TURİZMİN SESİ
Bahar aylarına girdiğimiz bu dönemde, doğanın bir parçası olarak insan ilişkileri de yoğunluk kazanmaktadır. Ağzımızın temiz ve hijyenik olması, özgüvenimizi arttırır ve genel sağlığımızı korur. Ağız temizliğini diş fırçalama, hijyen sağlayıcı gargaralar, ağız duşu ve diş ipi ile sağlayabiliriz. Hijyen sağlamak için en çok kullanılan yöntem diş fırçalamadır. Bu alanda kullanılan florürlü ve florürlü olmayan diş macunları vardır. Dişlerin sabah ve akşam olmak günde en az 2 kere ve 2 dakika olmak üzere fırçalanması gerekmektedir. Ağzın içerisinde 'tükürük' gibi sihirli bir sıvı vardır. Tükürük günde 2 litre salgılanır, sindirimi kolaylaştırdığı gibi içinde bulundurduğu antiseptik maddelerle ağız hijyenini de sağlar. Geceleri tükürük salgısı durur, bu nedenle geceleri diş fırçalaması daha önemlidir.
Tükürük salgısı olmadığı için bakterilerin diş ve diş eti üzerinde çoğalması daha çok olur. Ağız temizliği ve dişlerin korunması genel sağlığımızın önemli bir parçası olduğu gibi güzel gülmemizin, güzel konuşmamızın ve güzel beslenmemizin en önemli yapı taşlarındandır. Türkiye, Kuzey Avrupa ülkelerine göre 9 kat daha az diş macunu tüketen bir ülkedir. Bu da demek oluyor ki; ağız ve diş sağlığına toplum olarak gereken değeri vermiyoruz. Yapılan hiçbir dolgu veya protez kendi doğal dişlerimizin fonksiyonlarını veremez. Doğal dişlerimizi ağız bakım ürünleri ile koruyarak hem ekonomik hem de zaman kaybından kurtulmuş, asıl yatırımı genel sağlığımıza yapmış oluruz.
Ağızda kalan gıdalar, özellikle de şekerli ise bakterilerin hızla üremesine, dolayısıyla diş ve diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar. Çikolata ve bunun gibi gıdalarda laboratuvar ortamında ağızda yaşayan bakterilerin çok hızlı ürediği saptanmıştır. Bu nedenle şekerli gıdaların tüketilmesi söz konusu olduğunda ağız bakımı unutulmamalıdır. Diş fırçalarken dişlerin sadece dış yüzeyi değil, çiğneyici yüzey ve iç yüzeyini de fırçalamamız gerektiğini unutmayalım.
Sağlıklı gülüşler dilerim.
Diş Hekimi Yaşar BAYTAK