13.Uluslararası Resort Turizm Kongresi Antalya’da Gerçekleşti

Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi” mottosuyla geleneksel hale getirdiği Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin 13’üncüsü Antalya’da gerçekleştirildi

TURİZMİN SESİ


Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB), turizm sektörünü ilgilendiren konuların ulusal ve uluslararası boyutta ele alındığı, “Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi” mottosuyla geleneksel hale getirdiği Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin 13’üncüsü Antalya’da gerçekleştirildi. Bu yıl “Sürdürülebilir Turizm” ana temasıyla düzenlenen Kongrenin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek,  Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜROFED Önceki Dönem Başkanı ve yeni dönem TBMM Milletvekili Sururi Çorabatır, Milletvekili Abdurrahman Başkan, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TTYD Başkanı Oya Narin ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu gerçekleştirdiği açılış konuşmasında; Cumhuriyetin 100. yılına vurgu yaparak,

100 yıl önce, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık ateşiyle atılan cesur adımlarla Cumhuriyetimiz kuruldu.

Muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma yönünde gerçekleştirilen sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasal dönüşümleri barındıran devrimlerle ülkemizin temelleri atıldı.

İlerici, yenilikçi, cesur, yüzyılın lideri Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarını, her dönem olduğu gibi bugün de derin bir hayranlık ve minnetle  bir kez daha rahmetle saygıyla anıyoruz.

Bu gün burada bir araya gelip turizmi konuşabiliyorsak, 100 Milyon turist ve 100 Milyon Dolar turizm geliri elde etmeyi planlıyorsak,

Bu hedef cumhuriyeti kuran vizyonerliğin devamı, mevcut potansiyelimiz düşünüldüğünde ise tamamıyla rasyonel bir gelecek planlamasıdır.

Bu mevcut potansiyelimiz ile,

Turizmi besleyen kaynaklara, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış coğrafyamız, dünya tarihine damga vuran arkeolojik varlıklarımız, doğal zenginlikler, turizm çeşitliliği yaratan farklı konseptler, dünya standartlarının üzerinde hizmet verdiğimiz konaklama işletmelerimizle birlikte dünyadaki turizm liderleri arasında yer alıyoruz.

Rakiplerimizde de buna benzer değerlerin bir kısmını tabii ki görmemiz mümkün.

Ama özellikle şunu belirtmek isterim ki

En büyük farklılığımız tüm bu kaynaklara ruh veren insanımızdır.

Kaynağı kendime ait çok kullandığım bir söz var; turizm insana insanla hizmet etme zanaatıdır derim her zaman. Turizm gücünü insandan alan bir endüstridir, Türk turizminin gücü de, turizm çalışanlarımızın, yatırımcısının, insanımızın genetik dokusuna kadar işlemiş, geleneksel motiflerle bezenmiş işgücüdür.

Köklerden gelen bu dokuyu hiç bir turizm eğitimi bu denli içselleştiremez. Rekabet gücümüzün  en güçlü ve vaz geçilmez potansiyeli genç nüfusumuzla birlikte özgün insan gücümüzdür.

Ülkemiz  turizmini ekonomik anlamda domine eden itici güç ağırlıklı olarak Türk girişimcisidir. Turizm yatırımcılarımız, hem ulusal hem küresel ölçekte kayda değer bir gelişimi çok kısa sayılabilecek bir sürede başarmış, sınırları aşarak, turizm yatırımları yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

Yine bu potansiyel ile ülkemiz, çeşitli aralıklarla meydana gelmiş, ulusal ve küresel ölçekteki tüm  krizleri en üst düzeyde yönetebilmiş, yaşanan bütün bu olumsuzluklara rağmen her zaman dünyada en hızlı toparlanan bir destinasyon olmuştur.

Hem coğrafi hem de sosyolojik anlamda;

Bizleri farklı kılan bir diğer özelliğimiz;

Tüm kültürleri  bir araya getirebilen, doğunun gülümseyen yüzü, batının ise barış elçisi olmamız ve  tüm bu özelliklerimiz ile birlikte gelenekselliği ve modernizmi içinde barındıran güçlü bir sentez oluşturmamızdır.

