TURİZMİN SESİ-Hollanda-Haber-İlhan KARAÇAY
Türk tur operatörlerinin, Türk turizmine balta vurmak isteyenlere karşı
yapmak istediği basın toplantısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma GenelMüdür Yardımcısı İbrahim Yazar tarafından engellendi.
İbrahim Yazar'ın, Türk pavyonu alanını göstererek, Burası Türkiye
Cumhuriyeti toprağı sayılır, burayı terkedin şeklindeki saçma davranışına, Ne oluyor sayın müdür, biz Yunanistanlı mıyız, biz Türk değil miyiz, biz Türkiye düşmanı mıyız? Biz buraya Türkiye'nin turizm darbesi yememesi için geldik. Sizin yaptığınız Hollandalılar'ın yaptığından daha kötü bir ayrımcılıktır. tepkide bulunuldu.Hollanda medya mensuplarının ve binlerce kişinin önünde cereyan eden ve skandal olarak nitelenen olaydan sonra Türk tur operatörleri Yazar'ı protesto ettiler.
Dünya'nın en büyük ve önemli fuarlarından biri sayılan Utreht Turizm Fuarı'nda Türkiye skandalı yaşandı.Türkiye'ye yüzbinlerce turist gönderen Türk tur operatölerinin, Fuar'daki Türkiye pavyonunda (standında) yapmak istediği bir basın toplantısı, Fuar'a Türkiye'nin 'baş konuğu' olarak gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar tarafından çirkince engellendi.
Hollanda'da Türk turizmine balta vurulmak istendiğini kamuoyuna açıklamak isteyen Türk tur operatörlerine, fuar alanında kiralamış oldukları 750 metrekarelik alanı göstererek Burası Türkiye Cumhuriyeti toprağı sayılır, burada basın toplantısı yapamazsınız diye çıkışan Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar, Türk medya mensuplarının yanında, oraya Türk tur operatörlerine yapılan haksızlıklara karşı savunmayı dinlemeye gelen Hollanda medya mensuplarının önünde yarattığı münakaşa ile büyük bir skandala yol açtı.
Geçen yıl, Hollanda hükümetinin Ankara, Antalya, Dalaman, Adana gibi Türkiye'nin uzak noktalarına uçacak olan yoluculara uygulamak istediği ecotax (Çevre vergisi) konusunda da duyarlı davranan Türk tur operatörleri ile bu yasayı hazırlayan İşçi Partisi Milletvekili Paul Tang'ı biraraya getirmemde hiç bir sakınca gürülmeyen Turkiye Pavyonu'nun, bu kez Türk tur operatörlerinin yapmak istediği basın toplantısına 'yasak' denilmesi büyük üzüntü ve şaşkınlık yarattı.
Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar'ın, binlerce kişinin önünde Türk tur operatörleri ve medya mensupları ile yaptığı münakaşayı izleyenler, İbrahim Yazar'ın, Lütfen burayı terkedin. Burası Türkiye Cumhuriyeti toprağı sayılır. Bizi Hollanda hükümeti ile karşı karşıya getirmeyin şeklindeki sözlerine akıl erdiremediler. Türk tur operatörlerini standın arka tarafına kadar götüren İbrahim Yazar, yarım metrelik bir alanı işaret ederek, Lütfen bu alandan da dışarı çıkın deyince kızılca kıyamet koptu.
Türk tur operatörleri ve bazı medya mensupları, Ne oluyor sayın müdür, biz Yunanistanlı mıyız, biz Türk değil miyiz, biz Türkiye düşmanı mıyız? Biz buraya Türkiye'nin turizm darbesi yememesi için geldik. Sizin yaptığınız Hollandalılar'ın yaptığından daha kötü bir ayrımcılıktır. şeklinde tepki gösterdiler.
