ANIZ YAKILMASI YASAKLANMALI

Anız yakılması il oluşan sera gazı içerikli duman kadar yanma sonucu oluşan kül rüzgârın etkisiyle Adana kent merkezler başta olmak üzere bölgenin üzerindeki sis ve dumanın yaratığı koku her yıl milyonlarca insanı haftalarca rahatsız etmektedir

TURİZMİN SESİ / PROF.DR  İBRAHİM ORTAŞ

Çukurova ovasında buğday ve mısır hasadı sonrası toprakta kalan bitkisel artıklar yakılarak toprak bir sonraki üretim için işlenmektedir. Anız yakılması il oluşan sera gazı içerikli duman kadar yanma sonucu oluşan kül rüzgârın etkisiyle Adana kent merkezler başta olmak üzere bölgenin üzerindeki sis ve dumanın yaratığı koku her yıl milyonlarca insanı haftalarca rahatsız etmektedir. Dumanın yaşlılar, çocuklar ve hatta yetişkinlerin bile solunum yapmasını zorlaştırmaktadır. Hemen her gün hepimizin evlerinin içine nüfuz eden kül ciddi kirlilik yaratmakla kalmamaktadır artık evlerde oturamaz ve nefes alamaz durma gelinmektedir.Bilimsel olarak Ç.Ü. Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinin değişik zamanlarda anız yakılmasının toprak için zarlı olduğu kadar çevre kirliliğine neden olduğu yönünde yaptıkları açıklamalara karşın halen çiftçilerimiz anız yakmaya devam etmektedirler. Son birkaç gündür bütün Çukurova bölgesindeki kent ve ilçelerde anız yakımı ile Adana kentinin yaşanamaz haline gelmiştir.  

 
Anız Yakılması Atmosfer ve Çevre Kirliliğine Neden Olmaktadır
Çiftçilerimiz bilmeden topraklarımızı fakirleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çevreyi ve atmosferi de kirleterek birçok yönden olumsuzluklara neden olmaktadırlar. Atmosfer salınan sera gazları toplum sağlı kadar hepimizin geleceğini etkileyecek olan iklim değişimlerine yol açacak düzeyde yüksektir. Bölgede yüz binlerce dekar alanda yanan anızın çıkardığı gazların miktarı ciddi bir tehdit oluşturacak düzeydedir. 1.8 milyon insanın yaşadığı Adana kentinin anız külleri ile kirlenmesi sonucu binlerce hanede binlerde ton su ve deterjan kullanılarak çevre başka bir şekilde kirletilmektedir.
 
 
Yasal Olarak Anız Yakılması Yasak 
Son birkaç gündür çok sayıda vatandaşımız telefon ve e-posta ile konu gündeme getirilmekte ve nelerin yapılacağı soruluyor. 2009 yılında Adana Vali yarımcısının başkanlığında, ilgili kurumların ve benimde içinde bulunduğum bir çalışma gurubu bir rapor hazırlayarak anız yakılmasının sonlandırılması istenmişti. Anız yakılmasının yasa ile kolluk kuvveti ile değil, çiftçilere anız yakılmasının zararlarına olduğunun anlatılması, anız yakılmasının alternatif yaklaşımlarının olduğu, Tarım Bakanlığına proje çerçevesinde çiftçilere destek olunması konusunda belgeleştirildi. Ancak ne yazık ki o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Her yıl aynı şekilde hasat sonrası anında çiftçiler gece-gündüz saatlerinde anız yakmakta. Yasal olarak anız yakılması yasak olmasına rağmen anız yakılmasının devam etmesinin nedeni anlaşılamıyor. Bu konuda yapılan küçük şikâyetler ise ne yazık ki dikkate ya alınmadı ya da nüfuslu kişilerin etkisi ile konu görmezden gelinmektedir.
Korkum o dur ki anız yakılması ileride ciddi ve telafisi olmayan yangınlara neden olur ki o zaman hepimiz bundan büyük zarar görürüz.
 
