunç kışı sırasında köylülerin ruhlarının halini genel hatlarıyla tasvir etmeyi başaramıyorum. Keder, umutsuzluk, yakarış ve inanılmaz bir cesaret Valeriy Yakobi'nin Dilencinin Paskalyası (1860), Aleksey Maksimov'un Kör Usta (1884), Karl Lemoh'un Yeni Arkadaş (1885) (Konstantin Makovski, Orakçı,1871; İvan Pelevin, Yeni Doğan, 1888), doğadan keyif alma mutluluğuna (A. Popov, Köyde Sabah, 1861), aşka (Nikolay Yaroşenko, Salıncakta, 1888), tutkulara (Vasiliy Perov, Dinlenme Yerinde Avcılar 1877; Konstantin Savitski, Karanlık İnsanlar, 1882) 19. yüzyılın ikinci yarısında doğayı tasvir eden resimler çoğunlukla geleneksel manzara türünün sınırlarını aşıyordu. O yılların manzara eserlerini dolduran sıkıntı ya da mutluluk hali, onları içeriklerinin derinliğine göre tarihsel ya da tür resmi seviyesine taşır.

Bilindiği gibi, insan yaşamı, sadece herhangi bir hikâyenin tasviri yoluyla değil, doğa aracılığıyla onun ruhunun, ruh halinin temsil edilmesi yoluyla da anlatılabilir. Bu dönemde, manzara ve tür resmi arasındaki çizginin belirsizleşmesi, bunun parlak bir örneği,19.yüzyılın ikinci yarısına ait en ünlü Rus resmi olan İlya Repin'in Volga Kıyısında Burlaklar adlı resmidir. Volga Kıyısında Burlaklar, fikir ve düşüncelerin dışavurumu ile sanatçının figürleri, yüzleri renk ve kompozisyonu algılayış biçimiyle kendini gösteren benzersiz bir sentezdir.

“Volga'da Manzara:
Kimin iniltisi yankılanıyor
Bu büyük Rus nehrinde?
Şarkılarla sesleniyor bu inilti bize –
Burlaklar mavna çekiyor!”

İlya Repin “Ben 60'lı yılların insanıyım, benim için Gogol, Turgenyev ve Tolstoy'un idealleri ölmemiştir. İçimdeki tüm acınası güçlerin yardımı ile fikirlerimi hakikate yaklaştırmaya çabalıyorum. Etrafımdaki hayat beni muazzam bir biçimde harekete geçiriyor ve bana rahat vermiyor, hatta kendiliğinden tuvale yansıyor. Gerçeklik insanın gönül rahatlığı içinde örgü desenleriyle uğraşmasını kabullenemeyeceği kadar öfke verici.” sözlerinide ekleyerek makalelesini sundu.

Tayfun Belgin “Rusya'da yirmili yıllarda sanat hamiliği amacı ile St.Petersburg Sanat Topluluğu kurulmuştu.Topluluğun hedefleri; Rusya'daki güzel sanatların başarısının teşvik edilmesi. Yetenekli Rus sanatçıların yeteneklerinin farkına varmalarının sağlanması ve teşvik edilmeleri. Benzeri hedefleri gene uzun süreden beri varlığını sürdüren Moskova Sanatseverler Derneği de takip ediyordu (1860-1918). Bu topluluklar düzenli olarak yenilenen ve bir sanat galerisi işlevi gören satış sergileri düzenliyorlardı. Bunun haricinde yıllık sergiler yapılıyordu, sanat piyangoları ve açık arttırmaları ile yoksul ve yaşlı sanatçılara yardım ediliyordu. Petersburg'da bir resim okulu, Moskova'da ise resim kursları bulunuyordu. Her iki organizasyon da Rusya'daki sanat hayatının gelişmesinde önemli bir rol oynuyordu, Gezginler grubu Rus sanat tarihinde yepyeni bir dönem başlattı. Bu dönemin zirve noktası ise 1870'li ve 1880'li yıllardı. Gezginler'in resimlerinin sadece gerçeği tasvir etmenin çok ötesine geçtiği söylenmelidir. İvan Kramskoy'un iki portresi bunu çok belirgin biçimde ortaya koyar: Heykeltıraş Mark Antokolski'nin Portresi, 1876 ve Yazar ve Yayıncı Alexey Suvorin'in Portresi,1881 kişileri çizerken kullandığı doğallıktır. İlya Repin'in 1903 tarihli İşte Enginlik isimli tablosu doğrudanlık talebini başka hiçbir resimde olmadığı kadar yansıtmaktadır. Gezginler'e Nikolay Yaroşenko, Vasiliy Maksimov, Vasiliy Polenov ve Konstantin Savitski de katılmışlardır. Ancak grubun en önemli ve en ünlü temsilcisi İlya Repin olmuştur. Volga Kıyısında Burlaklar (1870-1873) isimli tür resminde insanın sefaletini büyük bir çarpıcılıkla estetize eden bir ressamla karşılaşırız. Vladimir Stasov ressamın genel karakteristiğinden söz ederken haklı olarak “Repin'in plastik kütlelerin cömertliğine, enginliğine bir eğilimi olduğunu, bu kütleselliğin içinde taşıdığı hayatın, ruhsal dalgalanmaların, katedilmiş yılların, figürlerin bedenlerine ve yüzlerine yansıdığını, ayrıca güç ve büyüklüğün Repin'in yaratıcı resimlerinin karakteristik bir özelliği” olduğunu söyler.” Şeklinde özetle uzun bir makale sundu.