Yaşanan skandal ile ilgili olarak, Ado Travel, Aktie Reizen, Beytours, C en F Travel, Freesun, Enka Reizen, Lara Reizen, Marothon Reizen, Medisun, Prettig Reizen, QK Reizen, Sunny Travel, Reiscompas, Sun Direct Travel, Travel Palaca ve Yıldırım Reizen adına bir açıklama yapan Osman Çelik ve Akif Çelebi şunları söylediler: SGR kurumunun Türk turizmine ve biz Türk tur operatörlerine karşı yaptığı haksızlığı dile getirmek için planladığımız basın toplantısını, Turizm Fuarı'ndaki Türkiye Pavyonu'dan daha iyi bir yerde yapamazdık. Sonuçta Türkiye'in haklarını savunacaktık.
Ama ne var ki, bu fuara Türkiye adına 'baş konuk' olarak katılan şahsın zihniyeti hepimizi şaşrttı. Tepkimiz kesinlikle Türkiye hkümetine değildir. Ama İbrahim Yazar gibi bilinçsiz ve bilgisiz bir kişinin böyle bir göreve nasıl getirilmiş olduğuna da akıl erdiremedik. Sanki biz illegal bir örgüttük ve İbrahim Yazar da emniyet müdürü İbrahim Yazar'ın Burada basın açıklaması yapamazsınız şeklindeki engellemeleri, televizyonlarda sık sık izlediğimiz görüntüleri hatırlattı.
Biz ne yapmak istediğimizi, orada hazır bulunan Büyükelçilik Müsteşarımız Cem beye anlattık. Cem bey de bize, basın toplantısı yapmamızda bir sakınca olmaması gerektiğini söyledi. Toplantıya giderken Cem beye 'siz de buyurun' dedik ama o bize, 'Ben sizi uzaktan izlerim' dedi. Böyle bir diyalogdan sonra İbrahim Yazar'ın bize çirkince müdahale etmesi çok kötü oldu. Özellikle haklılığımızı dile getirmek için gelen Hollanda medya mensuplarına ayıp oldu. Hollanda medya mensupları, gördükleri olay sonrasında belki de 'Türkiye bile bunları desteklemiyor' diye yazacaklardır. Yazık oldu. Hem de çok yazık.
Osman Çelik ve Akif Çelebi, Hollandalılar'ın Türk turizmine balta vurmak için uygulamak istedikleri haksızlıklar hakkında, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gul, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve diğer bakanlıklara aşagıdaki mektubu gönderdiler:
Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Turizm Bakanımız ve diğer Bakanlarımız'a:
Hollanda'da Türk turizmine büyük bir darbe vuruluyor
Hollanda'da, 'ne yaptığını bilmeyen' değil, aslında yaptıklarını çok iyi bilen bir grup Türkiye ve Türk aleyhtarı, Türk turizmine ve biz Türk tur operatörlerine ölümcül bir darbe vurmak üzereler. Aslında baltayı vurdular ve biz Türk turizmcilerini yaraladılar ama, ne mutlu ki, başvurduğumuz Hollanda yargısı imdadımıza yetişmek için ilk adımı attı. Ne var ki, yargı kararını içlerine sindiremeyen bu Türkiye ve Türk aleyhtarları, bizi yok etmek için çeşitli entrikalar ile saldırılarını südürüyorlar.Şöyleki;Hollanda'da her tur operatörü, yasa gereği yolcularının seyahat garantisini sigortalamak zorundadır. Bu sigorta işlemini yapan tek bir kurum mevcuttur. Bu sigorta işlemini yapan SGR ( Stichting Garantiefond Reisgelden - Seyahat Ücretleri Garanti Fonu Vakfı ) adlı kuruluştur.
