TURİZMİN SESİ-DERYA DUYSAK
Atilla Yelken ile kaldığımız Yerden...Sanal alem deyip geçmeyin. Atilla bey ile uzun zamandır fırsat buldukça msn den de olsa sohbet ediyorduk. Dedim ki; izin verirseniz sanal da olsa bu ortamda sizinle röportaj yapalım. Yılların duayen sanatçısı olarak yurt dışında olmak ve Dedeman Holding grubunda yer alıp Türkiye'yi temsil etmek nasıl bir duygu? Beni kırmadı eksik olmasın. Ve keyifle dinlediğim bir sohbete başladık.
Yelken; Suriye'de 16 Mayıs 2009 tarihinde açılan Dedeman Damascus otelinin genel müdürü Birol Kaymas'ın in ricası üzerine buraya geldim. Türkiye de tüm sanatçıların batıya açılma sevdası vardır bende tam tersine doğuya açılıyorum. Dedeman otelinin Türk ahçıları ile Türk yemekleri sunulan Turkuaz restaurant'da piyanomla Suriyeli konuklara Türk müziği dinletileri yapıyorum. Benim yaptığım müziği çok sevdiler onların hemen hemen aynı makamda dinlediği müzikten sonra benim değişik makamlarda ve ritimlerde söylediğim şarkılarla keyif alıyorlar. Şarkılarım onlara hem Türk müziği tadınla ve klavyemle etnik nağmeler ve bati normları ve armonileriyle bir sentez halinde sunuyorum ve beğeniliyor.
Burada uzun müddet çalışan ve çalışacak tek Türk sanatçısıyım. Hatta benimle resimler çektirip romantik prens ve kadife sesli sanatçı diye isim takip övgüler gösterenler var. Hanımlar çoğunlukta genci ve yaşlısı. Burada Türk restaurant olduğu için yabancı parçalar söylemiyorum. Türk hafif müziği nostaljik şarkılar sanat müziği ve değişik yörelerden türkülerimizi armonize ederek sunuyorum. Yani hem Anadolu yu hem de İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i buraya taşıdım buradaki insanlar hem Avrupalı, hem Arap ülkelerindeki gibi giyiniyorlar. Hem dekolte hem de tesettür kıyafetli insanlar ayni masada oturuyorlar restaurant'ta.
Türkiye de içki içilen bir masada kapalı veya tesettürlü insani göremezsiniz burada mümkün. Turkuaz restaurant büyük bir bahçe içinde kurulmuş dev palmiye ağaçları, şelaleler ve yeşillikler içinde sanki bir cennet. Ekim ayı ortalarında Halep Dedeman otele geçip orda ayni şekilde çalışmalarımı sürdürüp Türk aşçıların sunumuyla Türk yemekleri ve Türk müziğini Suriyelilere ve diğer Arap ülkelerinden gelen insanlara da sergileyip Türk kültünü sunacağız.
Yılların duayen sanatçısı olarak yeni nesil gençlerimize hatırlatmak amacıyla Atilla Yelkeni anlatır mısınız?
11 tane albüm yaptım. 1975 yılında ilk 45lik plağımı yaptım bir yüzünde telli duvak diğer yüzünde Aysel Gürel'in sözlerinden birini bestelemiştim. 3 45lik plaktan sonra 6 long play ve kasetler. 1981 yılında Ankara dan İstanbul'a yerleştim. İstanbul'un en güzel yerlerinde çalıştım. 10 yılım Tarabya oteli ve palet restaurant da geçti. Daha sonra 1994 yılında piyanist şarkıcılığin yozlaşması üzerine Bodrum'a geçtim orada Club Yelken isimli bir bar restaurant açtım ve yat turizmiyle uğraştım. Müzik çalışmalarını orada sürdürdüm bütün hedefim büyümek ve sanatçılığımın yanında iyi bir turizmci olabilmekti. Bodrum çalışmalarım 12 yıl sürdü. Daha sonra müzik daha ağır bastı yine ilk çıkışımı yaptığım başkent Ankara'ya döndüm. Şimdi Turkiye'nin dört bir yanına yurt dışı dahil olmak üzere önceki çalışmalarımı kaldığımız yerde devam ettirmek üzere kolları sıvadım. Yeni albüm yeni çalışma ve yepyeni repertuarla yola cıktım.
