Anadolu'nun Tarihi Mirası: Divin Kapısı Kaya Mescidi Törenle Açıldı

Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerden kalan eserler, günümüzde tarihin derinliklerine ışık tutan önemli kültürel miraslar olarak karşımıza çıkmaktadır

TURİZMİN SESİ


Bu eserlerden biri olan ve Türkler tarafından Anadolu'da inşa edilen ilk kaya mescidi olan Divin Kapısı Kaya Mescidi, yapılan törenle ziyaretçilere açıldı. UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Ani Ören Yeri'nde bulunan bu tarihi mescit, Kars Valisi Ziya Polat ve diğer protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen bir törenle gün yüzüne çıkarıldı.Divin Kapısı Kaya Mescidi, Ani Ören Yeri'nde yürütülen kazı ve koruma çalışmaları sırasında keşfedildi. Mescidin tarihi, Bağratlılar dönemine kadar uzanıyor ve Selçuklu fethi sonrasında bir mihrap eklenerek mescide dönüştürüldüğü düşünülüyor. Ani Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammed Arslan'ın ifadelerine göre, bu mağaralar ilk olarak barınma amacıyla inşa edilmiş, zamanla ihtiyaca göre mezar, şapel ve son olarak mescide dönüştürülmüşler. Bu açıdan bakıldığında, Divin Kapısı Kaya Mescidi, Anadolu'da Türklerin inşa ettiği ilk mescit olma özelliğini taşıyor.

Vali Ziya Polat, törende yaptığı konuşmada, Ani'nin içerisindeki bu mescidi gün yüzüne çıkarma çalışmalarının önemine değindi ve emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Ayrıca, mescidin turizme kazandırılmasının, Türk tarihine de bir katkı sağlayacağını vurguladı. Divin Kapısı Kaya Mescidi'nin açılışı, Ani Ören Yeri'ne yeni bir rota kazandırdı ve ziyaretçilere, Anadolu'nun ilk çağlarına tanıklık eden bu önemli mekanı keşfetme fırsatı sundu. Ani Ören Yeri'ndeki kazı çalışmaları devam ederken, Divin Kapısı Kaya Mescidi, tarihe ilgi duyan herkes için kaçırılmaması gereken bir destinasyon haline geldi.Bu tarihi açılış, Anadolu'nun zengin kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına atılmış önemli bir adım olarak kayıtlara geçti. Divin Kapısı Kaya Mescidi'nin ziyaretçilere açılması, hem bölgesel turizmi canlandıracak hem de Anadolu'nun tarihi ve kültürel zenginliğine dikkat çekecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Tarihin tozlu sayfalarından günümüze ulaşan bu eserin, ziyaretçiler tarafından keşfedilmesi ve yaşatılması, kültürel mirasımızın geleceğe taşınmasında büyük önem taşıyor.