Yaşamları göle bağlı olan canlılar da büyük bir risk altında. Flamingoların Akdeniz havzasındaki en önemli üreme alanlarından biri olan gölde geçtiğimiz senelerde gerçekleşen yoğun yağışlar nedeni ile sayıları 22 bini bulan yavru sayısı bu sene yaklaşık %90’lık düşüşle 2650 bireyi ancak buldu.
Doğa Derneği uzmanlarının gerçekleştirdiği havadan fotoğraflama çalışmalarında gölün yarısından fazlasının Haziran sonu itibarı ile tamamen kurumuş olduğu tespit edildi. Flamingolar ise gölün batı kısmında kalan bir avuç sudan medet umuyorlar. Yumurtadan çıkan yavruların kısıtlı su nedeni ile beslenememe ve ölüm tehlikesi ise kaygı verici bir boyutta. Ölü yavrulara rastlanmaya başlandı bile. 2003 yılından itibaren Tuz Gölü’nde flamingoları takip eden ve her yıl hava fotoğrafları ile yavruları tespit ederek flamingoların sayımını gerçekleştiren Doğa Derneği uzmanları türün geleceğinin büyük risk altında olduğunu belirtti.
Kurumanın nedeni yanlış su politikaları
Küresel ısınma gibi olguların etkisi olsa da gölün kurumasının esas nedeni gölü besleyen su kaynaklarının önünün kesilmiş olması. Havzada yapılan baraj ve kanal inşaatları, on binlerce yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünler ve göle su akışını engelleyen tuzlalar,Türkiye'nin en büyük ikinci gölünü kuruttu.Uzmanlar bir kaç senedir dile getirilen başka havzalardan Tuz Gölü’ne su taşıma yönteminin ise o havzaların da sonu anlamında gelebileceğini söylüyor. Çözüm Tuz Gölü’nü besleyen doğal su kaynaklarının yeniden önünün açılması.
Geçtiğimiz yıllara göre daha fazla yağış vardı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre son 8 yılda Cihanbeyli, Aksaray, Şereflikoçhisar ve Kulu istasyonlarında ölçülen ilk 4 aylık toplam yağış ortalamaları bu yıl düşmek bir yana 2007 ve 2008 yılları ortalamalarının iki katı . Bu yıl Mayıs ve Haziran ayındaki yoğun yağışlar hesaba katılmadan bile bu oranlar kurumanın esas sebebinin yağış miktarı olmadığını gösteriyor.
Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz “Her gölün kuruyuşu ile vicdanların da kuruduğuna şahit oluyoruz. Yaklaşık 60 yıldır taşıma suyla değirmen çevirmeye çalışıyoruz; doğayı canlıların yaşam hakkını hiçe sayan politikalarla Anadolu’yu hızla kurutuyoruz. Tuz Gölü gibi Türkiye’nin en kurak bölgesinde su ihtiyacı en yüksek tarım ürünlerini yetiştiriyoruz. Bunun için, barajlar ve sondaj kuyuları ile önce nehirleri ve yeraltı su rezervlerini, ardından bunların beslediği gölleri yok ediyoruz. Oysa göl bulunduğu coğrafyanın kalbidir. Tuz gölü’nün kuruması tüm havzanın yaşam döngüsünün, biyolojik ve kültürel zenginliğinin geri dönüşsüz bir biçimde yok edilmesi anlamına geliyor. Flamingoların bu sene susuzluktan dolayı ürememeyi tercih ederek yaşadığı trajedi tüm canlıların ortak kaderi olabilir. Oysa Tuz gölünü yaşatmak mümkün: Yöreye uygun, az su tüketen bitkiler yetiştirerek, tarımda tasarruflu sulama sistemleri kullanarak, en önemlisi gölün de her canlı gibi suya ihtiyacı olduğunu hatırlayarak, derelerden akan suyu barajlarla, kuyularla kesmeyerek.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.