İstanbul sahnelerini piyanist şarkıcı akımını başlattığınız daha sonra da yozlaştığını söylediğiniz için bıraktınız; neler yozlaştı size göre ?
Bu işin alt yapısında iyi bir sahne müzisyeni, iyi bir yorumcu olmak yatıyor, bende bunu o yıllarda klavyemi ve sesimi iyi kullanarak yaptığımı sanıyorum, alkışlarım ve bulunduğum ortam, hayran kitlesi onurlandırdılar beni çalıştığım yerler her aksam dolu dolu oldu alkışımı aldım paramı da kazandım ama şahsiyetli bir is yaptığıma inanarak. Sonraları bir çok kötü taklitlerimiz cıktı ve piyanist şarkıcılığı biraz ucuzlattılar kötü şeyler sergileyerek..bir suru beste yaptım onları sahnede ve tv ler de sergiledim yaptığım albümlerden uzun yıllar listede kalanlar oldu 1982de sözleri Ahmet Selçuk İlkan'a müziği Selami Şahin'e ait olan gözler kalbin aynasıdır adlı albümüm bir yıla yakın listede ve haftalarca liste başında kaldı bunun gibi bir çok albümüm listelerde kalıp beğenildi çoğu klasikler arasına girdi, Müzikte ve hayatımda keşke dediğim hiç bir şey yok. Bu isi kendi tarzımda en iyi yapanlardan biriyim.
Müziğimi Türkiye'nin en gözde lokallerinde sergiledim İsveç. Almanya, Fransa ve İsviçre' de uzun müddetler çalışarak bir çok yer gezdim. Türkiye' nin dört bir yanında çalıştığım otel ve restaurantlar da dünyanın dört tarafındaki insanlara hem yerli hem yabancı repertuarlarla şarkı söyledim. Bir yanımda denizcilik ve turizmcilik ..diğer yanımda müzisyenlik bunları dolu dolu yaşadım. Bu arada 1992 yılından beri albüm yapmıyorum ama eskiden güzel yaptığım işlerden dolayı devamlı çalışabiliyorum çalışmak ve üretmek beni zinde kılıyor. Genç yastaki kitleye ulaşmak için yeni yapacağım albümü titizlikle hazırlıyoruz oğlum Murat Yelken'in ekibi ve stüdyosunda.. Müzikte istediğim nokta buydu kalıcı olmak müzik dünyasının içinde 40 yıldır varım. Huzurlu ve saygın bir yasam istedim oda oldu çocuklarımı büyüttüm kızım beste konservatuar mezunu tiyatrocu, oğlum Murat müzisyen ve İstanbul'da çok güzel bir müzik stüdyosunun sahibi basarili işlere imza atıyor.
Bodrum'a geri dönmeyi düşünür müsünüz?
Bodrum benim için çok önemli bir yerdi 1970'li yıllardan beri çalışmak ve tatil yapmak üzere Bodrum'a gidiyordum. Ben İstanbul'da Pendik'te büyüdüm o zamanlar Bodrum Pendik'in eski hali gibi doğası koyları ve denizi ile güzel bir tatil beldesiydi. Eski Pendik'i hatırlardım orda insanların samimiyeti ve denizi ile teknemi de alarak yat turizmi ve restaurant işletmeciliği yapmak üzere Bodrum' a yerleştim amacım İstanbul'un birazda müzikalite kirliliğinden kaçmaktı benim müziğimi seven misafirlerimi ağırlamak ve zaman zaman denize açılmaktı düşüncem. Bunda da başarılı oldum Club Yelken adlı bir işletme açtım.
Kışları bazen dağ otelleri bazen büyük şehirlerdeki lokallerde sahne çalışmalarımı sürdürdüm. Tabii bu son seneler Bodrum' un ticari piyasası ve müzik dinleyicileri farklılaştı daha da arabeskleşti İstanbul'un arka bahçesi oldu Bodrum. Eline para gecen herkes Bodrum da işletme yapmaya kalktı bende kendi iş yerimi kapatarak Ankara'ya döndüm. Çeşitli mekanlarda müzik yaparak hayatimi sürdürüyorum. Albüm çalışmalarını hızlandırdım. Ankara 70 li yıllarda çıkış noktamdı bu yıllarda da iyi bir çıkış noktası olacağına inanıyorum..
