TURİZMİN SESİ
Günay, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ile Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nin geliştirilmesi çerçevesinde restorasyonu devam eden Süleymaniye Darüşşifası'nda incelemelerde bulundu.
Heyete bina hakkında bilgi veren kontrol amiri Lemi Benli, Mimar Sinan tarafından Süleymaniye Külliyesi içinde hastane olarak kullanılmak üzere 1500-1507 yılları arasında inşa edilen binanın, 1800'lü yıllarda askeri matbaa, 1974'te de Kur'an kursu olarak kullanıldığını anlattı.
Bakan Günay, gazetecilere burada yaptığı açıklamada, binanın son zamanlarda bakımsız durumda bulunduğunu belirterek, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindeki binanın 10 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edildiğini bildirdi.
Binanın, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nin geliştirilmesi çerçevesinde tahsis edildiğini belirten Günay, "Sanıyorum 10 yıllık tahsis daha uzun yıllar uzayıp gidecek" dedi. Restorasyon çalışmasının 12 Nisan 2010'da bitmesinin planlandığını bildiren Günay, şöyle devam etti:
"Dünyanın en zengin yazma eserler kütüphanelerinden birisi olan Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, çok sıkışık durumda...
Bölümleri yeterli değil. Burası bir ölçüde bizi rahatlatacak yeni bir ünite olacak. Süleymaniye Kütüphanesi'nin devamında bir de doğumevi vardı. Uzun uğraşlar sonucunda buranın da tahliyesini sağladık. Şimdi doğumevini de kütüphanenin devamı olarak kullanmak için Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden istedik. İlgili bakan arkadaşımdan konuyu hızlandırmak için talepte bulundum. Kütüphane, şifahane ve doğumevinin katılımıyla bugünkü mekanlarının neredeyse iki katına yakın bir alan açılmış olacak."
Bakan Günay, yazma eserlerin çok önemli kültür varlıkları olduğunu vurgulayarak, "Şimdiye kadar gereken önemin verildiğini söylemek mümkün değil. Türkiye'deki tüm yazma eserleri Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi başkanlığı altında birleştirmek için bir yasa önerisi hazırladık. Onu da bu dönem parlamentoya sunacağız. Böylece kültür tarihimizin, hazinemizin en önemli bilim merkezlerinden birisini layık olduğu statüye, saygınlığa kavuşturmaya çalışacağız" diye konuştu.
Günay, basında "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı (AKB) İstanbul'da ne yapıyor?" şeklinde eleştiriler yer aldığını da anımsatarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak İstanbul'da 2010 AKB Ajansı ile kültürel, tarihsel varlıkların ayağa kaldırılması konusunda anlaşmalar yaptıkların ı anlattı.
"2010 AKB Ajansı temel sponsorumuz haline geldi" diyen Günay, ajansın kaynaklarının yüzde 70'inin tarihsel mekanların onarımında kullanıldığını belirtti.
Günay, şunları kaydetti: "Ajansa hiçbir zaman basında söylendiği gibi abartılı yüksek kaynaklar gelmedi. Gelen kaynakların önemli bir kısmını da tarihi mekanların ayağa kaldırılması için değerlendiriyoruz. Burası da ajansın sponsorluk yaptığı önemli eserlerden birisi. Burası insanların bakımı için kullanılan bir şifahaneymiş. Şimdi de burayı tarihsel önemi olan, bulanmaz nitelikteki kitapların iyileştirilmesi, şifaya kavuşturulması için kullanacağız. Ayrıca yazma eserler konusunda eğitim ve bilim merkezi haline getirmeye çalışacağız."
Yetkililerden restorasyonun en kısa sürede bitirilmesini isteyen Günay, yetkililere "Her şey titizlikle yapılacak, zamanında yapılacak, uzatma yok. Bunu bilmiş olun. Ben sık sık gelirim, ona göre... Kötü olmayalım" uyarıs ında bulundu. Binanın altındaki dükkanların kamulaştırılması iç in de talepleri olduğunu belirten Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nasıl olmuşsa geçmiş yıllarda bu eserlerin vakfiyesi olan yerler satılmış. Süleymaniye Camisi'nin karşısındaki dükkanlar aslında bütü n bu çevredeki vakıf eserlerin bakımı için kullanılan kaynaklardır. Ancak önceki dö nemlerde vakıflar bunları satmışlar, ama bunlar hukuki olarak satılamaz. Süleymaniye Kütüphanesi'nin girişinin hemen iki yanında, bir tarafta oyuncak satan, bir tarafta gömlek satan iki dükkan var.
