TURİZMİN SESİ
Geyre Vakfı, İstanbul 24 Ekim 2009- Geyre Vakfı'nın katkılarıyla asırlar sonra gün ışığına çıkarılan ve UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alan Afrodisias Antik Kenti ve Sebasteion Tapınağı rölyefleri uluslararası müzecilik standartlarında tarih severlerle bir kez daha buluştu. Yenilenen müze kompleksi Geyre Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ile yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde; Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın katılımıyla 24 Ekim'de ziyarete açıldı.
Saha çalışması New York Üniversitesi Master Programı tarafından da desteklenen, Afrodisias Antik Kenti ve kazılarının tanıtımını üstlenen VIP Turizm Başkanı Yasemin Pirinçcioğlu, aynı zamanda Afrodisias Antik Kenti Kazı çalışmalarını desteklemek için kurulan, Geyre Vakfı'nın 22 yılıkk Kurucu Üyeleri arasında bulunmaktadır. Pirinççioğlu aynı zamanda 2001 yılında Geyre Vakfında Yeni Müze Projesi nin hayata geçirerek, Sevgi Gönül salonunun açılmasında da önemli bir rol oynamıştır.
Yaklaşık 20 yıl önce inşa edilen Afrodisias Müzesi'nin ışık sistemi ve sergi panolarının yeniden düzenlenmesinin yanı sıra diğer tüm mimari sorunlarının giderilmesi için yürütülen projeyi Yüksek Mimar Cengiz Bektaş yönetti. Aydınlatma tasarımı için Yıldız Teknik Üniversitesi Aydınlatma Kürsüsü'yle çalışan proje ekibi, çalışmalarını müzenin orijinal mimarisine sadık kalarak tamamladı. Yenileme çalışmalarının sonunda müze çok daha çağdaş bir çehreye kavuşurken, hem ziyaretçilerin konforu, hem de sergilenen eserlerin güvenliği arttırılmış oldu.
Afrodisias Müzesi Yenileme Çalışmaları Hakkında
Yaklaşık 20 yıl önce inşa edilen Afrodisias Ören Yeri Müzesi, zamanın bilgilerine uygun ve başarılı bir uygulamaydı. Ancak aradan geçen zamanda hem mimari olarak hem de bir müze uygulaması olarak çok sayıda yeniliğe ihtiyaç duymaya başlamıştı. Akan damı, iç oylumlardaki üzeri boyalı kırmızı çıplak tuğla duvarlar, tepe ışıklıklarından gelen göz kamaştıran ışık gibi sorunların giderilmesi için Geyre Vakfı harekete geçti. Vakfın koordinasyonuyla Yüksek Mimar Cengiz Bektaş çalışmaya başladı.
Yüksek Mimar Cengiz Bektaş'ın belirttiği üzere, müzenin ayrı renk ve cinsten mermerlerle kaplı döşemesinin üzerine, iç oylumlarda kesim yapmamak amacıyla önceki ölçülerine kesinkes bağlı kalınarak granit kaplama yapıldı. Yontuların altına gelen bölümler, su düzecini kendi alan, daha koyu bir gereçle kaplandı. Böylece izleyiciye, sergilenen yontulara el sürmemesi saygılı bir biçimde anımsatılmış oldu.
Yontuların arkasındaki tuğla duvarların önüne pano-duvarlar getirilerek arada bırakılan 7 cm. aralıkla bir havalanma da sağlandı. Alçıpan duvarlar, Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın British Museum'a yazdığı mektuba bir gönderme olarak çok açık maviye boyandı.* Ayrıca yapının girişine ve iç oylumda gerekli yerlere rampalar eklenerek, müzeyi engellilerin de sorunsuz dolaşabilmeleri sağlandı. Daha önce eksik kalmış çevre düzenlemesi de yapılıp müze modern bir görünüme kavuşturuldu.
'Sebasteion Sevgi Gönül Salonu' 2008 yılında hizmete girmişti
Afrodisias antik kentinde ortaya çıkarılan rölyeflerin aslına uygun şekilde sergilendiği ''Sebasteion Sevgi Gönül Salonu'', 31 Mayıs 2008 tarihinde ziyarete açıldı. Afrodisias antik kenti böylece, Sevgi ve Erdoğan Gönül ile Afrodisias dostlarının desteği ve Geyre Vakfı'nın çabalarıyla yeni bir sergi salonuna kavuşmuş oldu.
