DİREKTÖRDEN TEPKİ

İslam bilginlerinin tarihin tozlu sayfalarında kalan buluşlarını gün yüzüne çıkaran ve 6 ay önce açılan İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'nin kurulmasına öncülük eden Prof. Dr. Fuat Sezgin, müzenin halen istediği seviyeye gelemediğini söyled

TURİZMİN SESİ


Ömrünü İslam Bilimleri Tarihi'ne adayan ve çalışmalarını kurduğu Goethe Üniversitesi Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü'nde direktör olarak sürdüren Prof. Dr. Fuat Sezgin (84), müzenin 24 Mayıs 2008 tarihinde, Gülhane Parkı'nda açıldığını hatırlattı. Müzenin hâlâ istediği seviyeye gelmediğini ama kurulmasının bile önemli bir aşama olduğunu söyleyen Sezgin, müzeyi gören Türklerin, Arapların hatta Avrupalıların hayran olduğunu ifade ederek, "Benim istediğim düzeye gelince müzenin insanlar üzerindeki tesiri çok daha kuvvetli olacak" dedi.

Fuat Sezgin, müze binasının onarımını üstlenen firmanın yetersiz olduğunu ve birçok şeyi eksik bıraktığını savunarak, şunları kaydetti: "Açılalı 6 ay oldu ama müzenin Gülhane Parkı'nın içinde olduğunu gösteren bir yazı yok. Işıklandırma hiç iyi değil. Müzede yer alan aletlerin tarihlerini, nasıl çalıştıklarını ve ne işe yaradıklarını anlatan Almanca, İngilizce, Fransızca, Arapça ve Türkçe 200 kadar levha hazırladım.

Dünyada 5 dilli bir başka müze yok. Ancak bu levhalar hâlâ basılmadı ve asılmadı. Bunlar olmadan bu müze sağır ve dilsiz. Bu müzeyi konuşturmak lazım. Levhaları yapmak çok zordu. Kimseyi şikayet etmek istemiyorum ama binanın mimari onarımını üzerine alan mimar, sadece levha değil, müzenin bir çok işini kötü yola soktu, durdurdu, keyfi olarak aksattı. Bunun mesulü, binanın onarımını üzerine alan mimardır."

İstanbul İslam ve Bilim Tarihi Müzesi'nin 142 eser ile kurulduğunu, müzede şu anda 517 alet bulunduğunu bildiren Sezgin, bu sayının giderek artacağını söyledi. Sezgin şöyle devam etti: "Müzede bir yer küresi var. Bu yer küre çok mühim. Bu, dünyada yapıldığı bilinen fakat kaldığı bilinmeyen bir alet. 9. yüzyılın başlarında Abbasi Halifesi Mem'un'un 70 coğrafyacı ve astronoma dağıtarak 30 senede hazırlattığı dünya haritası. O dünya haritası kaybolmuştu, bilinmiyordu, onu keşfettik. Keşfettikten sonra bastık ve küre haline getirdik. Bu insanların tasavvurlarını allak bullak ediyor.

Bir de Müslümanlar tarafından icat edilen bir saat var. Yunanlılar'da ancak günün 1 saatini ölçmeye yarayan saatler vardı. Müslümanlar bunu yarım saate indirdiler. 11. yüzyılın sonlarına doğru dakikaları ölçen saatler yaptılar, bunu bilimler tarihi bilmez. Bir astronomi tarihçisine 'İnsanlar ne zamandan beri dakikaları ölçen saatler yaptı?' diye sorsanız, bilmez. Ben bu saati 10 sene evvel bir kütüphanedeki yazmada buldum ve yaptım."