Süleymaniye gibi dünya çapındaki tarihsel bir kütüphanenin girişindeki bu manzara tarihe saygılı bir milletin eserlerine göstermesi gereken değere yakışmıyor. Onların da kamulaştırılması ve en azından bir kitap teşhir mekanı olarak değerlendirilmesi konusunda bir girişimimiz var. Vakıflardan bunu da istedik. Tarihe saygı, geleceğe saygıdır."
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bir gazetecinin "Kuru fasulyeciler de kaldırılacak mı?" sorusu üzerine şöyle konuştu: "Bence hepsi aynı durumda. Bunların bir kısmı kiraya verilebilir. Ancak Süleymaniye Kütüphanesi'nin ana girişine, kütüphaneyi çağrıştıran bir görünüm verilmesi gerekir.
Dünyanın en önemli bilim merkezlerinden birisi, girişinden itibaren bir bilim, kültür ve sanat merkezine girdiğinizi hissetmeniz lazım. Bir tarafta mintanlar, bir tarafta lastik oyuncak asılı... Böyle bir ortamda bir bilim merkezine girdiğinizi nasıl hissedebilirsiniz? Oradan başlayacağız. 'Bütün dükkanlar gönderilecek' diye yanlış anlaşılma olmasın. Genelleme yapmıyorum. Girişin bir kütüphane girişine benzemesi, öteki dükkanların da kullanılış fonksiyonlarının düzenlenmesi gerekir. Bu mekandaki her iş yerinin, içindeki her kişinin bu kutsallığı, tarihselliği hissetmesi ve buna göre davranması lazım. Elbette burada bir ticari fonksiyon olacak, ama hepsinin bu tarihi ortamın dokusuna uygun olması lazım."
Beyazıt Kütüphanesi'nde restorasyon çalışmalarının da devam ettiğini belirten Günay, depremden bu yana unutulmuş konumda olan Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi'nin de onarılacağını söyledi. Günay, "Orası da çok üzüntü verici bir durumda" dedi. Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Emir Eş de binanın Kur'an kursu olarak kullanıldığı dönem ile bakanlığa tahsisi arasında geçen sürede tinercilerin, olumsuz kişilerin barınağı haline geldiğini ifade ederek, kubbelerdeki kurşunların büyük bir kısmının çalındığını söyledi.
binanın altında kamulaştırılması için çalışılan dükkanları da gezdi ve tekrar Süleymaniye Kütüphanesi'nin girişine geldi. Kütüphanenin girişinin tezgahlar ile dolu olduğunu gören Günay, bu tezgahların kaldırılması ve kütüphane girişinin açılması talimatı verdi. Bakan Günay, esnafı "Böyle olmaz. Süleymaniye Kütüphanesi'nin girişi böyle olur mu? Burası dünyanın en önemli yazma eserler kütüphanesinin girişi... Camiden çıkan kütüphaneyi görmüyor. Arkadaşlar toplamazsanız sergileri kaldırtırım. Hadi? Camiye gireceğim. Çıktığımda hala bu güzergahı kapatan sergi görürsem, kaldırtırım" diye uyardı.
Daha sonra restorasyonu devam eden Süleymaniye Camisi'nde de incelemelerde bulunan Günay, çıkışta gazetecilerin "Kütüphanenin girişi nasıl olmuş?" sorusu üzerine "Olmamış... Bu kadar işte... Bu makyaj, düzenleme değil. Benim asıl kastettiğim düzenleme bu değil. Şimdi en azından girişi görüyorsunuz, ama yeterli değil" dedi. Çevredeki zabıta ve güvenlik memurlarını da uyaran Günay, "Buraya şemsiye, tezgah, sandalye bir şey konulmayacak. Camiden çıkan burayı tertemiz görecek. Depo gibi gözükmeyecek. Bu manzara ne Süleymaniye'ye, ne tarihi dokuya, ne yazma eserler kütüphanesine uygun. Yılların ihmali var. Burası yemek sahası değil, hep taşmış vaziyette" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bir gazetecinin İstanbul Gösteri Merkezi'nin yıkılmasına ilişkin soruya da konunun ayrıntısı hakkında bilgi sahibi olmadığını ifade ederek, "Ancak İstanbul'un böyle bir kapsamlı merkeze ihtiyacı var. Yangın çıkınca üzüntülerimi bildirdim. Orada önem verdiğim bir sanat gösterisi yapılıyordu. Onlar sanıyorum kendilerine uygun bir mekan arıyorlar" yanıtını verdi. Günay, bir soru üzerine, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bahçesinde, "1. Ulusal Çizgilerle Anadolu" konulu karikatür yarışması eserleri sergisinin açılışına katılamayacağını bildirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.