1’inci İstanbul Gizlilik Sempozyumu’nda veri gizliği konusu tüm yönleriyle ele aldı

Grand Pera Emek Sahnesi’nde gerçekleştirilen 1'inci İstanbul Gizlilik Sempozyumu'nda ‘Veri Gizliliği’ ele alındı

TURİZMİN SESİ


Grand Pera Emek Sahnesi’nde düzenlenen 1’inci İstanbul Gizlilik Sempozyumu’nda veri gizliği konusu tüm yönleriyle ele aldı. Sempozyumda konuşan uzmanlar, takip edilme kaygısının akıllı televizyonlar, internete bağlanan cihazlarla birlikte evlerin içine kadar girdiğine dikkat çekerek, “İnternette olan hiçbir şey gizli değildir” dediler. İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ile İnternet ve Toplum Araştırma Merkezleri Global Ağı uluslararası ve interdisipliner bir platform oluşturulması amacıyla 1’inci İstanbul Gizlilik Sempozyumu’nu Grand Pera Emek Sahnesi’nde düzenledi. Alanında uzman uluslararası konukların katılımıyla gerçekleşen ve iki gün süren sempozyumda son dönemde gündemi meşgul eden veri gizliliği konusu tüm yönleriyle ele alındı.

Ana teması ’Veri Koruma ve İnovasyonlar’ olan ve veri gizliliğine ilişkin dünyadaki son gelişmelerin tartışıldığı sempozyumda, Avrupa Genel Veri Koruma Regülasyonu’nun (GDPR) gelişen ve dönüşen teknolojiler üzerindeki uygulamaları incelendi. Sempozyumun açılış konuşmasını, İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitü Müdürü Doç. Dr. Leyla Keser ve Rio de Janerio Teknoloji ve Toplum Enstitüsü’nden Carlos Affonso Souza gerçekleştirdi. Carlos Affonso Souza sempozyumda yaptığı konuşmada, AB’nin önderlik ettiği Avrupa Genel Veri Koruma Regülasyonu’nun (GDPR) tüm yönleriyle değerlendirdi. 

Dünyada daha fazla farkındalığa ihtiyaç var
Tillburg Hukuk Teknoloji ve Toplum Enstitüsü Direktörü (TILT) Ronald Leenes, Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki farkları irdelediği konuşmasında, "Data her şeydir. GDPR ise her şeyin kuralı. Neyin nasıl korunduğu ile ilgili yeni sınırlara duyulan ihtiyaçtan doğan GDPR ile ilgili dünyada daha fazla farkındalığa ihtiyaç var. Amerika’da işletmelerin yüzde 91’i GDPR’yi bilmiyor, yüzde 84’ü etkilerini kavramış değil" dedi.

“İnternette olan hiçbir şey gizli değildir” ifadesini vurgulayan Leenes, takip edilme kaygısının akıllı televizyonlar, internete bağlanan cihazlarla birlikte evlerin içine kadar girdiğine dikkat çekti. Sempozyuma canlı yayınla bağlanan Avrupa Komisyonu Uluslararası Veri Akışı Birim Başkan Yardımcısı Ralf Sauer ise 25 Mayıs’ta yürürlüğe giren GDPR’nin tüm dünyaya açık bir düzen olduğunu kaydetti. Sauer, “Veri koruma hesap verebilirlik, şeffaflık ve anonimlik gibi önemli kriterleri kapsıyor. Kişilere unutulma hakkı verirken, organizasyonları da regülasyonlar doğrultusunda hareket etmedikleri takdirde ekosistemin dışına itiyor" dedi.

“Veri akışı küreselleşmeyi de hızlandırdı”
Sempozyumun dikkat çekici bölümlerinden ’Avrupa Genel Veri Koruma Regülasyonu”nun Gelişmekte Olan Teknolojilere ve Veriye Dayalı Ekonomiye Etkisi’ başlıklı oturumda GDPR’nin teknoloji ve ekonomiyi nasıl şekillendireceği tartışıldı. Amerikan Üniversitesi’nden Thomas Struett, veri akışının 2005’ten 2016 yılına kadar 45 kat artığını ve 2021’e kadar 9 kat daha artmasının beklendiğini kaydetti. Struett, veri akışındaki artışın küreselleşmeyi de hızlandırdığını belirtti. Struett’in dikkat çektiği noktalardan bir diğeri ise Birleşik Krallık’ın 29 Mart 2019’dan itibaren yeterli veri koruma güvenliği olmayan ülkelerden veri kabul etmeyeceği oldu. Bu ve benzer örnekler ülkeler arasındaki ticari ilişkileri etkileyecek ve gelişmekte olan ülkeleri de regülasyonlara uyum sağlamaya mecbur kılacak.

"Gizlilik olmadan güvende olamayız"
Sempozyumun ana konuşmacılarından Ryerson Üniversitesi’nden Ann Cavoukian da gizlilik olmadan güvende olunamayacağını vurguladı. Cavoukian, "Mahremiyeti güvenlikten bağımsız düşünemeyiz, ikisine de sahip olmamız gerekir. Yeni organizasyonlar, hükümetleri ve işletmeleri gizlilik, kamu güvenliği ve büyük veri ile ilgili politika ve teknolojilerin nasıl geliştirileceği konusunda yönlendiriyor” diye konuştu. Brüksel Vrije Üniversitesi Hukuk Merkezi’nden Niels Van Dijk, mahremiyetin artık kişilerin ve şirketlerin önceliği olduğunun altını çizerek, "Yeni teknolojiler bireyin özerkliğine odaklanıyor. GDPR de organizasyonları böyle davranmaya, şeffaf ve hesap verebilir olmaya zorluyor. GDPR’den bağımsız inovasyon yapmak imkansız" ifadelerini kullandı.