Bu değerler ışığında şunu söyleyebiliriz ki

Antalya ve Türkiyesiz bir dünya turizminden bahsetmek söz konusu olamaz.

Modern turizm sürecine baktığımızda ülkemizin 40 küsür yıllık bir geçmişi var. 80’li yıllarda turistik kaynakların potansiyelini gören devlet adamlarımız, yatırım teşvikleri oluşturarak, yüksek standartlarda konaklama tesislerinin hizmete açılmasını sağlamıştır. Burada rahmetli Turgut Özal’ı sevgi, saygı ve hürmetle anıyoruz. Turizmde dünya liderleri arasına girmemizin tarihçesi 40 yıl, bu açıdan kendimizi rakiplerle kıyasladığımızda oldukça genç bir destinasyonuz. Buna rağmen hedefimiz büyük, hep birlikte bu hedefe “ biriz ve dirayetliyiz” mottosuyla ulaşacağımıza inanıyoruz.

Türk turizminin başkenti Antalya ise ülke turizminin bu denli güç kazanmasında önemli bir paya sahiptir. Özellikle konaklama işletmelerimiz birbiriyle  yarışmaktadır. Elimizdeki en büyük değerimiz olan insan gücümüzle ruh kazanan bu işletmelerdeki memnuniyet oranlarımız % yüze yaklaşmaktadır. Dünyada en fazla tekrar müşteri oranına sahip otellerimizin yanında, Antalyamız spor, sağlık, kongre, golf ve doğası ile turistik kaynakları en iyi değerlendiren destinasyondur. Bunu da her yıl alınan uluslararası ödüllerle tescillemektedir.

Kongre programımızda yer almayan ancak hepimizi hem insani hem de turizmci kimliğimizle birebir ilgilendiren ve çok yakından takip ettiğimiz konular; yakın coğrafyamızda yaşanan sıcak gelişmelerdir.

Dünya gündeminde yer alan bu olumsuz gelişmeler konusunda, en çok ihtiyaç duyulan barışın tesis edilmesinde, Turizm çok önemli bir enstrümandır. Turizm, kültürel değişim yoluyla karşılıklı anlayış için gerçekten bir araç görevi görür ulusal ve uluslararası düzeyde barışı teşvik etmektedir. Mahatma Gandi’nin de söylediği gibi turizmin dili barıştır. En büyük dileğimiz yaşanan bu olumsuzlukların en kısa zamanda çözüme ulaşmasıdır.

Türkiye’nin bu konjonktür içindeki yeri ise her zaman olduğu ve olacağı gibi; Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının cumhuriyetin temeline yerleştirdiği “Yurtta Sulh, Cihanda sulh” ilkesidir. Bu felsefe ülkemizin ve milletimizin vaz geçilmez özelliğidir.

Kongremizde her yıl olduğu gibi bu yıl da turizm gündemimizde yer alan konu başlıkları ele alınacak.  Ve bugün aramızda bulunan paydaşlarımız çok değerli deneyimlerini bizlerle paylaşacaklar.

Dünya ve turizm  gündeminin başında yer alan ve “geçici bir kriz” olmayan iklim değişikliğinin yol açtığı ve halihazırda hissedilmekte olan negatif etkilerle sektörümüz karşı karşıyadır. Bu konudan en fazla etkilenecek sektör olacağımızın bilincindeyiz, bu yıl kongre ana temasını  bu sebeple “sürdürülebilir turizm” olarak belirledik.

Tüm sektörlerde endüstrilerin geleceğini belirleyen, ülke ekonomilerine yön verecek,  yaşamsal belirleyici olarak gördüğümüz  sürdürülebilirliği çalışmalarımızın en başına koyduk.

