TURİZMİN SESİ
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) düzenlediği 1.Uluslararası Turizm Forumu’nda, Türkiye Bilişim Vakfı Genel Sekreteri Çağdaş Ergin’in moderatörlüğünde düzenlenen ‘Sırada ne var? Zekâ ve Big Datanın Rolü’ paneli, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, TFI TAB Gıda CTO’su Kübra Erman Karaca, Cerebrum Tech Kurucu Başkanı Erdem Erkul ve Ernst and Young Türkiye Yönetici Ortağı Onur Doğan’ın katılımlarıyla gerçekleşti.
Pandemi döneminde dijital dünyada yaşanan ileriye dönük sıçrama ve yeni dönemde hayatımıza giren alışkanlıkların değerlendirildiği panelde, ilk olarak TFI TAB Gıda Teknolojiden Sorumlu Başkanı (CTO) Kübra Erman Karaca paylaşımlarda bulundu.
Karaca, cümlelerine ‘‘Aslında dijitalleşmenin hızlandığı bir dönemdeydik. Araya pandeminin girmesiyle dijitalleşme de hız kazandı. Özelikle e-ticaret tarafında da turizm sektörünün çok önemli bir yeri vardı ve büyümede çok pozitif bir etki yaratıyordu. 2019’da çok önemli bir büyümeyi de yakalamıştı. 2020’de pandeminin etkisiyle belirli kayıplar yaşandı. Özellikle en çok etkilenen sektörlerden birisi turizm sektörü oldu. Toplam dijital ticaretimiz içindeki payı da yüzde 42’lik bir küçülme yaşadı. Halbuki, geçtiğimiz yıllarda yüzde 40’lara varan bir büyüme söz konusuydu. Toplam ticaret içindeki payı ve kendi ciro anlamdaki hacmi de düştü. Ancak bunları tabii fırsat olarak değerlendirmek lazım. Yapay zekayı kullanarak farklılaşma konusunda üç örnek verebiliriz; chatbot ve çevrimiçi müşteri hizmetlerinin sunulması, özellikle oteller açısından büyük önem taşıyor. Yaygın olarak da kullanılmaya başlandı. Bu sayede otel ya da hava yolu şirketi 7/24 hizmet vermeyi sağlayabilmiş oluyor. Bunun önemli bir yer aldığını ve gelecek dönemde de almaya devam edeceğini düşünüyoruz.’’ şeklinde başladı.
Konuya ek olarak ‘face to face’ müşteri hizmetlerinden bahseden Karaca, ‘‘Bu da yapay zekanın kullanımı müşteriyi tanıma, müşteri beklentilerini kavrama bakımından son derece önemli. Mesela, Hilton otelinin bir yapay zekaya sahip robotu var. Bu robot müşterilere farklı dillerde iletişim kurarak bilgi verebiliyor. Bu da daha iyi hizmet vermesi ve süreci daha iyi yönetebilmesini beraberinde getiriyor.’’ dedi.
Büyük verilerin toplanması, işlenmesi ve analizlerinin yapılması gerektiğini vurgulayan TFI TAB Gıda Teknolojiden Sorumlu Başkanı Kübra Erman Karaca, ‘’Burada da müşteri için uygulamalar ön plana çıkıyor. Bu noktada turizm sektörü için en önemlisi fiyatlandırma stratejileri. Kârlılık analizleri, fiyatlandırma stratejileri rakiplerine karşı bir fark yaratabilmeleri açısından veya kendilerini daha iyi konumlandırmaları bakımından verinin ve yapay zekanın kullanılması önemli bir avantaj sağlıyor.’’ cümleleriyle pandeminin, yaratıcılık ve inovasyon noktasında itici güç oluğunu; veri ekonomisinin turizm ekonomisine sağladığı faydalar konusunda yenilikçi teknolojilere ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etti.
Panelde paylaşımlarda bulunan bir diğer isim, Cerebrum Tech Kurucu Başkanı Erdem Erkul oldu.
