Dünyanın her yerinde lüks mekânlar diğer mekânlara göre fiyat farklılıkları gösterir. Türkiye’de yemekli eğlence yerleri de dünyadaki örneklerine göre daha düşük fiyata servis ediliyor. Peki yemek yerken neden kazık yiyoruz? Bizbize Fasıl'da gerçekleşen doğum günü partisine davetli olmam sebebiyle katıldım. Cemiyet hayatından önemli kişilerinin katılımıyla doğum günü partisi gerçekleşti. Son zamanlarda ülkemizdeki elim olaylar sebebiyle birçok organizasyona katılamadım. Durumlar böyle olunca katılmak pek doğru olmuyor. Ama bu kaosun içinden çıkabilmenin tek yolu acı yaşasak da normal gündelik hayatlarımıza devam ederek, ülkemizin güvenli olduğunu dış dünyaya göstermemiz gerek. Çünkü turizm sektörümüz ve ekonomimiz içler acısıyken bizlere bu durumdan çıkabilmek için çok görev düşüyor. Biz Turizmin sesiyiz.
Bizbize neden kazık yiyoruz?
Bir lüks aracın fiyatını eleştirmek yerine özelliklerini ve konforunu konuşabiliyorsak, lüks mekânların da servis kalitesini ve sunumunu konuşmamız gerek
TURİZMİN SESİ
Bizbize Fasıl’da dün gece sanat müziğinden seçmelerle sahne alan HASO, konukları birbirinden güzel eserlerle eğlendirirken konukların masasındaki şişeleri yarılattı. Çakır keyif olmaya başlayınca konuklar, şarkıların makamı da değişti. Eğlence doruktayken HASO sahneyi Korcan Yiğit’e teslim etti. Yarım şişe içinde kalan alkol kadehlere kondu, eller havalarda, Korcan Yiğit sahnede, ver coşkuyu ver sen lazımsın bu ortama dercesine herkes ayakta alkışladı. O alkol o şişede durduğu gibi bir dursa! Uysal uysal, dalgasız, rüzgârsız durmuyor arkadaş. O içkiyi içeceksin, içtikçe yerinde durmayacaksın, Haymana Beygiri gibi zıplayacaksın. Yürek mi yedin be adam?, naralar atacaksın, dar alanda hoplamayacaksın. Millet birbirine çarpacak, omuz ve kalça darbeleri, pardon ya özür falan diyeceksin ne de olsa Bizbize, yabancı yok, rahat ol kardeş gülümse diyeceksin…
Korcan Yiğit güzel bir performansı ve muhteşem orkestrası ile sahnede… Adı Mualla olan var mı diye sordu? Çıt yoook… “Aman ha adı Muhalla olan varsa sonsuza kadar sussun ses çıkartmasın” dedi. Başladı Korcan “Ahhhhhh o Muallayıııııı sandala bindirselerrrrrr” derken sağ tarafta bir masa o sandala bindi bile Korcannn. Sarışın dilberin adı Mualla mıydı acaba bilemedik kızılca kıyamet koptu. Partneri ne dediyse sarışın dilberin tokatı yüzünde patlayıverdi.
O sandala Mualla ve partneri bindi. Deniz sandalı devirmedi de Alkol o masayı yerle bir etti Korcan. Garsonların ve Müessese Müdürü Osman Gül’ün araya girmesiyle kavgaya karışanlar bastırıldı. Yerlerine oturan çiftler 5 dakika geçmedi yine kaynamaya başladı. Salon içinde huzur kaçtı artık bir kere, çiftler salondan dışarı çıkartıldı. Çiftler bağırarak birbirlerine hakaretler yağdırdı. Mekânın içinde oturduğu masada sevgilisini kıskandığı için önce tartıştığı söylendi. Ardından sevgililer tekme tokat birbirine girdi. Bu sırada kendilerine bakan masalara da ağza alınmayacak küfürler savurdu. Bu kavga sonucunda kavga çevresindeki masaların keyfi kaçtı. Tabi ortamı ısıtmak için Korcan müziği kesmedi, tepelere çıktı, direklere tırmandı, masalara çıktı. Keşke Müessese Müdürü de bir kusura bakmayın eğlenceye devam deseydi.
Kavga edenler salonu terk ettiler. Sahnenin sağ tarafında bulunan masalara gecenin sonu gelmişti. Bağırtılar, küfürler, masayı yerle bir etmeler Bizbize’ye hiç yakışmadı. Masa çevresinde bulunanların da zevki kaçtı. Mekânı terk ettiler. Bundan daha önemlisi, 40-50'li yaşlardaki 2 erkek ve 2 kadından oluşan, alkolün dozunu ayarlayamadığı her hallerinden belli olan grubun son derece uygunsuz hareketlerinin Osman Gül’ün gözünden kaçmasıydı. Yüksek sesle ve galiz küfürlerle dolu muhabbetlerine de garsonların duyarsız kalması tam bir rezaletti. Bizbize oldu dizdize Cumartesi gecesi eğlenmeye gelenlere zindan oldu.
Ama malum alkollüyü fark edemeyen müessese soluğu alkolsüze hesap kitlemede buldu.
Şimdi gelelim fiyatlama meselesine;
Bizbize Fasıl’ı telefonla arayıp, fiyat sorarsanız teyit etmeniz çok kolaydır. Fiyatlar şöyle nakit ödeyecekseniz alkolsüzse 100 TL, alkollü ise 140 TL ama kartla ödeyecekseniz 10 ar TL fark alıyorlar.
