Villadakilere Değil, Apartmandakilere Oy Verin!

TURİZMİN SESİ

Seyahat acentaları için yeni bir dönem başlıyor. Önümüzdeki TÜRSAB başkanlık seçimleri Başkanı değil, sistemi değiştirmek isteyenler için bir fırsat diyen ve “Bizi Biz Yönetelim” diye yola çıkan Cüneyt Tansu Demir, Yükselen TÜRSAB Hareketi ve yapacakları hakkında açıklamalarda bulundu. 

TÜRSAB’TA SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK
‘Yükselen TÜRSAB Hareketi’ dedik çünkü şu an turizm inişte, acentalar inişte. Biz bunlara bir ironi yapalım istedik. İnişin zıttı olarak da ‘yükselen’ ifadesini kullandık. Bizim çıkış noktamız “Bizi Biz Yönetim!” oldu. Geliyorlar ama binadan, binanın dertlerinden haberleri yok! Bu sadece başkanlar için değil, bürokratlar için de geçerli. Karşıdaki villadan değil, bizim binadan yönetici seçelim dedik. Biz kampanyamızı bu argüman üzerine kurduk. 

SOSYAL MEDYA OLANAKLARI İLE BİR KAMPANYA YÜRÜTÜYORUZ 
Şimdi biz ağırlıklı sosyal medya olanakları ile bir kampanya yürütüyoruz ve delegelerimizin, meslektaşlarımızın bizi sosyal medyada takip etmelerini istiyoruz. Kısa bir sürede büyük bir takip kitlesi de yakaladık. 

MESLEKTAŞLARIMIZLA ORTAK AKIL İLE İLERLİYORUZ, BİZİM ŞAHISLARLA ŞAHSİ BİR MESELEMİZ YOK
Meslektaşlarımızın tepkileri de çok olumlu, onlarla sürekli bir fikir birliği, akıl birliği yönünde ilerliyoruz. Ortak akıl ile ilerliyoruz ve bunu da çok önemsiyoruz. Aramızda alanında çok uzman arkadaşlarımız da var. Onlarla biz de yeni şeyler öğreniyoruz. Neyi, nasıl yaparız diye her an ufkumuz genişliyor. Zaten bizim şahıslarla hiçbir zaman işimiz olmadı. Bütün meslektaşlarımız bizim arkadaşlarımız, bizim dostlarımız. Yani biz çakılan her çiviye de bu ülkede, bu sektörde destek olduk olmaya da devam edeceğiz. Kimseyle şahsi bir meselemiz yok. 

ELİMİZİN ULAŞTIĞI, GİDEBİLDİĞİMİZ VE DAVET EDİLDİĞİMİZ HER YERE DE GİDECEĞİZ 
Seçime az zaman kaldı, şöyle bir programımız da var. 2 ay çalışma süresi var, biz bunu da sosyal medyanın yanı sıra bölgesel ziyaretlerimizle devam ettireceğiz. Bizim için insanlara dokunmak da önemli. Bizi de merak ediyorlar. Gitmediğimiz bölgeler de var, bizim fikirlerimizi de merak ediyorlar, onlarla paylaşacağız. Muhakkak delegelerimiz bizlere soru soracaklar, bizim fark etmediğimiz dertleri de biz öğrenmek istiyoruz. Bizim temelde gider maliyetlerini azaltıp, gelir kalemlerini arttıracağımız projelerimiz var ama bunun dışında bölgesel olarak özel sorunlarda var. Ben bunun çok farkındayım. Bunu da bölgesel ziyaretlerimizle beraber ortak paylaşım içinde kararlar vereceğiz. Bu şekilde kucaklaşarak ve büyüyerek bir seçim süreci geçireceğiz inşallah.

