TURİZMİNSESİ / ÖMÜR ÖZDEMİR
ANTALYA- Son zamanlarda Schengen ülkelerinde başvuruda yetkili seyahat acentalarının ve kişisel başvuruda bulunan vatandaşlarımızın ciddi anlamda şikayetleri olup, bu konu ile ilgili çözüm yollarının aranmasının başlatılması gerektiğine inanıyorum.
Covid-19 pandemi süresince kapalı kalan kapılar, sürecin hafiflemesi sonrasında yavaş yavaş kapılarını açtıklarında kısıtlı randevu ile kısıtlı başvuru alma, vize değerlendirme sürelerinin uzaması başlarda doğru, mantıklı,anlaşılabilir olarak geliyordu. Ancak artık Covid-19 kısıtlamalarının neredeyse tüm ülke uçuşlarında kaldırılması ile vize sürecinde rahatlama olacağını düşünürken tam tersi bir durumla karşı karşıyayız.
Schengen grubu ülkelerde randevu almak başlı başına bir problem, birkaç başvuru merkezi randuvular kapalı iken “VIP randevu” ücretleri ile aynı gün başvuruları almaları mümkün olduğundan birçok pasaport sahibi ekstra maliyetler ile bu yıl başvurmak zorunda kaldı, bunun yanı sıra başvuru merkezleri bir çok ülkede randevu oluşturmayı ücretli hale getirdi!
Yaklaşık 2 yıl gibi bir süreçte evet hepimizin büyük maddi kayıpları var, fakat kayıpları bu şekilde telafi etmek ne derecede doğru?
Neticede evde 2 yıl oturan ve gezmeye ihtiyacı olan ve aynı ekonomik sıkıntıları yaşayan vatandaşımıza ekstra bir yükümlülük nedendir?
VİZE REDDİNDE NEDEN ARTIŞ VAR?
Gelen vize reddine bakıldığında öncelik;
KALIŞ SEBEBİNİZ YETERLİ GELMEDİ
Münferit olarak otel ve ulaşım belgesi sunsanızda, satın alınmış paket tur sunsanızda bu madde en çok çıkan madde. Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik sorunlar vatandaşımızı yurtdışına kaçacak olarak nitelendirmekte. 65-70 yaşındaki insanımız dahi!
Neden bu şekilde nitelendiriliyoruz?
En çok göç alan ülke – en kolay vatandaşlık veren ülke olduğumuz için olabilir mi?
Çünkü İran ve Suriyeli vatandaşlar Türkiye’yi bir basamak olarak görmekte ve 2-3 yıl Türkiye’de düzenli yaşam ispat ettiklerinde Avrupa’ya vize alıyorlar ve dönmüyorlar.
Birde gerçekten amacı dönmemek olan vatandaşlarımız var. Ama artık başvuru sahibinin amacının ne olduğunu başvuru merkezindeki görevliler dahi anlayabiliyorken, vize veren yetkililerin bu ayrımı yaparak vize vermesi gerekmez mi?
Daha önce birçok kez Avrupa ülkesine çıkmış, Türkiye’ye geri döneceği garanti olan, istenilen tüm belgeleri doğru olarak sunmuş vatandaşlarımıza bile bu sebep red olarak verilebiliyor. Yani deyim yerinde ise; “KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR! “
MADDİ İMKANLARINIZ YETERLİ GÖRÜLMEDİ
İş yeriniz var, evleriniz var, arsalarınız var, bankada Eurolar - USDlar – TL hesaplar var ama yeterli görülmüyorsunuz!!! Bu gerçek J ya da bankada seyahat masraflarınıza yetecek kadar bakiye var, ama RED.
Bunlar daha önce bazı durumlarda kabul edilebilen nedenlerdi. Ama artık her şey olsa da vize almasına engel bir durum olmasada, sebepsiz olarak gösterilen nedenler…
VİZELERİN SONUÇLANMA SÜRELERİ NEDEN BU KADAR UZADI?
Başvuru merkezlerinin bir bahanesi var:
“AŞIRI TALEP VAR“
Randevu almak bu kadar zor iken nasıl aşırı talep olabilir, neden işlemler bu kadar uzuyor, başvuru merkezlerinin web sayfalarında bazı güncellemeler yok, baktığınızda halen 15 iş günü sürecinde vize neticelenir yazmakta. Biz acenta olarak süreci biliyoruz ama bilmeyen vatandaş! bilmeden uçak biletlerini alanlar - otel parasını ödeyenler – tur parasını ödeyenler hepsi ziyan.
Vize sürecinini 12 haftaya uzatan ülke var.
Neden? Nereden, nasıl sorgulayacağız?
ÇIKAN VİZELER DAHİ NEDEN TEK GİRİŞ VE KISA SÜRELİ?
Daha önce pasaportunuzda uzun süreli ve çok girişli vize olması artık önemli değil. Pasaport sahibi 2 yıllık vizem vardı, bana bu sefer 5 yıllık verirler umudu ile başvuru yapıyor ama gelen vize 10-15 günlük tek girişli.
RED ALINMA SEBEPLERİNİ SORGULAYACAK YETKİLİLERE ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL…
Vize başvuru yetkili kurumları başvuru sahibi arasında bir köprü. Ama bu tek yönlü bir köprü sadece pasaportunuzu teslim alıyorlar bitti, pasaportum nerede? Neden gecikti? Neden reddi geldi sorularınızın cevabını verecek kimse yok, konsolosluğa sorun, konsolosluklarda ulaşacak kimse yok. Başvuru sahibi yalnız, olaki bir acentadan destek aldı, bu aşamada acentasının desteği de ne yazık ki olmuyor, konsolosluğa ulaşır isek pasaport sahibi arasın diyerek, bizleri de müşterimizin çözüm ortağı olma yolunda çözümsüz bırakıyorlar.
Tüm bunların yanı sıra Schengen ülkesinden vizesini almış olup ve doğru şekilde de kullanmış olan vatandaşlarımız farklı bir Schengen ülkesine girmek istediği zaman geçerli Schengen vizesi olduğu halde Türk vatandaşı olduğu için kapıdaki sınır polisinin sorduğu sorulara çoğu zaman yeterli derecede dil bilmediği için cevap veremediğinden, hem uzun süre vatandaşımızı oralarda bekletip, hem de geçerli vizesini iptal ederek deporte edebiliyor. Geçerli vizeniz olsa dahi ülkeye giriş garantiniz yok.
Devletimiz yaşanılan sıkıntının ne derecede farkında?
Bu konuyu ilgili birimlere taşıyan birileri var mı?
Evet bir TÜRSAB seçimi daha yaklaşıyor. Bu konu Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı’nca ele alınıp ortak talepler ile çözüme ulaştırılabilir mi?
Bu konu herhangi bir Başkan adayımızın gündeminde mi?
Gündemlerinde değil ise, TÜRSAB Başkan adaylarının bu konuyu da ele almalarını Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu olarak yapacakları faaliyet çalışmalarına almalarını umut ediyoruz.
Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu Kurucu Başkanı
Ömür ÖZDEMİR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.