Her neyse gelelim konuya, aradığınızda Osman Bey telefona çıkar. Kaç kişi efendim, alkollü mü? Alkolsüz mü? der. Tabi sen bu soruyu soruyorsan Osman Bey masada kimler içiyor, kimler içmiyor bunu servis yapan garsonunla takip edersin.
Gece bitiminde, Bir müesseseye son derece güveneceksin güven yoksa sonunda sürpriz vardır.
Kalkıp da gecenin sonunda Osman Bey ben bunu nasıl anlayayım tüm masadan alkollü tam fiyat alacağım diyemezsin. Zora girince, masada alkol alınmadığını konuşmalardan anlayınca, tamam hesabı sizin dediğiniz gibi alalım bu seferlik diyemezsiniz. İkram mı yaptınız şimdi bize anlayamadık Osman Bey…
Hesaptaki gariplikler dikkatimizi çekmedi değil.
Bizbize eğlence diyerek müzik dinlemek ilk önceliğimiz olunca içkisiz menü aldık. Garson da masayı takip ediyor, kime ne verdi kim ne yedi çok iyi biliyor. Masada 9 kişi var 4 kişi içkili, 5 kişi içkisiz ödeme yapılacak. Yok o hesap öyle değil dendi. Bizde hesaplayın dedik. Bizbize Fasıl Müessese Müdürü öyle olmaz biz masaya alkol bıraktık kim ne içti ben takip edemem yazarım tüm masaya içkili tarife deyince kızılca kıyamet koptu. Efendim neymiş içkili içkisiz masaları ayıracakmışız. Oldu Osman Bey bir grup kapı başında, diğer grupta sahne önünde takılsın. Gruplar tuvalete giderken ya da sahne de göbek atarken buluşsun hal hatır sorsunlar. Tabi tuvalete giderken de yanınıza 2 TL almayı unutmayın yoksa çıkışta para ödemeniz sıkıntıya girer.
Buradaki sorun, yüksek hesap ödemek değil, göz göre göre hem sahtekârlık yapılması hem de kusura bakmayın sizi kazıklıyorum, bunu kabul etmelisiniz şeklindeki tavır.
Masada bileklerinizi koyacak yer yok eyvallah ama yemeklerden değil, daha fazla masa alabilmek için üst üste oturuyorsunuz. Çare yok. Deplasmandasınız ve o hesap ödenecek öyle mi?...
Bizbize ağzı ile kuş değil, Orkinos tutsa Allah aşkına ağzınızdan olumlu bir şey çıkar mı?
Masada bayanların çokluğu ve alkol kullanmaması, ayık kafayla mücadele etmesine sebep oldu. Al takke ver külah, Osman Gül garsonu çağırdı. Bu masa ne kadar alkol kullandı diye sordu. Garsonun karşısında Osman Gül var, dudakları mühürlü konuşamıyor, nasıl konuşsun karşısındaki amir, patron yarısı var bu zamanda kapıdan çıkıp gidecek müşterinin yanında mı olsun. İşi gücü var garsonun.
Osman Gül ayık kafalı müşterilere hesabı kitleyemeyince yapması gerekeni mecburen bol kafa sallamalı ve kibar tavırlarla durumu düzeltmeye çalıştı. Masada iki çeşit menü servisi verilmiş. Hakim bey yaz kızım der ya Osman Gül’de O hesaba göre yaz oğlum dedi.
Garson da zaten biliyor ama saat geç olunca onunda servis ettiği alkol ile kafası uçmuş gitmiş. Elinde kağıt, kalem yazıyor çiziyor masayı sayıyor ekliyor kaç kişiydi diye müşteriye soruyor. Ah evladım az önce sen servis etmedin mi bu masaya zilleri sen getirmedin mi? Aklın nerelerde… Zor bela hesap yaptı da ödemeyi gerçekleştirdik. Eğlencenin sonunda bu gerginlik hiç olmadı Osman GÜL Efendi… Bizbize derken yasla hesabı demedik Osman Gül efendi.
Eğer bu ülkede eğlenmek için mekanına gelen müşteriyi memnun edemiyor, kazıklıyorsanız bu sadece sizin dükkanınızın sonu olur ve olumsuz tüm sonuçlarını kendiniz yaşarsınız.
Bizbize’nin bu kadar seviyesiz müşterilere göz yumması, ailelerin yemek yediği bir ortamda, ancak taşra kasabalarının dışında bulunan malum eğlence yerlerinde rastlayabileceğiniz bir durum. Eğer siz işletmenizden ürün ya da hizmet satın alan müşterinizi memnun etmemeyi alışkanlık haline getirdi iseniz kelimenin tam anlamı ile firmanızın mezarını kazmak için hummalı bir biçimde çalışıyorsunuz demektir. Halk tabiri ile anlatmak gerekirse “kazıklanan müşteri sizi tefe koyup oynatır” “Neyse olur böyle şeyler, çok takılmamak lazım belki de…
Bu durumla karşılaştığınızda Bizbize hakkında neler söylersiniz?
Sonra ertesi gün dostlara ‘anlat abi ne yedin ne içtin” sorusuna sizce ne cevap verirsiniz?
Siz yakın çevrenize, onlarda yakın çevrelerine “abi aman ha BİZBİZE’ye mecbur kalmadıkça gitme, gidersen de ödemede anlaş kazıklanma” diye davul çalarak anlatmaz mısınız?
Empati yapın Osman efendi… Ya da reklamın iyisi kötüsü olmaz, ne güzel reklam yaptılar dersiniz.
Ya da gecenin sonunda gelen acı kahvenin kırk yıl hatırı olur mu şimdi dersiniz Osman efendi?
Umarım iğneyi size batırabilmişizdir.
Zira başarılı olduysak çuvaldızı aklınızdan bile geçirmeyin Osman efendi…