BİZİM TEMEL YAPACAĞIMIZ ŞEY: GİDER MALİYETLERİMİZİ AZALTMAK, GELİR MALİYETLERİMİZİ ARTTIRMAK
Zaten yıllardır yapılması gereken şey buydu. Biz bildiğiniz gibi hangi segmentte olursak olalım, 8 ay çalışıyoruz, 4 ayımız boş. İster incoming, ister outgoing, ister Hac-Umre, ister MICE… 4 ay, 3 senede 1 yıl ediyor. Biz eğer gider maliyetlerimizi azaltmazsak ve ivedi olarak bunu yapmazsak çok büyük bir ticari açık veriyoruz. Analizini yaparak turizmcilerin haklarını almak ve savunmak lâzım. Ne istediğimizi ve ne isteyeceğimizi bilmemiz lâzım. Binada yaşıyorsan bütün dertleri biliyorsun. Biz KOBİ ölçekli acentalarız. Yaklaşık 8000 acentada 3 ila 5 kişi arasında personel çalışıyor. Bizi biz yönetelim diye biz o açıdan çıktık. Bizi biz yönetirsek hastalığın teşhisini doğru koyarız, tedaviyi de ona göre yaparız. Şimdi hastalığın teşhisini bilmeyen doktorlarla uğraşıyoruz. Bizim binada değiller, derdimizi bilmiyorlar. Biz hizmetimizi yapıp, %30 gider kalemini düşürdüğümüz zaman onlarda rahat edecek, büyük acentalara daha çok yarayacak. Volümü büyük olanın %30 düşmesi daha güzel. Çünkü biz eğer bunu düşürmezsek 8 ay çalışıyoruz. Temel sorunumuz yıl 12 ay, hangi segmentte olursak olalım ortalama 8 ay para kazanabiliyoruz. Bu da 3 yıl da 1 sene ediyor. Turizm acentaların sermaye birikimi yok ki nasıl kendilerini finanse edecekler. 

BEN GEREKİRSE 2 YIL ANKARA’DA DURACAĞIM
Onu göze alarak adayım. TÜRSAB’ı yönetmekte ne var ki borçlu alacaklı zaten devlet kurumu en fazla kayyum atarlar ama bizim gidip, acentacının hakkını almamız lâzım. Orada iki tane dert var. Oraya gelen oranın büyüsüne de kapılıyor yani büyük bir kurumu yönetmek çok zevkli geliyor insanlara yani büyük bir gücü hissediyorsun herkes “başkanım başkanım” diye etrafında koşturuyor o binaya hapsoldun mu sen gidip, delegenin derdini Ankara’da çözmüyorsun.

BTK’LARIMIZ İLE BİRLİKTE BÖLGESEL YÖNETİM ANLAYIŞINA ALANLARDA DÂHİL OLACAĞIZ
Bakanlığımızın bölgesel yönetim anlayışı var. O yönetim anlayışına mutlaka BTK’larımızı dâhil edeceğiz. Biz BTK’larımızı dâhil etmezsek alanda yokuz. Kalkınma Ajansları’ndan kredileri kullanacağız. Bildiğiniz gibi bunlarda projeye dayalı. KOSGEB’de, İŞKUR anlaşmaları da projeye dayalı. Biz Proje Daire Başkanlığı’mızla bunların hepsini alanda çözeceğiz. 

120 KİLOLUK ADAMI 20’YE DÜŞÜRÜRSEN ÖLÜR
Fuarlardan rahatsız olduk. Bakanlık 120 fuarı 20’ye indirdi. Bu sağlıklı bir karar değil. 120 kiloluk bir adamı 20’ye indirirsen ölür. Çok gereksiz fuarlardan çekilelim ama fuarlar şimdi bile o kadar önemli ki. Fuar demek, “Ben buradayım, ben ayaktayım” demek. Turizmin olmazsa olmazı. İlişkilerimiz halen ikili ilişkiler üzerinden yürüyor. Her ne kadar çok büyük volümlü şirketler farklılaşıp; daha dijital, daha teknolojik olduysa da turizmin %80’i böyle çalışıyor. Biz kalkıp, her yere gidemiyoruz, fuarlarda ikili ilişkilerimizi kuruyoruz.

KDV OTELCİLERDE %8, ACENTALARDA %18
Bunların yenilenmesi lâzım. Biz bütün haklarımızda geri kalmışız. Seçimi alır isek, bunu da ele alacağız. Sermaye birikimi olmamış bir sektörden bahsediyoruz. Bu sektörün girdisi 30 milyar dolar. Yani biz haklarımızı alabilecekken istenmemiş. Otelciye KDV %8, bizde %18 olmasının nedeni bizim istememiş olmamız, devletin vermiyor olması değil. KDV’yi düşüreceğim. Burada iş yapacağız. Yoksa çocuklarımıza bırakacağımız bir işimiz olmayacak bizim.

