AMBARGO TURİZMLE YIKILABİLİR

Türkiye'de 2011 Kuzey Kıbrıs Yılı Etkinlikleri Koordinatörü Mustafa Fethi Gürbüz, ambargoların, turizm aracılığıyla kesinlikle yıkılabileceğini ifade etti

TURİZMİN SESİ
Türkiye'de 2011 Kuzey Kıbrıs Yılı Etkinlikleri Koordinatörü Mustafa Fethi Gürbüz, ambargoların, turizm aracılığıyla kesinlikle yıkılabileceğini ifade ederek, ''Çünkü eğer siz bir destinasyonu satılabilir yaparsanız ve o destinasyona da insanlar gelmeye kalkarlarsa bunu engelleyecek hiçbir şey yok'' dedi.

Gürbüz, KKTC'nin Türkiye'de bilinen imajının gerçeği yansıtmadığını, bu yanlış algının değişmesi gereğine işaret ederek, şöyle konuştu:

''Türkiye'den Kıbrıs'a baktığımız zaman, bir iki saat içinde bir baştan bir başa gidilebilecek ve sadece talih oyunlarının olduğu bir yer olarak görülüyordu. Buradaki insanlarla ilgili olarak da 'tembeller, hiçbir iş yapmazlar' iddiasında bir imaj var. Bunun değişmesi gerekiyor. Adanın doğal yapısına baktığınız zaman buradaki endemik türler oldukça farklı. Eko turizmin bugünlerdeki önemi göz önüne alındığında bunun mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor. İkincisi, kuş gözlemciliği ciddi bir çalışma halinde bu dönemde. O çalışma bazında baktığımız zaman bütün göç yollarının üzerinde. Tarihsel dokuya baktığınız zaman Ortodoks dininin buradan doğduğunu bilmiyoruz.''

Kıbrıs'a gelene kadar burada batık bir gemi olduğundan haberi bile olmadığını ifade eden Gürbüz, adaya gelince test ettiğini; bir uçtan bir uca bir günde gidilemediğini, sadece Lefkoşa'daki Osmanlı eserlerini incelemek için bir gün ayırmak gerektiğini, Gazimağusa'ya en az iki gün ayırmak gerektiğini, buna Karpaz'ın dahil olmadığını anlattı.

-''MUTLAKA GELİP GEZMEK, VAKİT HARCAMAK GEREKİYOR''-
KKTC'de çok farklı lezzetler, tatlar, çok farklı kültür olduğunu, bu kültürün mutlaka yaşanması ve görülmesi gerektiğini vurgulayan Gürbüz, şu andaki imajın buradaki gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Mustafa Gürbüz, ''Bunu yaşayabilmek için de mutlaka gelip gezmek, vakit harcamak gerekiyor'' diye konuştu.

''2011 Türkiye'de KKTC yılı ilan edilmeden hemen önce yaşanan siyasi tartışmalar bu yılı olumsuz mu etkiledi, ya da bunun izlerini silmek turizmcilere mi düşüyor?'' sorusuna ''Olumsuz olarak etkilemedi'' karşılığını veren Gürbüz, bir tartışmanın olmasının Türkiye'de farklı bir algılamaya neden olduğunu, bunun, her ülkenin başına gelebilecek doğal bir olay olarak algılanması gerektiğini söyledi.

Gürbüz, ''Her ülkede belli yürüyüşler yapılıyor, belli tartışmalar yapılıyor. Buradakiler de aynı çerçevede, demokratik haklarını kullanan bir kitlenin , haklarını bir miktar abartması olarak algılanmasında yarar var. Onun dışında turizmi etkilediğini zannetmiyorum ve olaylar kapandı zaten'' dedi.

-AMBARGO TURİZMLE YIKILABİLİR
Gürbüz, KKTC'ye uygulanan ambargoların turizm alanında nasıl yaşandığına ilişkin bir soru üzerine, ambargoları ''gerçek ambargolar ve kafalardaki ambargolar'' diye ikiye ayırmak gerektiğini kaydetti.

Gerçek ambargoların, uçakların inmemesi, Kıbrıs Rum tarafının uluslararası platformlarda KKTC'yle ilgili tedbirler aldırmaya çalışması olduğunu anlatan Gürbüz, ayrıca, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos'un KKTC'deki kiliselerle ilgili gerçeği yansıtmayan sürekli açıklamaları olduğunu belirtti.

Başpiskopos'un, KKTC'deki kiliselerin ''yok edildiğinden'' bahsettiğini, bunun doğru olmadığını ifade eden Gürbüz, ''Biz bununla ilgili belli çekimler yaptık, tamamını kayıt altına aldık. Ve ortaya çıktı ki sadece iki tane kilise camiye çevrilmiş vaziyette, bunun dışında yapılmış bir şey yok'' diye konuştu.

Diğer ambargonun ise, çözümsüzlüğün getirdiği belirsizliğin oluşturduğu ambargolar olduğunu kaydeden Gürbüz, insanların atılım yapmaktan çekindiğini, ciddi boyutta motivasyon kaybı olduğunu, bunların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Gürbüz, şöyle devam etti: ''Ambargo, turizm aracılığıyla kesinlikle yıkılabilecek bir şey. Çünkü eğer siz bir destinasyonu satılabilir yaparsanız ve o destinasyona da insanlar gelmeye kalkarlarsa bunu engelleyecek hiçbir şey yok. Buraya 465 sefer yapılıyor. Dolayısıyla ben o ambargo kavramına kesinlikle inanmıyorum. Kaldı ki, biz yatırım için kaynak araştırdık ve bu araştırdığınız kaynaklara da uluslararası fonlardan destekler çıkmaya başladı.''

