BERGAMA’NIN NEYİ EKSİK

Bergama denince akla hiç kuşkusuz ilk gelen şey Akropol ve Asklepion biraz da Bazilika gelir

TURİZMİN SESİ


Bunu Bergama dışında yaşayan yerli yabancı herkes kabul eder. Hatta yurtdışında Pergamon adı bütün haritalarda özellikle vurgulanır. Çünkü Bergama Anadolu'ya hükmetmiş bir krallığın başkentidir. Peki biz bunu çocuklarımıza ne kadar öğretiyoruz. Bergamalı olmakla övünüyoruz ama ne kadar bu kültürü tanıyoruz? Ne kadar koruyoruz? Yıllar önce koca bir Zeus Sunağı'nı Almanya ya kaçırmışlar. Hatta adını da ilçemizden alan akropol büyüklüğünde bir müze yapmışlar. Hem de 100 yıl önce.

 

Bugün Berlin'deki Pergamon Müzesi'ni her yıl 2.5 milyon ziyaretçi geziyormuş. Peki, ilçemizden kaçırılan bu eserleri ziyaret etmek için 2.5 milyon ziyaretçi kaç müzeye kaç para bırakıyorlar. Biz ne yapıyoruz? Sadece bakıyoruz. Gittiği için üzülüyoruz. Getirilmesi için ne yapıyoruz. Hiç bir şey. Getirilse ne yapabiliriz? Hiçbir şey. Çünkü elimizdekileri koruyamıyoruz.

1994 yılına kadar köyümüz Paşaköy muhtarlığına bağlı Paşa Ilıcası hakkında hiçbir araştırma yapılmadı. 1994 yılında İzmir Valiliği tarafından restore edildi. O sıralarda Yortanlı ve Çaltıkoru barajlarının temeli de atılıyordu. Neden su altında kalacağı bilindiği halde neden böyle bir yatırım yapıldı? Anlamak zor. Bergama da herkes bu köprüyü ve ılıcanın olduğunu biliyordu. Neden ve kimler Paşa Ilıcası'nın o yıllarda baraj suyu altında kalmasına onay verildi? Bunları hiç sormuyoruz.

1994 yılına kadar başta çevre köylüler olmak üzere herkes bu sudan yararlandı. Çok sayıda kişi Paşa Ilıcası'ndaki sudan şifa buldu. Bunu bütün Bergamalılar bilirler.

Daha sonra burada Müze kazılar yaptı. Çok güzel eserler ortaya çıktı. Bizim Paşaköy de dahil olmak üzere Tırmanlar, Öreneler, Çaltıkoru, Çeltikçi köylerinden çok sayıda kişi bu kazılarda çalıştı. Ama bu eserlerin önemini herkes kabul etti. Bakanlık ve Bergama Müzesi burayı 2001 yılında I. Derecede Sit alanı ilan etti. Her gün gazetelerde burayla ilgili haberler yayınlandı. Binlerce insan Paşa Ilıcasını görmek için otobüslerle özel arabalarıyla gelmeye başladı. Hatta bir kısmı Bergama'dan taksi tutup Paşa Ilıcası'na gelmeye başladı. Bir kısmı köylerimizi de ziyaret etti. Ama son zamanlarda her nedense Paşa Ilıcası'nı ziyaret yasaklandı. Gelenler üzüntü ile geri dönmeye başladı.

Türkiye'nin doğusunda Hasankeyf'in su altında kalması söz konusu. Hasankeyflilerin anılarının kaybolmasını istemediklerinden ilçelerinin korunması için uzun yıllardır mücadele ediyorlar. Alınan karara göre Hasankeyf başka bir yere taşınacak. Peki en az Hasankeyf kadar önemli olan Paşa Ilıcasındaki eserler neden taşınmıyor. Bergamaya her yıl binlerce turist geliyor. Yani turizm potansiyeli olan bir yere daha çok turist çekilebilecekken Bergama'daki eserlerin tamamen gözden çıkartılması bizim sucumuz değil mi?

Paşa Ilıcası'ndaki eserlerin en yakın noktaya taşınması Bergama için çok önemli sonuçlar doğurur. Böylece Bergama eserlerini koruyan bir ilçe olarak anılır. Doğudaki eserler taşınıyorsa Paşa Ilıcasındaki eserler de taşınması lazım. Yoksa yüzlerce yıl sonra baraj ömrünü tamamladıktan sonra bunun ortaya çıkartılması mümkün değildir. Bizler kullanmadıktan sonra çocuklarımız bunu tanımadıktan sonra yüz yıl sonra ortaya çıkartılmasının bir anlamı zaten olmayacak. Turizmi önemseyen ilçemizdeki çocuklarımıza torunlarımıza bunu anlatmamız mümkün olmayacak.

Tarım geliri son yıllarda gittikçe düşüyor. Artık ektiğimiz ürünün karşılığını alamıyoruz. Bu nedenle bölge köylerinde nüfus hızla düşüyor. Göçlerden dolayı köylerimizdeki okullar yavaş yavaş kapanıyor. Peki neden turizmin nimetlerinden yararlanmayalım. Eğer Paşa Ilıcası'nda çıkan eserler ve şifalı sıcak su Paşaköy'e taşınırsa bu kültürel zenginliği ve turizmin nimetlerinden yararlanmış oluruz. O zaman hem baraj yapılmış olur hem de bazılarının istediği gibi bu eserler korunmuş olur. Bu seçeneğin bugüne kadar neden dikkate alınmadığını ise anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü bugüne kadar mahkeme kararları ile su tutulması engelleniyor. Uluslar arası antlaşmalara göre daha da su tutmak mümkün olmayacak gibi gözüküyor. O zaman neden doğudaki gibi bir taşıma ve turizmin nimetlerinden yararlanmayalım. Eğer taşınabilirse Bergama'daki turizm potansiyeli daha da artacağına inanıyorum. Herkesi aklı-selime çağırıyorum.
Adnan Çelik
Paşaköy Muhtarı