TURİZMİN SESİ
Uluslararası Otelciler Derneği’nin (INTHA) düzenlediği II. Uluslararası Turizm Zirvesi’nin “Dünya Turizminde Türkiye’nin Rolü” başlıklı ikinci panelinin moderatörlüğünü T.C. Haliç Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Ündey Kalpaklıoğlu üstlendi.
İkinci panelin konuşmacıları arasında geçmiş dönemde Turizm Bakanlığı’nı üstlenen Bülent Akarcalı, Bahattin Yücel ve Ertuğrul Günay yer aldı.
Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel; Biz Giderek Ucuzluyoruz Aslında İndirim Yaparak Ayakta Kalıyoruz
2018 yılında biz gelen turist konusunda biraz geriledik. Ama ortalama son 15 yıl içerisinde Dünya’da gelen turist sayısında 6. Sıradayız, gelir sıralamasında ise, 11 ile 13. Sıralardayız. Biz giderek ucuzluyoruz. 2018 yılında Dünya Turizm Örgütü verilerinde kişi başına düşen harcama 1008 dolar bizde ise kişi başına düşen harcama 550 dolar civarında. Biz giderek ucuzluyoruz aslında indirim yaparak ayakta kalıyoruz. Bir fiyat elastikiyeti oluşturamıyoruz sadece rakamları indirerek hayatta kalıyoruz ve rekabet yaratmaya çalışıyoruz. Bir de bardağa dolu tarafından bakarsak Türkiye Dünya ekonomi sıralamasında 17. Sıralarda yer alıyor. Zaman zaman bize göre büyük atılımlar yapıyoruz. Turizm sektörü Türkiye ekonomisinin genel ortalamasının daha üzerinde olduğunu kabul etmemiz gerek. 1,5 milyon yatağımız var. Belgeli, belgesiz, Belediye denetimine dâhil olanlar. Aslında bu tek başına bile bir başarı.
Barlas Güntay Bey’den çok şey öğrendim. Geçmişte Alev Coşkun ve Barlas Güntay dönemlerinde turizmde önemli ataklarla Türkiye önemli bir başarı hikâyesine imza attı.
Bizim Bir Turizm Politikamız Yok
“Biz Turizm Yapamayız” cümlesini Hasan Bey her cümlesinin sonuna eklerdi. Aslında bu ülke diğer sektörlerle karşılaştırıldığında büyük anlamda bir başarıya imza atabilir. Bu yatak sayısı, 500 uçağımız var. Bizim uçaklarımız bir ambargoya uğradı. 1974 Barış Harekatı’ndan sonra 1974 yılından 1980 yılına kadar giden süreçte yokluk içerisinde uçaklarımızda sadece çay servisi yapabiliyorduk. Uçaklarımız belirli yerlere uçabiliyordu. Turizm ayrı bir sektör değil, tek başına yürütülen ayrı bir disiplin de değil. Turizmci olup, bir politika yapamazsınız. Turizmi ülkenin genel yaşam düzeyiyle ilişkili ve ondan etkilenen bir sektör olarak görmeliyiz. Çünkü aslında biz kendi yaşam düzeyimi, kendi alışkanlıklarımızı, kendi kültürümüzü, kendi coşkularımızı ve hüzünlerimizi belli bir dönem için bizimle paylaşmaya gelen insanlara ve buna para ödeyip, katılan insanların hayatımıza karışmaları için yapmalıyız.
Gelenleri Başımızın Üzerinde Taşımamız Gerekir
Turizm ekonomik bir etkinliktir. Bir sosyal sorumluluk projesi değildir. Bunu gerçekleştirirken bizim kendi yaşam biçimimizin korunmasını ve onu paylaşmak için gelenleri başımızın üzerinde taşımamız gerekir. Ülkesi, milliyeti, gelir durumu, eğitimi, kültür düzeyi hiç fark etmiyor ama yeter ki kendi alışkanlıklarını ve yaşam biçimlerini bize dayatmaya kalkmasınlar.
“Gerçek Taklit Saatler Burada Satılır” Benzetmesiyle Sektörün Fotoğrafı
“Gerçek Taklit Saatler Burada Satılır” yazmış adam kendince bir pazarlama stratejisi oluşturmuş. Bizim sektörün fotoğrafını çekip sembolleştirmiş ve asmış. Ülkenin gerçek yaşam biçimi nasıl olmalı bence onu tartışmalıyız. O zaman daha verimli ve üretken şeyler yapabiliriz. Şu anda turizmde dünyadaki trend, genelde insan haklarına son derece saygılı, farklı kültür ve anlayışları tolere eden, onlarla birlikte yaşamı içine sindirmiş, uluslararası hukuk normlarını en üst düzeyde uygulayan, farklı kültürlere en yüksek saygıyı gösteren ve ötekileştirmeyen anlayışlara doğru gidiyor. Tabi bunların özeti demokrasi. Bundan ne kadar yararlanırsak o kadar çok turist gelir.
Biz Dünyadaki Gelişmeyi İyi Okuyamadık
Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağarmış. Geleceğe bakmakta yarar var. Dünya çok farklı bir yere gidiyor. Biz dünyadaki bu gelişmeyi acentalar ve otelcilerde dâhil iyi okuyamadık. Siyasetçiler kendi açılarından okuyamadılar. Dünyadaki gelişime bakınca GSM operatörlerin Türkiye’de 60 milyon abonesi var. Sizi Dünyaya ve internete bağlıyor. 36 milyon akıllı telefon kullanıyor. Akıllı telefonlarla 1,3 trilyon dolara yakın turizm cirosu var. Şimdi bu oran %35’lere çıktı.
Satışlar, referanslar, araştırmalar ve karar verme sanal gerçeklikle yapılıyor. Eskiden charter uçuşlar vardı. Şimdi Low-cost havayolu şirketleri var. Kitle turizmi yerine bireysel hareket eden turist profili ile karşılaşıyoruz. Karşımıza yeni bir tüketici tipi çıkıyor. Uluslararası kabul edilebilir standartların uygulandığının belgelenmesi, bir aşama sonrası markalaşma son derece önemli. Gençlerin bunu bizlerden çok daha iyi kavrayarak yorumlayacaklarını ve ona göre davranacaklarını düşünüyorum. Burada Belediyelere çok ağır sorumluluklar düşüyor.