 
Anız yangınları, ürünün tadı ve kokusunu da yok ediyor 
Tarım arazilerinde anız yıkılması sırasında oluşan yüksek ısının, topraktaki yararlı maddeleri yok edip meyve ve sebzeleri kalitesizleştirilmektedir. Toprağın bitkiyi besleyen ve verimli olan atıklarının yakılması sonucu ortaya çıkan yüksek ısı, organik ve humin maddeler ile mikroorganizmaların yok olmasına yol açıyor. Bu durum, uzun sürede toprağın kalitesini ortadan kaldırmakla birlikte, organik artıkların yanması, organik madenin ve yararlı mikroorganizmaların ortamdan elimine olması ile toprakları kalitesizleştirip daha fazla gübrelemeye bağımlı hale getiriyor. Yakma işleminin aynı zamanda tek yönlü mineral gübre uygulamalarını teşvik etmektedir. Artan kimyasal gübre talebi yıldan yıla artmakta ve kimyasal gübre ve ilaç kullanımının ütün kalitesini olumsuz yönde etkilediğini değişik şeklerde anlatıldı.Genelde aynı toprakta hasat sonrası yakma işleminin üst üste 4-5 kez tekrarlanması durumunda, topraktaki kalitenin geri kazanımını uzun yıllar alacak şekilde zorlaştırdığı biliniyor. Bu şekilde kısa dönemlik bilinçsiz uygulamalar sonucu Çukurova’nın bir dönemlerinin bereketli tarım arazilerimiz fakirleşiyor. Anız yakılması ile toprakta azalan organik karon toprağın yapısını ve kalitesini bozmakta bunun sonucu doğrudan ve dolaylı yoldan tarlada üretilen ürünlerde karpuz, kavun, domates, salatalık gibi meyve ve sebzelerdeki tat ve kokusu da bozulmaktadır. Toprak organik maddesinin yakılması doğrudan tarımsal ürünlerin kalitesi olumsuz yönde etkilenmekte ve bu da besin zinciri yolu ile toplum sağlığını olumsuz yönde etkilenmektedir.
 
Çiftçilerimize Önerimiz
Yeniden çiftçilerimizin anız yakma yerine hasat sonrası anında topraklarını toprak tavı kaçmadan işlemeleri, bugünkü bilim ve teknolojik imkânlar içinde doğrudan ekim, anızların parçalanarak toprağa karıştırılması önerilecek en uygun yöntemdir. Yapılması gereken, öncelikle hasat makinelerinin hasadı mümkün olduğunca toprak düzeyine yakın yapması. Arta kalan anız artıkları da yine geliştirilen makineler yardımı ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.Hiçbir şekilde yasaklara taraf olmadım, ancak bu anız yakılması olayı zorunlu olarak caydırıcı önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Çok sayıda insan anız yakılmasının yaratığı duman ve külden şikâyetçi. Artık toplum sağlığı ciddi şekilde zarar görmektedir. Artık evlerimizde oturamaz duruma gelinmiştir. Öncelikle yetkililerin başta ilgili çevre yasasına dayanarak anız yakılmasını kesinlikle yasaklamalı.Her yönü ile sakıncalı ve zararlı olan anız yakılması temelden yasaklanmalıdır. Bir vatandaş olarak bu durumdan şikâyetçiyim ve yetkililerin önlem almasını talep ediyorum. Aynı havayı teneffüs etiğimize için sanırım Adana’da ki yetkililer de bizler kadar rahatsız oluyorlardır. Ancak bu konuda ne düşünüyorlar bilmiyorum ancak vatandaşın artık bu rahatsızlığa tahammülü yok. Umarım yetkililer vatandaşın sağlığını etkileyen, bu anlamsız anız yakılması konusundaki şikâyetlere kulak verirler. Şimdilik mevcut yasanın işletilmesini bekliyoruz.