Sektörün ve dünyanın dijitalleşen geleceği ile ilgili Erkul, ‘‘Matbaayı örnek alalım. 16. yüzyılda matbaa bütün iletişimimizi ve hayat biçimimizi değiştirdi. Bugün blok zinciri aynı durumda. Bir internet devrimi gibi. Özellikle turizm sektörünü de etkileyecek iki başlık yapay zekâ ile büyük veri. Özellikle büyük verinin analiz edilerek sınıflandırılmış anlamlı ve işlenebilir bir hale dönüştürüldükten sonraki hali, bize önümüzdeki dönemlerde hem iş hayatımızda hem de turizm sektörünü farklı bir şekillendirme olanağı sağlayacak. Sürekli kullanılan sosyal medya hesaplarındaki etkileşimler, arama motorlarında yapılan aramalarda bırakılan izler, banka hesapları ile yapılan hareketler, bloglar, mailler, sensörler ve tüm etkileşimleri bir araya getirince büyük bir veri yığınını bize getiriyor. İşte bu büyük veriyi analiz edebilen işletmeler ve kurumlar bir adım öne geçecek. Önemli olan bunu analiz edebilmek, hizmet alan veya karar verenlere sunabilmek. Büyük veriyi kullanan şirketler bu turizm sektöründe de böyle yüzde 50’den daha fazla bir kazanç elde etmiş. Pazar çalışmalarında yüzde 41 etkili olmuş. Reklam harcamalarını %37 azaltmışlar. Sosyal medya kullanımlarında ise %40 oranında daha başarılı olmuşlar. Özellikle yapay zekanın önümüzdeki dönemlerde farklı farklı sektörlerde ve turizmde karşımıza çıkacağını düşünüyorum.’’ cümleleriyle, yapay zekâ ve data oluşturmanın öneminin altını çizdi.
‘Diplomaların artık son kullanma tarihi var.
Biz, yeni becerilerle, yetkinliklerle farklı bir şekilde kendimizi güncellememiz gerekiyor.’
Hızla değişen seyahat alışkanlıklarında oluşacak yeni iş kolları ile ilgili, ‘‘Sadece insanoğlu rakibimiz değil, makineler de robotlar da rakibimiz. Örneğin, 2016 ile 2025 yılları arasında havacılık seyahat ve turizmde dijitalleşmenin artan karlılık yoluyla endüstri için 300 milyon dolarlık bir değer yaratması bekleniyor. Dijitalleşme serüvenine geç kalan işletmeleri şüphesiz zor zamanlar bekliyor. Yetkinlikler dönüşüm ve değişim projesinden etkilendiğini hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Dijitalleşme sürecini özgür irade kaybı, işlerin insani denetimden çıkması gibi algılamak yerine bunu bir fırsat olarak değerlendirmek, yetkinliklerimizi geleceği doğru şekillendirerek gelişmemiz gerekiyor. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle eski işler elimizden gidecek belki ama, yerini de yenileri alacak. Önümüzdeki 5 yılda 70 milyon iş kaybı olacağı düşünülüyor ama buna karşın 130 milyon da yeni iş gelecek. Bardağın dolu tarafından bakmamız gerekiyor.’’ sözleriyle Erkul, sektördeki değişimin yaratacağı fırsatlara odaklanmak gerektiğini savundu.
Panelde bir sonraki konuşmacı olan Ernst & Young Türkiye Yönetici Ortağı Onur Doğan, ‘‘Seyahat deneyim haritaları eskiden tamamen fiziksel ortamlardan geçiyordu ve tamamen fiziksel olan baz alınıyordu. Şimdi bu deneyim haritaları ilk etapta dijitalle beraber kesişecekler. Şu anki fiziksel dünya, bilgi dünyası ve internet dünyası ile bu denetim haritasını değiştirmeye başladı. Diğer bir noktada şu an bu toplantıyı yaptığımız gibi komple dijitale dönen deneyim haritaları da var. Biz benzer şekilde özellikle turizmle beraber sanat ve diğer konularda özellikle insanların daha çok farklı ilgi alanları olduğunu fark ettik. Öncelikli olarak burada kesinlikle veriyi anlamlandırmamız lazım. Zaten bu verinin yüzde 90’ını son 10 yılda ürettik ve şu an binde beşini kararlarda kullanabiliyoruz. Yani çok az bir veriyi kararlarımızda kullanabiliyoruz. Aslında yapay zekâ maalesef, konuştuğumuz kadar uygulamamızda ve hayatımızda yer almıyor. Burada öncelikle veriyi yönetme, veriyi anlamlandırma, veriden bir öngörü yaratma, öngörüden yola çıkarak mümkün mertebe bir karar ve o kararın üzerinde de aksiyona giden bir yapay zekâ ve veri üzerine çalışmanın hayatımızın derinliklerine girdiği yaşam döngüsü göreceğiz.’’ cümleleriyle yapay zekâ ve yenilikçi teknolojinin, gün geçtikçe hayatımızı şekillendirmeye devam edeceği öngörüsünü paylaştı.
