• BIST 9389.62
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Ticaretin Kalbinde 5 yıldızlı hizmet

Ticaretin Kalbinde 5 yıldızlı hizmet
Ramada Hotel Merter Satış ve Pazarlama Direktörü Mahmut Atalay Arıcıoğlu ile otelcilik, personel seçimi ve istihdam, kalite, satış & pazarlama ve sektöre dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik

TURİZMİN SESİ


Zor günlerden geçiyoruz. Korona virüs dünyada yayılmadan önce gerçekleştirmiş olduğumuz keyifli röportajımızı siz okurlarımız için yayınlıyoruz.

mahmut-atalay-aricioglu-004.jpg

Turizm sektörünün birçok alanında bulundunuz biraz kendinizden bahseder misiniz?
Turizm sektörüne 1997 yılında Balıkesir Turizm İşletmeciliği Otelcilik Yüksekokulu’nda 4 sene okuyarak başladım.Bu okuduğum dönemde de gerek staj gerekse gönüllü çalışma yoluyla Resort Bölgesi dediğimiz Antalya ve Ege Bölgeleri’nde deneyim kazandım. 

mahmut-atalay-aricioglu.jpg
Daha sonrasında da ilk profesyonel iş deneyimimi askerlik ve dil eğitimi amaçlı gittiğim yurtdışındaki eğitimi de bitirdikten sonra İstanbul’un en eski otellerinden olan aynı zamanda okul niteliğinde olan Çınar Hotel’de 6 sene resepsiyonist göreviyle başladım. Şehir otelciliğinde resepsiyonistlik çok önemli bir nokta. O zamanlar öyleydi şu anda da öyle devam ediyor. 

Ardından kariyer hedefi sebebiyle Ağaoğlu Grubu’nun Asya yakasında bulunan Ağaoğlu My City’nin ön büro şefliğine başladım. 1-2 sene burada çalıştım. Özellikle MICE sektöründe deneyim kazandım. 

Sonra tekrar Çınar Hotel bünyesinde Kongre Vadisi Lütfi Kırdar’ın olduğu alanda Harbiye’de Bentley Hotel’in 3 sene Ön Büro Müdürlüğü’nü yaptım. 

Akabinde ilk Otel Müdürü teklifimi Beyoğlu’ndaki Odda Hotel’de başlayarak edindim. Odda Hotel’in sahibi sektörde ve piyasada da çokça bilinen futbolcu Emre Aşık’ın ve iki mimar ablasının yaptığı oteldir. Arkasından iki apart projeleri daha vardı bunları da projeye ekledik ve ben bu üç otelin Koordinatörlüğünü yapıyordum. Gezi olaylarında yaşadığımız sıkıntılar bizi de o bölgeden belli bir süre uzaklaştırmış oldu. 

Sultanahmet Bölgesi’nde otelciliğe başladım. Dossi Dossi Hotels ve Sura Design Hotels & Suites’de yaklaşık 5,5 yıl çalıştım. 

Buradaki deneyimimden sonra ilk uluslararası otelcilik deneyimimi Basın Ekspres Bölgesi’nde bulunan Wyndham Hotel’in Satış Müdürü olarak devam ettim. Şu anda da Merter’de bulunan Ramada Merter Hotel’in Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görevime devam etmekteyim.

mahmut-atalay-aricioglu-001.jpg

Ramada Hotels & Suites by Wyndham Merter Otel’in ziyaretçi profili nedir? Otel doluluklarınız nasıl?
Otel dolulukları geçen sene istenilenin biraz üzerine çıkmış diyebiliriz. Ama burada doluluklar ve profil bazında önemli bir nokta var. Belli bir pazara bağlı kalınmış. O pazarın dışına çıkılmadığından homojen bir yapı oluşturulamamış. Homojen yapı derken farklı segmentlerde, farklı ülkelerden de ziyaretçi alabilmek. Uzakdoğu, Latin pazarı, Avrupa pazarı, Amerika pazarı online corporate dediğimiz kurumsal pazarlardan karma bir yapı yaratılamamış. Biz bu geldiğimiz 5 ay içerisinde bunu sağlamak üzere yola koyulduk. Kısa bir süre olmasına rağmen başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle Asya’dan bile son dönemde Hindistan ve Pakistan pazarından ciddi misafir kazanımımız oldu. Online pazardan da özellikle tekstil bölgesi olduğu için Orta Avrupa’dan Romanya, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan tarafından da ciddi talepler aldık. Bir de özellikle bu bölgeyi tercih eden kültür turu veya okul turu ile gelen şehir dışından misafirlerimiz oldu. Bunları da ekleyince ortaya aslında her bölge ve her profilden bir karma çıkarmış olduk.