PROJE DAİRE BAŞKANLIĞI KURACAĞIZ
Gerek İŞKUR anlaşmamız yok, Avrupa Birliği Fonlarından yararlanamıyoruz, KOSGEB’ten yararlanamıyoruz. Bunun için öncelikli olarak ilk yapacağımız şey Proje Daire Başkanlığı kuracağız. Eskiden olan birçok acenta şimdi yok. Sermayeleri büyük olan önünden geçemeyeceğiniz acentaların hiç biri kalmadı. Bu kara delik onları yuttu. Çünkü maliyet giderleri çok yüksek, İŞKUR anlaşmamız yok, hiçbir anlaşmamız yok. Oteller gidiyor ücretsiz bir sürü personel çalıştırma hakları var, SGK’sını devlete ödetiyor. Hangi seyahat acentası bunları yapmış. Biz hemen Proje Daire Başkanlığı kuracağız ve faaliyet göstereceğiz. 

DİJİTAL DAİRE BAŞKANLIĞI’NI KURACAĞIZ
Biz kazanırsak kazandığımızda ilk yapacağımız şey Proje Daire Başkanlığı’nı kurmak. İkincisi ise, Dijital Daire Başkanlığı’nı kurmak. Çağ artık internette akıyor. Biz dijitalde güçlü olmazsak, TÜRSAB olarak da acentalar olarak da eziliyoruz. Çünkü e-turizm çok arttı ve bu uluslararası firmalarda. Bizim de bu alanda mutlaka bulunmamız gerekiyor. İnşallah biz bunu da yapacağız. Dijital Daire Başkanlığımızı kuracağız ve orada bir sürü alanı açacağız. Gider kalemlerimizi düşürüp, gelir kalemlerimizi arttıracağız.  TÜRSAB TV kuruldu. İzleyici kitlesi çok yüksek değil. Bizim yapmamız gereken televizyon değil, Dijital Daire Başkanlığı’nı kurmak. Bugün TÜRSAB’a Dijital Daire Başkanlığı lâzım. İnstagram fenomenlerini biliyorsunuz, sosyal medyanın gücünü biliyorsunuz, gençlik ve insanların %90’ı sosyal medyada. Normal televizyon izleyen kalmadı. Çok iyi bir dizi yapıyorsanız belki bakıyorlar. TÜRSAB TV’nin tirajları da çok düşük. Kurulan televizyonun işlevini youtube ile de yapabilirdik. Youtube’un izleyicisi de bayağı var. Şimdi çocuklar bile bir video yüklüyor, 1 milyon izleyicisi var. 

AKADEMİMİZİ YENİDEN YAPILANDIRACAĞIZ
Mutlaka Akademimizi yeniden yapılandıracağız ve bu incoming öğretmek ağırlıklı olacak. Bölgesel incoming ile artık dünya turizmi özellikle bizim rakiplerimizin bulunduğu Akdeniz Havzası bu şekilde kalkınıyor. Bu şekilde turizme odaklanıyorlar. Çünkü artık ülkesel turizm işlemiyor. Büyük çok uluslu şirketler dediğimiz yine e-turizm yapan şirketler bunları aldı. 

REKABETLERLE DE MÜCADELE EDİP, HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ
Biz eskisi gibi artık uçak bileti satarak para kazanamıyoruz. Rekabet olaylarını biliyorsunuz internette daha ucuza satıyorlar. İnşallah bunlarla da mücadele edeceğiz. Münferitimiz bitti. Çünkü e-ticarette bu çok uluslu şirketler ekmeğimizi aldılar. Böyle bir dünya değişti. Şimdi biz ya yeni dünya konjonktürüne uyumlu bir hale gelip, hemen açıklarımızı kapayacağız veya kırıla kırıla gideceğiz. Bunun başka bir alternatifi yok. Gerçekten acentacılık mesleği belki de gelen çağ ile en zor dönemini yaşıyor. Çok güzel yatlarda yemek yiyoruz, içki içiyoruz falan filan. Ama sektör iyi bir noktaya gitmiyor. E-ticaret bizi zorluyor, münferit turlar tamamen bitti. Münferit tur hiç kimse satamıyor. Hele yakın destinasyonlar, uçak komisyonları… Adamın sattığından daha ucuzu internette çıkıyor. Yani bizim işimiz hakikaten çok zor. Müşteri bulamıyorsun, rekabet şartları ağır. MICE segmentindeki acentalara bakıyorsun adam 6 ay sonraya, 3 ay sonraya yapılandırma istiyor. Büyük şirketler bile çek veriyorlar veya 3 ay sonra ödeyeyim diyor, acentacı seni nasıl finanse etsin? Koca koca firmalar turizmciden finanse edilmek istiyor. Sistem çok sıkışmış durumda. 2015 krizinde Türkiye büyük bir uçuruma gidiyor dedim. O zaman Davutoğlu bunu hissetti, sektör liderlerini çağırdı. Türkiye patlayacak dedim, 2 sene sonra hani deprem olur tsunami vurur ya aynen öyle oldu. Türkiye ekonomik krize girdi. O zaman küçük hamlelerle düzelebilecek yapıyı o zaman boşuna zaman kaybederek uçuruma döndürdüler. 

