TURİZMİN SESİ
İnsanlığın tarih boyunca edindiği engin deneyimlere karşın, geçmişteki hatalardan ders alınmaması, bir türlü önlenemeyen savaş ve çatışma ortamında masum insanların doğrudan silah ve bombaların hedefi olması, günümüz dünyasının temel çelişkilerindendir.
Dünyada kalıcı barışın, huzurun ve güvenin sağlanabilmesi, ülkelerin bilinçli, duyarlı ve sorumlu yaklaşımlarını, başlatılan iyi niyetli girişimlerin desteklenmesini ve anlayış birliği içinde sürdürülmesini zorunlu kılmaktadır.
Sevgi dayanışma ve hoşgörü medeniyetine sahip bir millet olarak, Mustafa Kemal Atatürk`ün `yurtta sulh, cihanda sulh` ilkesi doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de bu kimliğimizi korumaya ve bunun gereğini yapmaya Türk milleti olarak aynı kararlılıkla devam edeceğiz.
Barışa olan özlemin evrenselleşmesini, insanların birbirlerini tanımaları, yakınlaşmaları ve birbirlerini daha iyi anlamalarına yönelik beklentileri beslemiştir. Bu husus Barış Pasaportu taşıyan insanların oluşturduğu Turizm sektörünün dinamikleri arasında önemli bir rol oynamaktadır.
Nitekim günümüzde turizm sektörü, bireyleri ve toplumları kaynaştıran ve birbirlerinin duyarlılıklarını anlamalarını kolaylaştıran bir kaynak durumundadır. Turizm faaliyetlerinin artması ve dünya genelinde sürdürülebilir bir iletişim köprüsü haline gelmesi, dünya barışının en önemli destekçilerinden olacaktır. Bu bakımdan turizm sektörü, katı rekabetçi bir mekanizmayı değil; insanlar arasında dostluğu pekiştiren ve iletişim kopukluklarını gidermeye yönelik işleyen bir mekanizmayı temsil etmelidir.
Turizmciler olarak, sahip olduğumuz temel misyonun özeti budur. Bu olmalıdır. Türk turizmcileri olarak bu duyarlılığa sahip olduğumuzu memnuniyetle ifade etmek isterim.
Bu düşüncelerle; insanlığın geleceği için en önemli ve anlamlı günlerden biri olan "1 Eylül Dünya Barış Günü'nün gerçek anlamıyla idrak edilmesi umuduyla Dünya Barış Günü nü kutluyorum.