Dolulukları da bu sene hem gelir hem de doluluk anlamında normal geçen senenin %20 üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar var. Ocak ayı itibariyle meyvesini vermiş durumda. Şimdi amacımız bunu bütün yıla yayabilmek. Dolayısıyla şu an şartlar ve siyasi konjonktür zaman zaman olumsuza gitse de onca noktaya rağmen yine istediğimiz hedefe ulaşacağımızı düşünüyorum.

2019 yılını ne kadar dolulukla kapattınız?
2019’da hedef olarak %90’ı hedeflemişler ama %83 gibi bir doluluk hedefi ile sonuçlandırmışlar. Bu sene hedefimiz %85 doluluk oranını yakalamak. Genel anlamda başka herhangi bir sürprizle karşılaşmazsak şu andaki gidişat hedeflerimizi tutturacağız gibi gözüküyor.

Yabancı ziyaretçilerinizden en çok ziyareti hangi ülkeden alıyorsunuz?
Şu anda birinci sırada Ortadoğu’dan misafir alıyoruz. Özellikle Irak ve İran pazarından ciddi bir misafir kitlemiz var. İkinci sırayı Uzakdoğu, üçüncü sırayı Latin, dördüncü sırayı da Asya pazarı dediğimiz Hindistan, Pakistan gibi misafirlerimizin olduğu pazarlar ve onlinedan gelen Orta Avrupa pazarı teşkil ediyor.

Çin’de başlayan Korona virüsü ile ilgili yaşanan sıkıntılar gündemde Çinli misafirlerinizde bununla ilgili bir düşüş yaşadınız mı? Tüm dünyanın etkilendiği bu süreçte siz nasıl önlemler aldınız? İşten çıkarma yaptınız mı?
Tabi ki yaşadık. Özellikle Uzakdoğu pazarıyla çalışan bu bölgedeki iyi otellerden birisiyiz. Yaklaşık %30-40 kaybımız oldu. COVİD-19 sebebiyle otelimizde işten çıkarma yapmadık. Otelimizi 30 Nisan’a kadar COVİD-19 sebebiyle kapattık. Şu an mevcut durumu takip ediyoruz. Hep birlikte bu süreci yaşayıp, atlatacağız. Otelimizde temizlik ve hijyen çalışmalarını yaptık. Otelimiz açıldığında temizlik ve hijyene çok dikkat edeceğiz. Tüm pazarlarda etkileneceğiz.

Sektörde her zaman şunu dile getiriyorum. Bunlar bize o pazarı kaybettirebiliyor ama farklı pazarları kazanabilmemiz içinde hareket kabiliyeti kazandırıyor. Daha önce Antalya’da Rusların kaybıyla yaşanan ortada bir boşluk vardı. Onu kendileri de yine Ortadoğu ve Hindistan pazarı ile kapamaya çalıştılar ve kısmen de başarılı oldular. Daha önce böyle bir sorunları ve dertleri yoktu. Bizimde Ortadoğu pazarında yaşadığımız sıkıntılar bizi başka pazarlara itti. Şimdi Çin pazarında böyle bir sıkıntı var. Bizde bunu yine olumluya çevirip, o bölgeden Kore, Japonya, Endonezya ve Taiwan gibi ülkelerden misafir gelme oranını daha fazla arttırmak adına çalışmalar yapıyoruz. 

Özellikle Asya tarafından çalışmalar yapıyoruz. Bu aslında ilk başta dezavantaj gibi gözükür ama benim literatürümde bu bir avantajdır. Her zaman bir başka pazarı bir başkasıyla kapatma kabiliyetine ulaşmış oluyorsunuz.