‘2020’de 20 milyar civarında cihaz internetimize bağlı ve bu rakam giderek artıyor.’
‘‘Örnek olarak; Göbeklitepe yıllarca öyle kalacak. Bizim, Göbeklitepe’den üreteceğimiz dijital ciroyu yükseltmemiz lazım. Herkesin, Türkiye’nin içinde bulunmadan bile gelişebilen dijital dünya ekonomisi ile ciroları nasıl artırabiliriz sorusunun sorması lazım.’’ cümleleriyle Ernst & Young Türkiye Yönetici Ortağı Onur Doğan, dijital platformda turizm değerlerimizin pazarlanması konusunda çağrıda bulundu.
Panelde son olarak, Türkiye Teknolojileri Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav değerlendirmelerde bulundu.
Önümüzdeki 10 sene ile ilgili olarak Ultav, ‘‘Veri ekonomisinin temelinde en önemli şey; veriyi enformasyona, enformasyonu bilgiye, bilgiyi bilgeliğe, bilgeliği bilmediğini bilme noktasına taşımanız. Burada tanımlayıcı, öngörüsel ve yönergesel analitikler çok farklı noktalarda ve sadece verinin analitiği değil, işin ve iş modellerinin analitiği, her aşamadaki riskin analitiği, davranışların ve sosyal yapının analitiği gibi birçok veriyi kucaklayan bir döneme doğru gidiyoruz. Dolayısıyla dijital ötesi dediğimiz zaman, temeldeki dip dalga, temeldeki bu değişim dediğimiz zaman, veri ekonomisiyle yüzleşebilme çok daha önemli. Veri bazında yaptığımız tüm analitikleri iş, sosyal ve yahut da doğayla olan insan ilişkileri alanındaki yapılara taşımak çok çok önemli. Buradaki bütünselliği kavrayabildiğimiz ölçüde, veri ekonomisine geçişi mümkün kılabiliriz.’’ dedi.
“Salda Gölü’nde Mars Gezisi”, “Göbeklitepe’de Astrofizik Şölen”
“Kars’ta 2. Nikola ile Peynir Şöleni”
Turizm değerlerimizin tanıtılması anlamında örnekler veren Ultav, ‘‘Önümüzdeki dönemde bu akıllandırma ve sürdürebilirlik en önemli meydan okumaları oluşturacak. Buralarda dijital çözümlerle güçlenmek zorundayız. Ama bugün Covid, yarın Ukrayna krizi gibi karmaşıklığın kaosun yoğun olduğu bir dönem ve turizmciler açısından morali de düzgün tutmak gereken bir dönem. Buralarda dayanıklılığı kurgulamak, sistemin içerisine, yani böyle kaos dönemlerinde dayanıklı iş modelleri uygulama konusu çok önemli. Dayanıklı iş modellerinin tam merkezinde basit, uç noktalarında çeşitlenebilen modeller olmalı. Önümüzdeki dönemde bilimle çok yakın çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de çok yakın dönemde temel teşkil edecek iş modellerini akademiyle, kamuyla, gençlerle, iş dünyasıyla yapacak bir mekanizmayı da kurmak gerektiğini düşünüyorum.’’ cümleleriyle sektördeki hareketliliğe ve rekabete dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.