Türkiye’nin de dahil olduğu Konaklama İşletmeleri için Sürdürülebilir Turizm Programını uygulamaya başladık. Bunu uygulayan ilk sektör ve ilk ülke olmaktan gururluyuz. Tüketici talepleri de göz önünde bulundurulduğunda, yakın dönemde de ülkemizin turizm pazarlamasında önemli yer alacağını düşündüğümüz bu programın en büyük destekçisiyiz.

Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü; kongremizin bu anlamlı güne denk gelmesini özellikle tercih ettik.  Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ‘ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte önem verdiği ve öncelikleri arasında en üst sırada tuttuğu konulardan biri de eğitimdi.

Bu vesileyle, sektörümüzün gelişimine katkı sağlayan tüm eğitmenlerimizi ve bir cumhuriyet kadını olan rahmetli annemi, babamı ve bu seviyelere gelmemizde katkısı olan öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutluyorum.

İnsan ve  iş gücümüzü içinde barındıran turizm sektörümüzün son dönemlerde yaşadığı tüm krizleri göğüslememizde Türk turizmine  stratejik dokunuşlar yaparak gerçek bir vizyon ortaya koyan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy beye huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Kendisinin liderliğinde biz sektör temsilcileri en zor dönemlerde dahi kendimizi güçlü hissettik.

Türkiye algısı ve tanıtımının yönetilmesi yönünde kurulan Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı, dünyaya örnek olacak sürdürülebilir turizm atağı, pandemi dönemindeki güvenli turizm programımız ve  dünyaya rol model olan kriz yönetimi, Kültür Yolu Festivalleri gibi etkinliklerin hayata geçirilmesi yönünde yaptığı çalışmalar nedeniyle de Sayın Bakanımız ve çalışma arkadaşlarına müteşekkiriz.

Bugüne kadar krizleri sizlerle birlikte güçlü bir şekilde atlattık. Atlatmaya da devam ediyoruz. Kriz yönetme sistemimizi sağlam temellerle oluşturduğumuzu düşünüyorum. Bu coğrafyada belki biraz ütopik olacak ama yakın zamanda problemsiz, risksiz, krizsiz, savaşsız, afetsiz, rahat dönemler geçirmeyi diliyoruz.

Bu gün burada, bu noktada olmamıza büyük katkılar sağlayan, her birinin bir değer katarak büyüttüğü Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’ AKTOB’un önceki dönem başkanlarına da teşekkür ediyoruz.  Kongremizin değerli konuklarını bir araya getiren, kongre organizasyonuna büyük katkılar sağlayan kıymetli yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma ve koordinasyonunda görev alan çalışma arkadaşlarıma ve özellikle  sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum.

Bizleri, Avrupa ve Türkiye’nin önemli bir yatırım değeri olan NEST Kongre Merkezinde ağırlayan Cornelia grubuna ayrıca teşekkür ediyor, yakın bir gelecekte Antalyamızda bir çok ulusal ve uluslararası kongrelere ev sahipliği yapacaklarından dolayı tebrik ediyorum.

Bir sonraki 14. Uluslararası RESORT Turizm Kongremizin “sıfıra yakın karbon ayak izi “hedefi ile 21 kasım 2024 tarihinde yapacağımızı sizlerle paylaşıyor, 2024 yılının ülkemize, dünyaya, sektörümüze, tüm katılımcılarımıza  ailelerimiz ile birlikte sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, turizmde dolu dolu bir yılın daha sonuna geldiklerini, yılbaşında 55,6 milyar dolar turizm geliri hedeflediklerini ve hedefe çok yakın olduklarını söyledi. Bakan Ersoy, turizm sektörü rakamlarına dair şu bilgileri verdi: “2023 yılı Ocak-Ekim döneminde ağırladığımız toplam ziyaretçi sayısı 50,2 milyon kişiyi aştı. Tatillerinde Türkiye’yi tercih eden yabancı turist sayısı bu 10 ayda, bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,58’lik artış göstermiştir. Turizm gelirlerinde ise 2023 Ocak-Eylül döneminde 42 milyar dolara ulaşmış durumdayız. Geçen yılın aynı döneminde ulaştığımız 35 milyar dolarlık gelirle kıyaslandığında %20’lik bir artış elde ettiğimizi memnuniyetle görüyoruz.”