Turizmin pastadan aldığı payı nasıl arttırabiliriz? Türkiye dünyadaki turizm gelirlerinden daha fazla payı nasıl alır?
Esasına baktığımızda bundan yaklaşık 10 sene önce özellikle kongre turizmi adı altında yaptığımız çalışmalarda bunu fazlasıyla gerçekleştiriyorduk. Ülkemiz genelde kum, deniz ve güneş üçlemesiyle adlandırılan ve bu noktada turist getiren bir ülke gibi gözüküyordu. Ama ülkemizde her bir turizm ferdinin yapmış olduğu hem MICE anlamında hem de tarihi turistik yerlerin gezilmesi anlamında yapmış olduğu çalışmalar meyvesini verdi. 

Hatta bir dönem dünya sıralamasında İstanbul kongre turizminde 1. sıraya kadar yükseldi. Ama gerek yaşadığımız maalesef ki terör olayları gerekse siyasi konjonktürün vermiş olduğu yaralamalar ve benzeri konular bizi bu konuda oldukça geriye itti. 

Esasına baktığımızda bu konuda ciddi atılımlar yaptık. Hatta düğün ve event anlamında Hindistan’dan Antalya’da başarılı çalışmalar yaptılar ve çok büyük düğünleri getirdiler. Onun arkasından hemen hem Antalya’da hem İstanbul’da İran pazarında ciddi düğünler ve ciddi organizasyonlar aldık. Tek şu anda gözüken çalışma diğerlerinden ayıracak olan tematik çalışmalar olabilir. Disneyland gibi. Bizim ülkemizde şu an Vialand ile başlayan süreç. Bunları arttırabilirsek çok daha iyi noktalara geleceğimizi düşünüyorum.

Turizm Geliştirme Ajansı kuruldu ve faaliyetlerine başladı. Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir?
Turizm Geliştirme Ajansı’nın kurulumunda veya başlangıcında isimler gerçekten turizme yön vermiş ciddi insanlar. Dolayısıyla sinerji ve ciddi atılım çıkacağını düşünüyorum ama burada kişiler kadar ne yapılacağı da çok önemli. Bu konuda hiç bir bilgimiz yok. Bu yüzden konuya biraz çekimser bakıyorum. Ama kişilerin minimalinde baktığımız zaman uçup gidecek bir noktaya taşırlar diye ümit ediyoruz. Ben 22 yıldır sektördeyim. Bizim belki de bu sektördeki en önemli noktalarımızdan bir tanesi işimizi çok sevmek. İkincisi de ümidimizi hiç kaybetmemek. Bu yüzden Turizm Ajansı’nın çalışmasının da ülkemize katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Otellerdeki sisteme giren konaklama vergisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bizlere eklenen her külfet otellerde yapılması planlanan ya da düşünülen birçok gider noktasına etki etti. Her ne kadar direk gelen kişi ödüyor olsa da bunlar aslında direk yatırımcının cebinden çıkmış oluyor. Bunu da ben kişilerin veya kamudaki uzman olan kişilerin bunu yeterince doğru aksettiremediğini düşünüyorum. Bunlar ne kadar doğru aksettirilirse bu konuda o kadar çok gündemde kalır ve dileğim odur ki bu konaklama vergisi de bir an önce son bulur. Çünkü ülkede bu kadar sorun ve dert varken ülkede her bir yatırımcı devlete tabi olmadan kendi imkânlarıyla satış ve pazarlama için el vermişken bir de konaklama vergisinin çıkıyor olması hem gelen tüketiciye hem de bizlere külfet. Bu külfetin olmaması gerekirdi. Bunun Turizm Tanıtma Ajansı’nda kullanılacağını düşünüyorum ama bundan önce yaklaşık neredeyse Cumhuriyet tarihinden beri turizm ve turizm hareketleri var. 

Bunlar neden daha önce planlanmadı, neden rasyonel adımlar atılmadı diye düşünüyorum. O yüzden bu noktada külfet olduğunu ve bu noktadan da bir an önce dönülmesini ve harcama noktalarının başka yerlerden alınması noktasında kendimce fikrim var.