Bu kurum, özellikle 2007 yılından itibaren üyelik kurallarına aykırı adımlar atarak, Türk tur operatörlerini uygulaması imkansız ve yönetmelik dışı üyelik kuralları ile yok etmeye çalışmaktadır. İlk yıllarda Türk tur operatörleri üyeliklerini kaybetme korkusuyla yönetmenlik dışı uygulanan çok ağır maddi ek kurallara boyun eğmişlerdir. Ancak 2009 Kasım ayından itibaren kuralların daha da ağırlaştırılmasıyla, durum içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
SGR'in bu tutumu artık tam bir ayrımcılığa dönüşmüştür. Zira, SGR'in koyduu ağır ek şartlar, sadece Türkiye'ye yönelik çalışan bizlere konulmuştur. Son yıllarda Hollanda'dan Türkiye'ye gitmekte olan bir milyona yakın turistin yarısından fazlasının sorumluluğunu üstlenen ve değerli gazeteci ağabeyimiz İlhan Karaçay'ın Turizm Kahramanları olarak nitelediği biz Türk tur operatörleri sahipsiz kalmamalıyız. Şu anda Türkiye turizmine Hollanda'da en buuk katkıyı sağlayan bizler, çok ciddi darbeler almakta ve kırılmaktayız.
Aleyhimizdeki gelişmeler, 2005 yılından bu yana her yıl farklı bir konu ile karşımıza çıkmıştır. Geçen yıl, sırf Türk havayolu şrketlerine ve Türkiye yolcularına darbe vurmak için bir 'ecotax'(Çevre vergisi) icat edilmişti. 2500 kilometreyi aşn yolculuklar için 45 euro, daha az kilometreli yolculuklar için 11.25 euro vergi konulmuştu. Bu duruma göre, Ankara, Antalya, Dalaman ve Adana gibi destinasyonlar için 45 euro ödenecekti. Kıbrıs 2500 kilometreyi aştığı halde 45 değil, 11.25 euroluk vergiye tabi tutulmuştu. Tabii ki bu vergi, Türk aileleri için ağır bir maddi yük, yüzbinlerce Hollandalı turist için de caydırıcıydı.
Bu konuda Hollanda hükümeti kesin kararl olduğu için hukuksal girişimler fayda etmedi. Ama sonunda siyasi partiler içinde yaptığımız lobicilik sayesinde 45 euroluk vergiyi kaldırtabilmiştik.
Şimdi bu yıl darbe vurma sırası Türk tur operatörlerine gelmiştir.
Tur operatörlerinin bağlı olduğu SGR, geçtiğimiz yıllardaki tur operatörü iflasları nedeniyle ödenen tazminatların büyük bir kısmının Türkler'den kaynaklandığını iddiia ederek, rezervasyonlarının yüzde 75'i Türkiye olan tur operatörlerini, yani haliyle bizleri üyelikten çıkardığını ilan etmiş ve bizler için ayrı bir Seyahat Fonu oluşturduğunu bildirmiştir. Yeni oluşumun adı da, müşterilerde şüphe uyandırıcı ve aşağılayıcı bir şekilde Türkiye şpesiyalistleri Garanti Fonu olmuştur.
SGR'den yapılan açıklamalar doğruları yanstmamaktadır.
SGR'in resmi websitesinde de yayınlanan bilançolarında, 2008 yılında 14 tur operatörü batmıştır ve bunlardan sadece 1 tanesi Türk'tür. 2009 yılında 19 tur operatörü batmıstır ve bunlardan sadece 3 tanesi Türk'tür.
SGR, geçtiğimiz yıllarda en buuk maddi zararı, batan Türk tur operatörleri yüzünden değil, borsada yaptığı yanlış yatırımlar yüzünden elde etmiştir. Borsadaki bu büyük zarar yine resmi websitelerinde yayınlanmakta olan yıllık bilançolarında çok açık bir şekilde sergilenmektedir ( sadece 2008 yılında borsada yaptığı zarar, toplam zararın % 90'ını teşkil etmektedir)
SGR medya kanalıyla, zarar bilançolarını bilinçli olarak 2002 yılından itibaren yansıtmaktadır.