Sanırım yeni projeleriniz var!
Ankara da kendime farklı bir tarz oluşturdum şimdilerde Atilla Yelken ile fasl-I PIANO Akustik piyano ile Türk sanat müziği dinletileri ve nostalji. Çok eski yılların restaurant müzisyeniyim Bizim çalıştığımız yerler restaurantlar taverna diye adlandırılırdı. Ama hiç birinin kapısında taverna yazmaz, Taverna tamamen farklı bir kültür Yunan ve Ege mutfağı Greek müziklerin çalındığını ve tabak kırılan meyhaneler bu tarz olmayan yerlere de taverna dediler bende tamamen nostaljiye ve kendi bestelerimden oluşan repertuarla hem eski dostlarımı topluyorum yeniden etrafıma. Gözler kalbin aynasıdır herkes bu şarkıyı duyunca beni hatırlıyor ama ben bu şarkının sadece yorumcusuyum.
Berkant'ın Samanyolu, Tanju Okan'ın Öyle sarhoş olsam ki gibi. Bu benim yorumladığım şarkı benim öz çocuğum gibi oldu ve bu şarkı çok keyifle söylediklerimin başında geliyor. 27 sene önce bu albüm piyasaya cıktı. Uzun yıllar plak listelerini ve plakçıların vitrinlerini süsledi, bu şarkının yeni versiyonunu ayni lezzette .ayni romantizmde söyledim fakat yeni enstrümanlarla daha çağdaş bir soundla..belki yeni albüme eskiden olduğu gibi isim babalığı yapmayacak ama gençler ve genç kalanlar tarafından yine çok sevileceğine inanıyorum. Piyasaya her sene yüzlerce şarkı çıkıyor ve bu şarkıların yüzde doksan dokuzu kalıcı değil.i İnsanlar bu şarkıları birer ikişer kere dinliyorlar hatta bazı albümler bir iki şarkı için alınıyor öbür şarkılar dinlenmiyor bile. Şarkıların çoğunun artık gerçek duygularla yazıldığına inanmıyorum imitasyon gibi geliyor bana bir şarkı yapmak o kadar kolay değil bence. 20 -30 yıl önceki bestelerin hiç birine ulaşılamıyor duygu yönünden.
Duayen bir sanatçı olarak yeni şöhret olmuş yada olacak gençlerimize neler söylemek istersiniz? Ben şöhretin çok kalıcı olabileceğine inanmıyorum şöhret popülariteyle karıştırılıyor. Ülkemizde şöhret ateşten bir gömlek bu gün giyersiniz yarın vücudunuzu yakar. Bir kere şöhret olursunuz o şöhreti size halk verir bu usta sanatçı veya yorumcu diye onun mesuliyetini omur boyu taşırsınız sanatın hangi dalında olursanız olun ister müzisyen ister ressam ister tiyatrocu veya heykeltraş iyi bir şey yarattıysanız şöhretli yani tanınmış oluyorsunuz ustalığınızı kanıtlıyorsunuz ustalıktan tekrar çıraklığa dönmek gibi bir şey düşünülemez. Ama ülkemizde sanatçıyı göklere çıkarıp sonra magazinsel değilse unutuyorlar maalesef.
Bu güzel sohbet için Atilla Bey'e yürekten teşekkür etmemek elde değil. Yıllara meydan okumak ve hala gönüllerde olup, sahneler de yerlerini koruyabilmek bir sanatçı için bundan büyük bir onur olabilir mi? Bende onur duydum. Atilla Yelken'in başarılı oğlu Murat Yelken beni yalnız bırakmadı; telefonda da olsa kendisine duayen bir babanın evladı olmak nasıl bir duygu diye sormadan geçemedim.
Tabi ki babasıyla gurur duyduğunu, kendisinin de bu yolda onunla devam edeceğini ve yeni projeler de Atilla Yelken'in yıllara meydan okuduğunu bir kez daha gözler önüne sereceğini söyledi. www.atillayelken.com adresinden de sanatçıya ulaşmanız mümkün.
