AKIL ÇAĞINDA AYDIN OLMANIN TANIMI

Anlatmak istediğim, geleceğin dünyası; yüzü gülen, karnı tok olan ve hayata iyimser gözlerle bakabilen nesillerin olsun

TURİZMİN SESİ


Akıl çağında bir insana “AYDIN” denilebilmesi için, o insanın topluma bir şeyler veren; toplumun sorunları ile iç içe yaşayan bir insan olması gerekir. Çünkü, aydın insan; bütün dünyaya açık, kendisini topluma ve insanlığa adayan evrensel bir adamdır.

Aydın adam; ülkesinde ve dünyada aydınlık bir iklimin oluşmasına çaba harcayan ve dünyaya sevgiyle bakabilen hümanist bir insandır. Çünkü aydın insan; sevgiyle beslenen, yüreğinin gözü ile insanlığa sevgi ve hoşgörü ile bakabilen adamdır.

Aydın adam; yalnız yaşayanlar için değil, doğacak çocuklar için de onurlu ve yaşanabilir bir dünya düzeni için savaşım verebilen adam olmalıdır.

İnsan yalnız diploma ile aydın olmaz. Çünkü o, kafaca özgün fikirlerin ve düşüncelerin doğal bir adamıdır.

Aslında aydın; yaşlandıkça öğrenen, öğrendikçe geleceği daha iyi görebilen adamdır.

Aydın; bildiğini de, bilmediğini de bilen ve cahil olduğunu kabul edebilen adamdır.

Aydın insanın ışığı, bilim ve ilimdir. Bilime ve ilime kendini adayan insan kötü insan olamaz. Tanrının istediği de böyle iyi bir insandır. Anlatmak istediğim; siyasi amaçların uzağında, tamamen insanlığın hizmetinde, tüm insanlığın ve dünyanın iyiliği ve geleceği adına hizmet eden bilim ve ilimdir. İyi insan kitap gibidir; insanları başarıya ve uygarlığa götürecek yapı taşlarına benzer. Halbuki dünya diplomalı insanlarla dopdoludur. Fakat, günümüzde dünyayı tehdit eden işsizlik, yoksulluk, salgın hastalıklar, okuma yazma noksanlığı ve küresel adaletsizliğin ortadan kalkmasının uğraşını veren aydın pek azdır. Bilindiği gibi, gerçek aydınların pek çoğu da demir parmaklıkların arkasına hapsedilmiştir…

Anlatmak istediğim, geleceğin dünyası; yüzü gülen, karnı tok olan ve hayata iyimser gözlerle bakabilen nesillerin olsun. Dileğimiz, onların arasından ortaya çokça çıkacak, insani duygularıyla erdem ve yüreği şefkat dolu aydınlar onlara öncülük yapsın. Çünkü aydın adam; yüzü mutsuz ve umutsuz insanlara dönük, onlara iyilik ve şefkat gibi kutsal bağlarla bağlanan ve yüreğinin kapılarını ardına kadar candan açabilen cesur adamdır.

Aydın, doğuştan gelen özellikleri olan ve eğitimle de beslenen insandır. Bu nedenle o, sevgiyle büyümüş, mutlu ve tam olgunlaştığı zaman çevresini de mutlu edebileceğini bilen adamdır. Aydın, vermenin erdemini ve almanın ise etik olmadığını bilen adamdır. Aydın, toplumun her yeni gün bir öncekinden daha ileride olması gerektiğini düşünen ve iyi niyetle fazilet yolculuğuna çıkan güzel ve iyi insandır.

Değerli Meslektaşlarım,
Giardana BRUNO der ki; “Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır” ve devam eder; “Yeryüzündeki kötü insanlar ise, kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrıyı kullanırlar”, tıpkı günümüzün dünyasında olduğu gibi… Aslında aydın insan; ülkesinde ve dünyada huzur, güven ve güzelliklerle dolu bir dünyada yaşamak ve nefes almak için elinden geleni yapan ve bu uğurda hayatını ortaya koyabilen adamdır. Örneğin, bu yolda yitirdiğimiz aydınlarımız gibi…

Değerli Arkadaşlarım,
Aydın insanın bir özelliği de; toplumlara hayat yolunda doğru yürüyüp yürümediklerini söyleyen, yazan ve doğru yolu gösteren bir bilge olmasıdır. Çünkü aydın, aydınlanmış ve çevresini aydınlatan insandır.

Aydın adam; bir ülkenin en hayati sorunun cehalet ve bağnazlık olduğunu; bu önemli sorunun da kesin ilacının laik ve hukukun işler olduğu bir düzende, çağdaş bir eğitim ve bilim olduğunu bilen adamdır. Çünkü akıl çağında; nakli bilgiye değil, akli bilgiye önem verilir. Aslında, kendisini bilene ve kendisini tanıyana aydın ve kamil adam denir. Bu tür insanlar; öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık, öğrendiği her yeni şeyin farkında olan ve “daha öğreneceğim çok şey var” diyebilen alçak gönüllü adamdır. Bilindiği gibi; gerçek bir demokrasiye ulaşmanın yolcusu ve farklı seslere açık olan aydın bir insan, doğası itibariyle de demokrat bir adamdır.

Değerli Meslektaşlarım, sözlerimi bağlarken;
Aydın insan, paylaşımların ve adaletin daha dengeli ve işler olduğu bir dünya için çalışan; insanların açlık çekmeden, adaletsizliğe uğramadan, yasaların herkese eşit uygulanması için uğraş veren adamdır. Çünkü o, yasalardan kaçmayı düşünmeyen, böyle etik dışı davranışı dürüstlük saymayan ve insanlığın hizmetinde bulunmanın mutluluğunu yaşattığı için Tanrıya şükredebilen, “adam gibi adam”dır diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.