Kişi başı gecelik harcama rakamlarında da önemli bir başarı elde edildiğini belirten Bakan Ersoy, 2017 yılında 65 dolar olan kişi başı gecelik harcama rakamının hayata geçirilen başarılı politikalar sonucunda geçen yıl 89 dolara yükseldiğini, bu sene ise 100 dolar ile tamamlamayı planladıklarını vurguladı. Türkiye’nin turizmde dünyanın süper liginde yer aldığına işaret eden Ersoy, “2028’de hedefimiz çok daha büyük. Turizm gelirinde çıtayı 100 milyar dolar seviyesine çıkaracağız. İnşallah her zaman olduğu gibi değerli sektör paydaşlarımızın da özverili çalışmaları ve destekleriyle hedeflerimizi birer birer tutturacağız” dedi.

Mehmet Nuri Ersoy, turizmde geleceğin en önemli trendlerinden birinin “sürdürülebilir turizm” olacağını vurgulayarak, Türkiye olarak bu alanda da etkin bir çalışma yürüttüklerini söyledi. “Güvenli ve Sürdürülebilir Turizm Programı”nı uygulamaya başladıklarını ve bunun için dünyanın en üst düzey sürdürülebilirlik platformu olan “Global Sustainable Tourism Council” ile 3 yıllık bir protokole imza attıklarını hatırlatan Ersoy, bu protokolle Türkiye’nin, dünyada sürdürülebilir turizm alanında hükümet nezdinde ulusal bir program geliştirmek üzere anlaşma yapan ilk ülke olduğunu vurguladı. Ersoy, Sürdürülebilir Turizm Programı kapsamında 7 bin 568 tesisin birinci aşama belgesi, 634 tesisin ise üçüncü aşama sertifikası aldığını, halihazırda devam eden çalışmalar kapsamında 809 tesisin de belgelendirme sürecinin devam ettiğini belirtti.

“Antalya’nın ardından Muğla, İstanbul, İzmir gibi illerde de İhtisas Şubeleri açacağız”

13.Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin bu yıl ana sponsoru olan İş Bankası’nın Genel Müdürü Hakan Aran da yaptığı konuşmada, ülke ekonomisine katkı sağlayacak bazı sektörleri stratejik öncelik alanları olarak belirleyip, Türkiye ölçeğinde o sektörün kaderini değiştirecek adımlar atma ve atılımlar yapma konusunda bir yolculuğa çıktıklarını ifade etti.

Aran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ilk yüz yılına tarım ve sanayi damga vurdu, lokomotif sektörlerimiz, itici gücümüz oldu. Bundan sonra dijital çağda turizmin Türkiye’de milli ekonomiye katkısının, milli ekonomiden aldığı payın artacağını ve bankacılık sektörünün turizme verdiği kredilerin çok ciddi miktarda katlanarak büyüyeceğini düşünüyoruz. AKTOB Kongresi sponsorluğuyla Cumhuriyetimizin 100. yılında sadece bir etkinliğe sponsor olmuş değiliz. Turizmdeki strateji değişikliğimizi, turizmdeki odaklanmamızı sektörün tüm oyuncularına, onların en çok değer verdiği, önem verdiği bu etkinlikte duyurmak için buradayız. Umuyorum İş Bankası ölçeğinde bir bankanın bir sektöre açık destek verdiği zaman o sektörün nasıl ivmelendiğini, nasıl hareket ettiğini görme fırsatı yaşarız.”

Odaklanmanın fark yaratan en temel unsur olduğunun altını çizen Aran, Antalya’daki kurumsal şubeyi Turizm İhtisas Şubesi haline dönüştüreceklerini söyledi. Antalya’nın ardından ülke ekonomisi açısından turizm gelirine en çok katkı sağlayan Muğla, İstanbul, İzmir gibi başka illerde de Turizm İhtisas Şubeleri açacaklarını ifade eden Aran, bu şubelerin odağının tamamen otel ve işletmeciler olacağını, sadece turizm sektörüne yönelik ürün ve hizmet sunacağını, sektörün ihtiyaçlarını bilen, sektör temsilcileriyle aynı dili konuşan çalışanların olacağını anlattı.