Adını güzellik tanrıçası Afrodit'ten alan ve Anadolu toprakları üzerindeki en eski medeniyet arasında yer alan Afrodisias Antik Kenti'nin dokusuna zarar verilmeden ve son derece duyarlı bir yaklaşımla Mimar Cengiz Bektaş tarafından tasarlanan Sevgi Gönül Salonu'nda Sebasteion rölyefleri hikâyeleri ile birlikte teşhir ediliyor. Müzede teşhir edilen rölyeflerin replikaları ile orijinal haline uygun olarak inşa edilen Sebasteion Anastilosis''ini de destekleyen Geyre Vakfı, dünyada benzeri olmayan bu çalışma sayesinde ziyaretçilere rölyeflerin orijinal halleri ile nasıl yerleştirilmiş olduklarını hayal ederek değil, yaşayarak görme imkânını sunuyor.
Geyre Vakfı Hakkında
Ömrünü Afrodisias'a adamış Prof. Kenan Erim tarafından kurulması arzu edilen Geyre Vakfı; 1987 yılında Vural Gökçaylı önderliğinde kurucu üyelerinin arasında Fuad Bayramoğlu, Abdurrahman Hancı, Sevgi Gönül, Ayşe Sılan, Sennur Hamamcıoğlu ve Yasemin Pirinçcioğlu, Cemile Garan, Güneş Öztarakçı ve Güzin Poffet'in bulunduğu Afrodisias'a gönül vermiş kişilerce, Afrodisias Antik Kenti'nde kültür, bilimsel araştırma ve geliştirme konularında faaliyette bulunmak amacıyla kurulmuştur. Vakıf kuruluşundan itibaren Afrodisias Antik Kenti'nde kazı ve restorasyon çalışmaları için kaynak yaratmakta olup Afrodisias Müzesi'nin inşaatını ve bu müzede teşhir edilen ve dünyada örnek gösterilen rölyeflerin (duvar kabartmaları) restorasyonunu 2008 yılında gerçekleştirmiştir.
Bugün Sebasteion Sevgi Gönül Salonu ziyaretçilerden ve sanat çevrelerinden büyük övgü almaktadır. Rölyeflerin restorasyonuna destek veren ve bu sebeple restore ettirdikleri rölyeflerin yanında adları geçen sanatsever kişilerin ve kuruluşların desteği ile yaşayan Geyre Vakfı, 2009 yılı faaliyeti olarak Afrodisias Müzesi'nin fevkalade tadilatını üslenmiştir. 24 Ekim 2009 tarihinde tekrar ziyaretçilere açılacak olan Eski Müze'nin yanı sıra, Geyre Vakfı Kazı Heyeti ile birlikte Sebasteion'un yeniden yapılandırılması (Anastilosis), Tiyatro yolunun kazılmasına destek verilmesi ve Kültür Bakanlığı ile birlikte Afrodisias Antik Kenti Yönetim Planı hazırlanması hususlarında maddi ve bilimsel destek sağlamaktadır.
Çalışmaları ile örnek gösterilen Geyre Vakfı, Afrodisias Antik Kenti'nin korunmasına destek vermekte, çevrenin kalkınması için girişimde bulunmakta, antik çağın eşsiz eserlerinin ve Afrodisias'ın dünya kamuoyunda tanıtılmasına çalışmaktadır. Vakıf, T.C. Bakanlar Kurulu kararına göre Kamu Yararına Çalışan vakıf statüsündedir.
* Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, British Museum yönetimine bir mektup yazmıştı. Mosol'un anıt gömütünün sökülüp Londra'ya götürülen yontularının Akdeniz'in mavi göğü altında anlamlarını bulacağını, geriye yollanmalarını istemişti. Müze onun bu anımsatmasına karşı şu yanıtı vermiş: Verdiğiniz düşünce için teşekkür ediyoruz. Yontuların bulundukları salonu maviye boyatacağız.
Afrodisias'ın Tarihçesi
Tüm Asya'dan kendime bu şehri seçtim
İmparator Augustus MÖ 1. YY
Tanrıça Afrodit'in şehri Afrodisias, kutsal bir ibadet yeri olduğu kadar, bir kültür merkezi olarak da sanatçıların, alimlerin ve öğrencilerin uğrak yeri olmuştu. Kolay işlenebilir, yoğun ve krem renginde küçük kristallerden oluşmuş mermeri ile ünlü olan kent, bu sayede burada gelişen heykeltıraş okulu ile 600 yıldan uzun bir süre heykeltıraşlığın en önemli merkezi olarak tanındı. Afrodisias'taki kazıları destekleyen Geyre Afrodisias Kazıları Vakfı, heykelleriyle ünlü bu antik kenti hak ettiği şekilde kültür sanat gündemine getirerek gelecek nesillere taşımak için çalışmalarını sürdürüyor.
