Aşk Seni Bulur! ismi ilginç, iddialı bir kitap, diğer kitaplarınızdan da çok farklı

Gazeteci Yazar Demet Cengiz’in son kitabının tılsımlı olduğu, okuyanların bir ay içinde aşkı bulduğu konuşuluyor

TURİZMİN SESİ


Aşka, ayrılığa ve yaşama dair çıkarımlarıyla ilgi odağı olan kitap, bir kadının içsel ve dışsal yolculuklarını da gösteriyor. Sonu ise bir kuşun kanadında gizemle bitiyor...  Aşk Seni Bulur! ismi ilginç, iddialı bir kitap, diğer kitaplarınızdan da çok farklı. Ne yazdınız? Bu neyin kitabı? Ben açıklamakta, tarif etmekte zorlanıyorum. Çünkü, bir yandan 40 yaşında bir kadının son 2,5 yıllık yaşamının otobiyografik kesiti, 35 yaşından sonra aşk olasılığını irdeliyor. Bir yandan da bir kitap yazma serüveni… Çünkü olaylar yaşanırken, içindeyken yazmaya başladım. Giriş olmuş, gelişmenin içinde yuvarlanırken, sonucu beklemeden yazmaya başladım. Bu yüzden 9 kez bitti bu kitap. Dokuz sayısı bana çok anlamlı geliyor. Toltekler ve Mayalar evrenin 9 boyuttan oluştuğuna inanıyordu. Bir taraftan bir seyyahın kitabı, deli gibi seyahat ediyor ama en derin yolculuğu kendi içine yaptığı… 

35 kadınlar için epey kritik bir yaş… O yaştan sonra aşk mümkün mü? Bulunabiliyor mu? Pek tabii ki! “35 yaşından sonra bir kadının başına meteor düşme ihtimali gerçek aşkı bulmasından daha yüksektir!” deniyor ya hep, ben de öyle olmadığını anlatıyorum. Piyasa şartları öyle söylendiği gibi değil çünkü. Daha ilk turu hiç yapmamış adamlar olduğu gibi ikinci tura hazırlananlar da var piyasada. Hatta üçüncü, dördüncü tura… Ancak ayrılık da mümkün. Yani akıl kemale erdi, bu yaşta aşkı buldum ve bu sonsuza kadar sürer diye düşünüyoruz geçmeyen bir enayilikle. Ayrılık aşkın kardeşidir ve pek nadiren aşkın sizi yalnız ziyaret etmesine izin verir. Ve ayrılık aştan uzun sürer. 

Kitabınızın ayrılık acısı yaşayanlara yol gösteren bir kılavuz olduğu da söyleniyor. Ayrılık acısını geçiriyor mu?Aslında kitabın çıkış noktası ayrılık ve ayrılığın ardında bir kadının iyileşme çabaları… Ayrılan kadınların el kitabı olabilir. Ayrıldıktan sonra tekrar nasıl iyi hissedebileceğimizi anlatıyor biraz ve oradan yaşama geçiyor kitap. Yaşam ve mana… Burada da bir kadının içsel ve dışsal yolculukları başlıyor. Üç bölüm olan bu kitabın ilk kısmı; aşk romantizmini, ayrılık acıyı, yaşam – ve anlam bölümü ise, hayatı anlamlandırma serüvenini anlatıyor. Ancak bu matrak bir kitap… Ayrılığın o acıklı satırlarından sonra mutlaka kahkaha atacağınız anekdotlar geliyor. Bir yerde kadınların dramı var, bir yerde de erkeklerin acıklı hali. Ve tüm bu trajediler daha üzerinden zaman geçmeden komediye dönüşüyor. Sanırım aceleciyim o yüzden zamana bırakmadan trajedilerden komedi çıkarmayı adet edindim.

“Bu kitap tılsımlı, okuyanlar aşkı buluyor” diyorlar doğru mu? 
Kitabın ön okumasını yapan üç kişi bir ay içinde aşık oldu, şaşırdık. Bir kişi evliydi ve aşkları pekişti. Dedik ki tesadüf olamaz. Öyle inandık, kitabın bir tılsımı olduğuna... İnanırsan olur! Ancak Kadıköy Kitap Günleri’nde gördüm ki kitap böyle ünlenince insanlar gelip imzalatmaya da çekiniyor biraz, utanıyorlar. 

Okurlardan nasıl tepkiler geliyor?
Şu anda beni en çok mutlu eden şey bu, biliyor musunuz? Her gün onlarca kadın bana yazıyor. E-mail, Facebook, Instagram, Twitter mesajları… O kadar ayrı profil, yaş ve şehirlerden kadınlar yazıyor ki şaşırıyorum. Herkes bir benzerlik, bir ortak nokta buluyor. Birkaç saatte okuyup bitirenler var. Erkekler de okuyor. Sanırım insanlar oradaki samimiyeti sevdi. Hiçbir şeyi sansürlemedim çünkü; tüm sevincimi, hüznümü, utancımı, kırılan kalbimi, heyecanlarımı sansürsüz yazdım. Zaten kitabı kendime yazdım. O yüzden bir konuşma dili hakim. Basmak fikri sonradan ortaya çıktı. 

Kutsal yerleri, şifacıları ziyaret ediyorsunuz...
Evet, Brezilya’da John of God’a da gittim, Meksika’daki piramitlere de... Peru’da da bulundum, Hindistan’da da... Mekke’ye bile gittim... Gittiğim her yerde, ziyaret ettiğim tüm kutsal mekanlarda gördüm ki insanlar en çok aşk diliyor. Aşk ise aranınca bulunmuyor; aşk seni bulur ve sipariş almaz aşk!  

Kitabı “Sana…” diyerek kime ithaf ettiniz?
Sana! Kim eline alıp okumaya başlıyorsa kitabımı ona adıyorum. Çünkü kim okursa onunla her satırda inanılmaz yakınlaşıyoruz. Bu kadar kendimi açmışsam ona güvenmişimdir. Bu yüzden kitabım ona yazılmıştır.  

Hikayenin sonunda ne oluyor?
Sürekli seyahat eden bir kadın var. Dünyayı gezerken içsel yolculukları da başlıyor. Bir yandan mantralarla şifa bulup dünyayla kurduğu bağı güçlendirirken kuş olup uçuyor. Bildiğimiz anlamda bir sonu yok bu kitabın. Sonu bir sürprizle bitiyor ama bir bitişten çok yeni bir hikayenin başlangıcı gibi…