“Turizm, Türkiye’nin ikinci yüz yıl hikâyesinin önemli kilometre taşlarından biri”

Bankacılığın rekabetin çok yoğun yaşandığı bir sektör olduğuna dikkat çeken Aran, “İş Bankası bir oyuna girdiği zaman, bu alandaki diğer oyuncuların buna karşılık vermesi, bizim ölçeğimizdeki bir bankaya diğer kurumların eşlik etmesi sektör için olumlu olacaktır. Sektörde değişimler, dönüşümler olduğunda dünyada turizmde belki birinciliğe, ikinciliğe oynayacak yatırımları yapar, daha yüksek markalar yaratırız” değerlendirmesinde bulundu.

Aran, turizm sektöründe kamunun yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili birliklerin son derece güçlü olduğunu belirterek, “Türkiye’de herkesin aynı iradede olduğu, bir şeyi yapmak istediği zaman yapmaya gücünün yeteceği alanlardan biri de turizm. Ben bunun çok iyi değerlendirileceğini ve Türkiye’nin ikinci yüzyıl hikâyesinin önemli kilometre taşlarından birinin turizm olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de, turizmi ülkemizin uluslararası arenada en rekabetçi olduğu alan şeklinde tanımlayarak, bunun pandemi sonrasında en net şekilde görüldüğünü, dünyada en hızlı geri dönüşü gerçekleştiren destinasyonların başında Türkiye ve Antalya’nın geldiğini belirtti. Bu başarının, yatırımcılar, işletmeciler, sivil toplum kuruluşları, kamu kesimi, valilikler, yerel yöneticilerin tam bir takım oyunu sergilemesiyle başarıldığını ifade eden Böcek, “2023 sonuna geldiğimizde ülkemiz ve şehrimiz turizmde rekorların kırıldığı bir yılı yaşayacaktır. Antalya sayıları şimdiden 15 milyonu geçti. 16 milyon ile tarihi rekora ulaşmasını bekliyoruz. Ülkemiz yıl sonu hedefi olan 56 milyar dolar gelir hedefine emin adımlarla yürümektedir. Antalyamız nitelikli yatak kapasitesi ve özverili hizmet anlayışıyla ülkemizdeki gecelemenin yaklaşık yüzde 45’ini gerçekleştirerek en büyük katkıyı sunmaktadır” diye konuştu.Böcek, Antalya’nın yoğun yerli ve yabancı göçe maruz kalması; nüfusunun on katı düzeyinde ziyaretçiye ev sahipliği yapması nedeniyle ulaşım, altyapı, çevre yönetiminde artan iş yükü gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade ederek, yürütülen yol ve altyapı çalışmaları hakkında bilgi verdi.

TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı ise, dünya turizm pastasının büyümesinin beklendiğini ve buradaki resimde Türkiye’nin de ön plana çıktığını belirterek, Türkiye’nin artık süper ligin bir oyuncusu olduğunu belirtti.Yağcı, “Belli bir irtifaya geldik. Orada yolculuğumuzu sağlıklı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Turizmde fırsatlar da riskler de devam ediyor. Bunlar hayatımızın yeni normali. 2023 ve sonrasında yeni sektörel gerçekler var. Hepsinin farkındayız. Tüm sıkıntılara rağmen turizmin büyüyeceğini de tüm raporlar gösteriyor. Önümüzdeki iki yıl Türkiye’nin yarattığı yeni paradigmada başarısını devam ettirmesi için sektörün kendisine göstereceği özgüven son derece önemli olacak. Önümüzdeki 10 yılda Türkiye bölgesinde parlayan yıldız olacak” şeklinde konuştu.