DEVLETTE TURİZME ÖNEM VERİYOR
Bugün devlet 30 milyar dolar benim için çok önemli diyor. Çünkü benim kur farkı makasımı kapatıyor, ticari dengemi koruyor, ithalat-ihracat dengemi sağlıyor diyor. Bakanımızı da devlet turizmci seçti. İlk defa turizmci bir Bakanımız var. Daha önce turizm bu kadar önemsenmiyordu, geç fark edildi. Turizmin önemine hükümetler vakıf değildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı köprüden önce son çıkış gibiydi. Politika hayatına veda edecek kişiler için son makamdı. O anlayış değişti. 

TÜRSAB’I HER AÇIDAN ACENTA HAKLARINI SAVUNAN BİR SENDİKA GİBİ KULLANACAĞIZ 
Biz o koltuk egosunda değiliz. Orada zaten çok büyük bir TÜRSAB bize çok gelişmiş 400-500 kişi çalıştıran bir TÜRSAB bize avantaj mıdır, dezavantaj mıdır tartışılır. Çünkü bakın Otelciler Birliği haklarını nasıl alıyor. Küçük bir sekreteryası var ve tamamen delegesinin hakkıyla uğraşıyor. Biz binaya girdiğimiz zaman binanın sorunlarıyla uğraşırsak alanı unutuyoruz. Biz kendi asıl dertlerimizi unutuyoruz. Biz TÜRSAB’ı amir değil, memur pozisyonuna sokacağız. Tamamen, her açıdan acenta haklarını savunan bir sendika gibi kullanacağız. Biz bu algıyı kamusal olarak da sağlayacağız. Bütün halka da yayacağız. Çünkü turizm aslına bakarsanız tek bir merkezli bir şey değil, genel bir politikaya dayalı bir merkezlidir. Genel olarak devletin de halkın da turizmi benimseyecek politikalarını oluşturmak gerekir. Biz bu politikaları oluşturacağız.

BİZ BAŞKANLIK EGOSU İLE HAREKET ETMEYECEĞİZ, TOPLU OLARAK HAREKET EDİP SORUNLARIMIZI ÇÖZECEĞİZ
Biz TÜRSAB’ın başkanlık egosu ile hareket etmeyeceğiz. Biz kesinlikle devletle, Bakanlıklarla, SGK Müdürlüğü ile mevcut sorunlarımızı çözeceğiz. Çünkü çok büyük sayıda bir delegemiz hem SGK borçları var onları yapılandırmış hem vergi borçları var. Bunlara tek tek maruz kalmak yerine biz bir liste ile gideceğiz, bunları toplu yapılandıracağız. Çünkü tek tek eziliyoruz ve çaresiz kalıyoruz. 

KİMSEYE TABAK GETİRTMEYECEĞİZ, HERKESİN TABAĞINI TAŞIYACAĞIZ
Ben size şunu net söyleyeyim, kimseye tabak getirtmeyeceğiz, herkesin tabağını taşıyacağız. Herkese hizmet edeceğiz.

BÜTÜN SÖYLEDİKLERİMİZİ EN KISA SÜREDE YAPACAĞIZ. BİZ BU SÖZÜ VERİYORUZ VE SÖZÜMÜZÜN ARKASINDA DURACAĞIZ. ŞUNU YAPAMADIK, BUNU YAPAMADIK MAZERETİNİN ARKASINA DA SIĞINMAYACAĞIZ. BİZİ BİZ YÖNETİRİZ MESLEKTAŞLARIM SADECE KADERLERİNE SAHİP ÇIKMAYI BİLSİNLER…