Turizme Gereken Desteği Vereceğiz

---

ANTALYA - Dünya ekonomisinde yavaş büyüme var ve büyüme düşüyor. Önümüzdeki dönemde Amerikan ekonomisinin kalkışmasıyla biraz daha ileriye gideceğini düşünüyoruz. Amerika krizden çok önce çıktı, Avrupa’da hala sancı var.Gelişmiş ülkeler kriz öncesi büyüme trendini yakalayamadı. Büyük ekonomilerde de var olan yavaşlama gelişmekte olan ülkeler için fırsattı ancak bu dönem geride kaldı. Kriz süresince en fazla likiditeyi FED sağladı, ABD ekonomisi de hızlı büyüme ile buna cevap verdi. FED ve gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlama ve jeopolitik riskler sebebiyle gelişmekte olan ekonomilere yabancı sermaye girişinde azalma meydana geldi. O nedenle para birimleri gelişmekte olan ülkelerde değer kaybetti. Türkiye’de de büyüme geçmişe göre yavaş seyrediyor. Ancak kriz beklenmemeli. Hem içerde hem dışarıda talep azaldı. Herkes ayağını yorganına göre uzatmaya başladı. 

 

Seçim belirsizliğinin azalmasından sonra destek ihtimalini artıracak, yapısal reformlar için uygun ortam oluştu. Kredi notumuzda dair endişeler de azalıyor. Cari açık enerji fiyatlarındaki düşüşle 40 milyar dolara geriledi. Turizmden gelen gelirin olmaması halini düşünmek bile istemiyoruz, çünkü açığın kapanmasına büyük etkisi var. Bankacılık sektörü bu sebeple turizme elinden gelen desteği vermek zorunda. Turizm sektörüne dair veriler de paylaşan Ateş, dünya ekonomisi yavaşlasa da turizm sektörünün büyümeye devam ettiğinü, bu büyümenin de, istihdamın da artmaya devam edeceğini söyledi. Ateş'in sektöre ilişkin notları şu şekilde:

 

 

Gelişmekte olan ülkelere ilgi 10 yılda hızla arttı ve bu ülkelerde turizm sektöründe büyümenin devam etmesi bekleniyor. Gelirler de aynı hızla olmasa da artıyor. 

 

 

Türkiye turist sayısında 6, gelirde ise 12'inci sırada.

Doluluk oranları nispeten Avrupa’nın altında ancak ülkemizde her yıl muazzam yatak kapasitesinin devreye girmesini unutmamak lazım. Gelirler 34 milyar dolar civarı ancak kişi başı turizm gelirimizde düşme var. 2015'te gelirlerde azalma olsa da net hata noksan kaleminin arttığını görüyoruz. Bu nedenle dünyadaki turizm harcamaları trendini yakalamak önemli. Asya ve Orta doğu ülkelerinin turizm harcamalarının daha hızlı artması bekleniyor. Turizm yatırımcılarımız büyüyen alanlarda tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine önem vermeli. Turizm sektörünün Türkiye'nin konumu ve kaynakları sebebiyle ülkenin en büyük gücü olduğunu söyleyen Ateş, misafirperverlik, girişimci ruh, cömertlik gibi özelliklerin

 

 

Türkiye'yi diğer destinasyonlardan ayırdığını dile getirdi. Ateş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

''Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da turizm sektörünün her şeye rağmen büyümesini sürdüreceğini inanıyoruz. Turizm hem bu ülkenin en büyük ihtiyaçlarından biri hem de oldukça karlı bir sektör olması sebebiyle biz finansçılar tarafından sık tercih edilen bir yatırım alanı. Elbette arada iniş-çıkışlar olacaktır  ancak soğukkanlılıkla bu alana hep beraber yatırım yapmaya ve hizmet vermeye devam etmeliyiz.''

 

 

Hakan Ateş, Çin, Hindistan gibi ülkelerin dünya ile bütünleştikçe daha fazla seyahat etmeye başladığını ve Türkiye'nin henüz bu potansiyelin farkında olmadığını ile getirdi. Şu anda yaklaşık olarak 40 milyon turist ağırlayan Türkiye'nin, 40 milyon Çin'den, 40 milyon turist de diğer ülkelerden almasının ayal olmadığını, tek yapılması gerekenin bu ülkelere yönelik çalışmları yoğunlaştırmak olduğunu dile getirdi. Son olarak euro-dolar paritesinin gidişatına dair öngörülerde bulunan Ateş, Gidişatın şu an dolar lehine olduğunu ancak öngörülerine göre birebir dolar-euro oranının şaşırtıcı olmayacağını söyledi. Türkiyenin bazı sektörlerde dolar, turizm sektöründe ise euro bazlı çalışması sebebiyle bazı gelir dengesizlikleri oluştuğunu belirten Ateş, ''Biz euro fiyatlarımızla koşullar ne olursa olsun yalnızca euro bölgesi için değil, tüm ülkeler için cazip olmaya devam edebiliriz.'' dedi.