Antik buluntular ve diğer kazı çalışmaları ile dünyadaki birçok benzer müzeden ayrılan Afrodisias Kazıları, M.Ö. 3. yy.'da Truva'dan kaçan sanatçıların sığındığı bir eğitim merkezine dönüşmesi ve etrafındaki mermer yatakları ile sanatın merkezi haline gelmiştir. Döneminde Roma İmparatorluğu'na heykel ihraç eden merkez olarak önem kazanan şehir, daha sonraki dönemlerde özellikle Rönesans sanatına da ışık tutmuştur. Günümüz sanatı için de önemli bir katkı sağlayan merkez, rölyefleri ve Sebasteion yolu ile dönemin sosyal toplanma alanı günümüz alışveriş merkezi- olarak sanat ve ticarette önemli bir rol oynamıştır.
Bir Tanrıça adına kurulmuş olması nedeniyle çok önemli bir kent olan Afrodisias, sözcük anlamıyla Afrodit'in yeri ve yöresi demektir. Roma İmparatorluğu'nun uzun süren hakimiyeti Pax Romana altında gelişen Afrodisias, Anadolu'daki zengin klasik dönem kentlerinden biridir. Kent, antik Karya'nın bir parçası olup Roma'nın Asya eyaleti bünyesinde MÖ 38'de özerklik kazanmıştır. Son derece iyi korunaklı yerleşim yeri, Menderes nehrinin güneyindeki verimli ovada kurulmuştur ve Ege Denizi'ne 200 km. uzaktadır.
Şehir, antik anlayışa göre kendisini tam bir şehir devlet haline getiren büyük kamusal binalara (tapınak, agora, bouleterion meclis binası-, tiyatro, stadyum, hamamlar ve kemerli meydanlar) Roma döneminde kavuşmuştur. Bu binalar ve aralarında yükselen heykeller, kente yaklaşık 1.5 km uzaklıktan çıkartılan kaliteli yerli mermerden yapılmıştır.
Şehirdeki en önemli anıtsal komplekslerden biri Sebasteion veya diğer adıyla İmparatorlar Tapınağı'dır (MS 1. yy). Tapınak, Roma İmparatorları ve Yunan kahramanlarını alışılmadık bir şekilde bir araya getiren son derece gösterişli mermer kabartmalarla süslenmiştir. Sebasteion kompleksi, günümüzde sürdürülen araştırma ve koruma çalışmalarının önemli bir odağıdır.
Tarihte Sebasteion Tapınağı
Sebasteion; Tanrıça Afrodit ve Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatorları olan Julia Cladius sülalesine adanmış büyük bir tapınak kompleksidir. İsim ulu'' anlamına gelen Latince Augustus sözcüğünün Yunanca karşılığıdır. Roma'nın doğusunda bu kadar büyük ve özellikle kabartmalar bakımından zengin başka bir Sebasteion yoktur. Yapı kuzey kapısından başlayan ve tiyatroda sona eren caddenin üzerinde yer almaktadır. Kült merkezi İmparator Tiberius devrinde yapılmaya başlanmış ve Nero devrinde bitirilmiştir. Yapım aşamasında birkaç kez depremler nedeniyle yıkılarak yeniden yapılan kült merkezinin ana yapıları İmparator Cladius zamanında tamamlanmıştır.
Anıt, üç ana yapıdan oluşmaktadır. Caddeye açılan giriş binası (Propylon) iki katlıdır. On dört metre enindeki mermer döşeli yol bir podyum üzerinde yer alan zafer tapınağı ile sona erer. Yolun her iki yanında üç katlı portikolar vardır. Bu yapıların ikinci ve üçüncü katlarındaki sütünlar arasında üzerlerinde özgün yüksek kabartmaların (rölyef) , yer aldığı panolar yer almaktadır. İkinci kat panoları mitolojik, üçüncü kat panoları ise imparatorla ilgili sahneleri içermektedir. Kazılardan çıkarılmış 80 üzerindeki özgün yüksek kabartma, Geyre Vakfı'nın yaptırmış olduğu Sebasteion Rölyefleri yeni müze binasında yer almktadır.