Son zamanlarda otellerde kalite düşüşü gündemde. Kalite konusundaki görüşlerinizi belirtir misiniz?
Biz otelin Satış ve Pazarlama departmanıyız. Otelimizin bir de operasyon departmanı var. Bu noktada onlara çok büyük iş düşüyor. Çünkü bizim satış argümanlarımızdan en büyüğü içerdeki operasyon. İçerdeki operasyon ne kadar güçlü olursa bizler dışarıya satışlarımızı o kadar rahat yapabiliriz. Bizler daha çok dışarda olursak içeriye o kadar satış gelir. Ama son dönemde yaklaşık son 10 senemize baktığımızda hem fazlaca otel açılımı ve bunun plansızca gerçekleşmesi tabi birçok noktada yatırımcılar ve duayenler nezdinde açılması teşvik ediliyor ama kendi kanaatimce birçok otel temsilcisi ve STK’lardan yöneticilerin kendi fikirleridir bu otel açılımını artık özellikle ihtiyacı bitmiş olan noktalarda son verilmesi. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi. Antalya gibi noktalarda artık tekrardan yenilemeye yönelik noktalarda destek verilmesi gerekiyor. Çünkü gerçekten bu arz fazlalaştıkça çok fazla otel oluşuyor ve çok fazla otel çalışanı olmak zorunda, kalifiye eleman ayarlamamız gerekiyor. Bu kalifiye elemanda yetişmiş eleman olmadığı işin her anlamda kayıp yaşıyoruz. 

Bizler eskiden Satışlarımızı yaparken arkamıza çok rahat bakabiliyorduk. Çünkü kalite onu gerektiriyordu. Bunun üzerine Y ve Z kuşaklarının da devreye girmesiyle oldukça zor kontrol ettiğimiz ve sürekli arkasından kontrol etmemiz gereken bir kuşak ortaya çıktı. Bir de bunlarla ilgilenirken maaşların yetersizliği, sigortaların tam olarak gerçekleştirilmemesi gibi birçok sorun bizi bu noktada kalitesizliğe sebep veriyor. Zincir otellerin büyük çoğunluğunda ve başarılı olanlarında şunu görürsünüz ilk önce yatırımı çalışana, sonra tüketiciye yani misafirimize yaparlar. Çünkü siz yatırımı çalışana yapmadıktan sonra aynı şeyi misafire yapmasını nasıl beklersiniz? Bu çok klasik bir noktadır. Bu noktaya uymakta herkesin görevidir ama bahsettiğim sosyal haklar, verilen maaşların düzensizliği, sigorta sıkıntıları gibi sebeplerden ötürü bu nokta iyice artık geriye doğru saymaya başladı. 

Keşke ileriye gitse ama şu anda günümüzde yaşanılan tablo geriye gittiğinin işareti ve delaleti. Bizde elimizden geldiğince destek olarak bunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz ama bu tek başına olacak bir şey değil. Okullarımızın buna çok büyük el atması gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarının okullarla otelleri bir araya getirmesi gerekiyor. Bunlarla ilgili çalışmalar ne kadar çok yapar ne kadar bunun üstüne düşersek ve sizler sayesinde bunları ne kadar çok dile getirirsek bazıları da bu noktada bazı önlemler almak durumuna gelecektir.

Otelinizde personel seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?
Satış ve pazarlama departmanı özelinde ilk önce beşeri özelliklere önem veriyorum. Kişi sabırlı olmalı, sebat sahibi olmalı, tevazu sahibi olmalı. Bu üç özelliği taşıyan kendine gerçekten kariyer hedeflemiş, hedefinde çalışma olan kariyerine önem veren tüm arkadaşlarımıza çalışmak isteriz. Çünkü diğer teknik özellikler nasıl olsa bizler tarafından kişilere anlatılıp, gösteriliyor ya da öğretiliyor. Ama en önemli nokta beşeri özellikler. Bu beşeri özelliklere sahip olmak her kişide sektörü veya çalıştığı bölüm ne olursa olsun zaten bu başarıya kendince ulaşacaktır diye düşünüyorum. 