Mustafa Fethi Gürbüz, ambargoların ciddi boyutları olduğunu, ancak bardağın hep boş tarafına bakınca motivasyonun kaybedildiğini sözlerine ekledi.

KKTC-TÜRKİYE TURİZM ÇALIŞTAYI GİRNE'DE DÜZENLENDİ
Türkiye'de ''2011 KKTC Yılı'' ilan edilmesi kapsamında Girne'de düzenlenen ve KKTC Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı tarafından finanse ve koordine edilen ''Kıbrıs'ı yeniden tanımak, tanıtmak'' temalı turizm çalıştayının devamında, KKTC Başbakanı İrsen Küçük, KKTC Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) Yönetim Kurulu üyesi Alper Maçkan, TURSAB Başkan Danışmanı Çetin Gürcün, Kıbrıs Türk Turizm, Seyahat Acentaları Birliği (KITSAB) Başkanı Ersan Keleşoğlu ve KKTC Başbakanlık Turizm Danışma Kurulu Üyesi Mustafa Gürbüz'ün katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.

-ÜSTEL: ''TÜRKİYE PAZARI ÖNCELİKLİ BİR ANLAM İFADE ETMEKTEDİR''-
KKTC Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, basın toplantısında yaptığı konuşmada, KKTC'nin ada ülkesi olmasının getirdiği özellikler ve ülkenin kaynakları nedeniyle hizmet sektörüne öncelik verildiğini ve bu çerçevede turizmin, devlet katında lokomotif sektör olarak kabul edildiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Temel pazarlarımız Türkiye, İngiltere, Almanya ve İtalya olmakla birlikte Türkiye pazarı öncelikli bir anlam ifade etmektedir. Bunun sebebi de gerek tarihi ve gerekse de amaç birliği içerisinde bulunduğumuz Anavatan Türkiye Cumhuriyeti destinasyonunun, ambargo koşullarının yaşanmadığı tek destinasyonumuz olmasıdır.''

Ülkedeki 16 bin 800 olan yatak kapasitesinin yakın vadede 18 binlere ulaşmasının beklendiğini ifade eden Üstel, KKTC'de yaklaşık 500 bin olan turist konaklamasının yüzde 67'ini (336 bin turist) Türk turistlerin oluşturduğunu, toplam turistlerin ortalama kalış süresi 3,7 gün iken, Türk turistin ortalama kalış süresinin 3,2 olduğunu kaydetti.

KKTC'nin, turizmin teşvik edilmesi bağlamında ülkeye turist getiren tur operatörlerine teşvik vererek, ülkeye turizm yatırımı yapacak yatırımcılara da yasalar çerçevesinde teşvik ve muafiyetler sunduğunu aktaran Bakan Üstel, ''KKTC'de turizm, lokomotif bir sektör olarak kabul edilirken, devlet politikaları ile desteklenmektedir'' dedi.

-''NEDEN KKTC YILI?''-
Türkiye'de 2011 yılını KKTC yılı ilan edilmesine de değinerek, bundan, KKTC'nin Türkiye'deki algısının olumlu yönde güçlendirilmesi ve Turizm imajının yeniden oluşturulmasına katkı sağlanmasının amaçlandığını ifade eden Ünal Üstel, şöyle devam etti: ''Ayni din, dil ve ırk bütünlüğü taşıyan KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti birlikteliği Anavatan-Yavruvatan bağlamında devam ederken, bu kader birliğine karşın turizmimizde yeterli bir noktanın oluşturulamadığı bir gerçektir.

İşte bu noktada tarihsel süreçteki birlikteliğimiz de göz önüne alınarak KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti arasında mutabık kalınarak 2011 Kuzey Kıbrıs Yılı ilan edilmiştir. Bu ilanla birlikte KKTC'nin Türkiye'deki algısının olumlu yönde güçlendirilmesi ve Turizm imajının yeniden oluşturulmasına katkı sağlanması amaçlanıyor. Bu hedefler sağlanırken Türk turist sayısında artış sağlamak ve kalış süresini uzatmak turist hedefimizin ilk amacıdır. Bununla birlikte KKTC'nin Türkiye'de tanıtılıp, tanınırlığının artırılması öncelikli hedefimizdir. Kısacası KKTC'nin Anavatan Türkiye'deki 'yavruvatan' olgusuna turistik bir ekleme yapma hedefindeyiz.''

Bakan Üstel, Türkiye'de 2011 KKTC Yılı ilanının sonucunda beklentileri ise şöyle açıkladı: ''2011 yaz dönemi ile birlikte Türk turist sayısının artırılması en yakın hedeflerimizdendir. Temel hedefimiz uzun vadede, Türkiye ile KKTC arasındaki kardeşliğin güçlendirilmesi, Türkiye'de KKTC'nin tatil destinasyonu olduğu vurgusunun yapılması ve nihayetinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin imajına olumlu eklentiler sağlanmasıdır.'' Bakan Üstel, yapılacak çalışmalar neticesinde orta vadede turist sayısının 1 milyon noktasına ulaşmasının, KKTC'nin algısının güçlendirilmesi ve tanınırlığın geniş kitlelere yaygınlaştırılmasının da hedeflendiğini sözlerine ekledi.