Türkiye'de ve yurtdışında faaliyet gösteren Dedeman Hotels & Resorts International, son olarak Suriye'de işletme hakkını üstlendiği 3 yeni otel ile Dedeman ismini Ortadoğu'ya taşıdı. Şam, Halep ve Palmira'da yer alan 3 otel ile Dedeman grubunun otel portföyü toplam 4800 oda ve 9000 yatak sayısına ulaşarak 22 otele çıkmış oldu.
Suriye'nin başkenti Şam'da yer alan Dedeman Damascus Oteli 16 Mayıs 2009 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Suriye Arap Cumhuriyeti Turizm Bakanı Dr. Saadalla Agha Al Kalaa ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ın katımlarıyla gerçekleşen bir tören ile açıldı. Muhteşem şehir manzarasına sahip konumuyla Dedeman Damascus, iş merkezlerinin yanı sıra tarihi ve kültürel mekanlara yakınlığı ile de dikkat çekiyor.
Dedeman Damascus, 9000 m2 alan üzerinde kurulu 9 kattan oluşuyor ve 32 suit, 1 Kral Dairesi olmak üzere toplam 372 oda, geleneksel Suriye mutfağı ve uluslararası mutfaklardan örnekler sunan açık ve kapalı 7 restoranı ile konuklarını buluşturuyor. Son teknolojik ekipmanlara sahip, çeşitli boyutlarda 8 toplantı salonu ve iki adet 1000 kişilik Balo Salonu'na sahip otel, aynı zamanda iş dünyası için de bir cazibe merkezi konumunda.
Suriye'deki bu yeni otellerle Dedeman, Ortadoğu'da büyük bir adım atmış, Türkiye ve Suriye arasında gerçekleşen turizm sektöründe bir Türk şirketi ile yapılmış en büyük işbirliğini imzalamış bulunuyor. Suriye'deki yeni atılımlarını değerlendiren Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman; Büyüme stratejimiz doğrultusunda önceliği bölge ülkelerine verdik. Bu amacımıza 2003 yılında Özbekistan'a ilk atılımı yaparak ulaştık. Şimdi ise kültürel dokumuzun yakınlığı bulunan çevre ülkeler ile genişleme politikamızı sürdüreceğiz. Suriye'de aynı anda gerçekleşen 3 otel atılımı ile zincirimizin otelcilik tecrübesinin Ortadoğu'da yayılmasına imkan sağlayacaktır dedi.
Pek çok tarihçinin "Doğunun Kraliçesi olarak kabul ettiği Halep'de yeralan Dedeman Aleppo 30 süit ve 1 kral dairesi olmak üzere toplam 244 odası ile hizmet veriyor. Yumuşak iklimi, kültür ve sanat çevresi, eğlence hayatı ve zengin mutfağıyla insanları kendine çeken şehir, Dedeman kalitesiyle hizmet veren yepyeni bir otele kavuşarak, Dedeman Misafirperverliği ile Halep'in tüm güzelliklerini bir araya getiriyor.
6 restoran ve cafe barı ile konuklarına eşsiz lezzetler sunan Dedeman Aleppo, 1 balo salonu ve 4 toplantı salonu ile sadece tatil değil, iş amaçlı seyahat eden konuklarının ihtiyaçlarına da cevap veriyor. Sinema salonları, açık ve kapalı yüzme havuzları, Life Style Sağlık Merkezi ile keyif ve konforu da bir arada sunuyor.
Palmira şehrinde açılan Dedeman Palmyra ise Şubat ayı itibariyle misafirlerini ağırlamaya başladı. Suriye'nin orta bölgesinde yer alan şehir, antik zamanların önemli dini ve ticari merkezi olmasının yanı sıra, UNESCO tarafından 1980 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır.
Tarihi özellikleri ile bilinen şehirde yer alacak olan Dedeman Palmyra 21 süit ve 1 Kral dairesi ile toplam 243 oda ile Türk misafirperverliğini, bu, antik çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren şehre taşımaktadır.
Farklı tatlar sunan 2 restoranı, barları, açık yüzme havuzu, yürüyüş parkuru ve çeşitli büyüklerdeki toplantı salonları ile farklı taleplere uygun hizmetler sunmakta.
Geleneksel DEDEMAN Misafirperverliği her zaman her yerde...