Bizler bu noktada İnsan Kaynaklarımızla birlikte çalışıyoruz. İK departmanının ön taraması ve referans kontrolü araştırması oluyor. Referans kontrolü muhakkak yapmalıyız. Eşimiz ve dostumuz diye asla ve asla bakmamalıyız. Çünkü burada referans almadığımızda sonra başımıza ciddi dertler açabiliyor. Daha sonra arkadaşlarımız referans araştırmasını yaptıktan sonra ben teknik özellikler noktasında bir görüşme yapıyorum. En son görüşmeyi de Genel Müdürümüz ile hem vizyon hem bakış açısı hem ortama adaptasyon noktasında bir görüşme daha gerçekleştiriyor. Bu noktada da eğer faydalı olacağını düşünüyorsa işe alımını gerçekleştiriyoruz.

Kadın İstihdamına Otelinizde Önem Veriliyor Mu?
Yine kendi departmanımdan örnek verecek olursam, departmanda 6 kişi çalışıyoruz, tek erkek benim, 5 kadın çalışanımız ekibimde bulunuyor.

Öğrencilere staj imkânı sağlıyor musunuz?
Okullarla STK’lar bu konuda çalışmalar yapmak zorunda dedik. Ben hem okulum Balıkesir Turizm İşletmeciliği Bölümü Mezunlar Derneği’nin yaklaşık 10 sene yöneticiliğini yaptım. Sektöre 50-60 kişi istihdam ettim. Dernekle birlikte bu sayı yaklaşık 200-300’ü bulmuştur. En önemli noktada tabi ki staj dönemi. 

Staj dönemi ile alakalı hem Mart ayında yapılan Balıkesir Üniversitesi İstihdam Fuarı’na katıldık, hem de bölgemizde Kültür Üniversitesi’nin Meslek Yüksekokulu’nun değerli müdürleri ile stajyerler ile ilgili bir protokol anlaşmamız oldu. Diğer okullarımızda bizleri seçtiği sürece onlarla beraber de çalışmaktan memnuniyet duyacağız. Çünkü bu olayın en büyük noktası sadece mektepte değil, aynı zamanda alaylı da olabilmek. Yani bir o kadar da sektörde çalışabilmek. Biz buna önem verdiğimizden tüm okullarımıza kapımız açık.

Otelinizde israf ve atık yönetimi konusunda çalışmalarınız var mı?
Konuyla alakalı benim operasyonel anlamda dâhil olduğum bir konu değil. Bundan sonraki süreçte çalışma yapmak isteriz. Ciddi sarfiyatlar oluyor, bunların önüne geçmek lazım. Sosyal sorumluluk projesi olarak Wyndham grubuyla da paylaşacağız.

Son olarak 2020 yılı hedefleriniz ve beklentileriniz nelerdir? Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Geçen senenin yıllık hem fiyat hem de doluluk anlamında %20 üzerine koyabilmek. Özellikle banket, düğün ve Organizasyonlarla bu çeşitliliği arttırarak üzerine koyarak devam etmek. Çünkü 8 tane toplantı salonumuz ve balo salonumuz var. Amacımız bu sene bunları daha etkin kullanmak. Daha etkili kullandığımız sürece hedeflere ulaşacağımızı düşünüyorum.

Mesajım da şöyle özellikle sektörde turizmi nereye taşıyabiliriz noktasında ciddi bir çalışma var. Gerek kamu kuruluşlarında gerek başka unsurlar sebebiyle her tarafta böyle bir bloklama ve engelleme ile karşılaşan tüm turizm paydaşlarının hiç usanmamalarını, yılmamalarını, bu gemide beraber olduğumuzu ve hep birlikte çalışıp bu zorlukların da üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. 

Çünkü oteller kadar acentalarda önemli. Onlarında büyük sıkıntıları oluyor. Bizler onlara da elimizden geldiğince destek olmak ve bizlerin de iyi olabilmesi için yarınlara da ulaştırmak zorundayız. O yüzden hep beraber, el ele, gönül gönüle, ülkemizi daha iyi yerlere taşıyalım istiyoruz.
 

Kaynak: Haber Kaynağı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21