Şöyleki;
2002'den itibaren Türk işletmelerinin verdiği zarar, 13 milyon euro şeklinde verilmektedir. Oysa 2001 yılı içinde iflas eden Hollandalı tur operatörü NBBS Reizen' nin tek başına verdiği zarar 15 milyon euronun üzerindedir.
SGR, Hollanda medyasını kullanarak, Türk turizmine büyük katkısı olan Türk turizm işletmelerine karşı bilinçli karalama kampanyası başlatmıştır.
Türk tur operatörleri ve seyahat acenteleri birleşerek, Türk turizmine yönelik uygulanan bu haksız uygulamalara karşı ortak adımlar atmak konusunda fikir birliği sağlamış bulunmaktadırlar. Bu çalısmalarımız doğrultusunda ortak bir avukat ve basın sözcüsü tutarak Yıldırım Mahkemesi'ne başvurduk. Lahey adliyesinde yapılan duruşmada yargıç bizi haklı bulmuş ve SGR'in tutumunun ayrımcılık olduğunu ilan etmiştir.
Ancak bu karar SGR'in ayrımcı tavrını değiştirmemiştir. SGR bu karara karşı bir taktik değişkliği ile aynı amaca ulaşabilmek için bir üst mahkemeye başvurmuştur. SGR, Bu süreç içerisinde her alanda baskıcı tavrına devam etmektedir.
SGR Hollanda'da 'tekel' pozisyonundadır. Ciddi finansal ve medya gücü bulunmakta olan SGR'in, bu gücü bize karşı kullanarak bir üst mahkemede verilecek olan asıl kararı aleyhimize çevirme olasılığı yüksektir.
SGR'in lehine verilecek olası karar, Hollanda'daki Türk turizmine ilerde onarımı imkansız olacak bir zarar verecektir.
Şöyle ki:
SGR Hollanda'daki Türk Turizmine kota koydu. SGR bu ayrımcı uygulamayı ( şimdilik ) sadece cirosunun % 75'ini Türkiye seyahatlerinden elde eden tur operatörlerine uygulamaktadır;
Bu kota uygulamasıyla acenteler kotayı aşmamak için rakip pazarlara yönlenmek zorunda kalacaklardır;
SGR bu kotayı kendi isteğine göre, her an kota oranını değiştirebilecek ve Türkiye turizmini kısıtlayacaktır;
SGR, ağırlıklı Türkiye satan acenteleri izole edip ağır şartlar koyabilmek için SGST
(Türkiye Spesiyalisteleri Garanti Fonu) adı altında ayrı bir oluşum kumuştur.
SGR, pazarımıza rakip ülkeler ( örneğin Yunanistan, İspanya) için böyle bir fon oluşturmamakta, sadece Türkiye pazarı için bunu uygulamakla, Türk pazarını rakip ülkelerin pazarına kaydırmayı sağlayacaktır;
- SGST'ye üyelik şartları da ağırlaştırılmıştır. Üyelerden yüzbinlerce euro daha fazla teminat istenmekte, bu da yetmezmiş gibi, her yolcu için 20 euroluk bir 'haraç' istenmektedir. (Şimdi bu meblağı 5 euroya düşürdüler)
SGR bu yeni fonun ( SGST) logosunda Türkiye haritası ve 'Türkiye Spesyalist' adını kullanarak, medya ve tüketici karşısında Türkiye imajıni derinden zedeleyecektir;
SGST fonunun öngördüğü ağır şartlardan dolayı, Türk Turizm pazarına girmek isteyen yeni turizmcileri engelleyecek ve bu kişiler rakip pazarlara yönelmek zorunda kalacaklardır.
Türk turizmine karşı olan bu büyük tehdit karşısında vereceğimiz müadelede, ülkemizi yönetenlerden Tük medyasından ve tüm duyarlı kurum ve kuruluşlardan acil destek beklemekteyiz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.