• BIST 9639.77
  • Altın 2948.428
  • Dolar 34.6482
  • Euro 36.4157
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

REKLAMLARDA GERİLLA TİPİ

REKLAMLARDA GERİLLA TİPİ
Küresel krizler turizm sektörünü nasıl etkiler? Bu çerçevede 2009 yılında turizm sektörünün beklentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
TURİZMİN SESİ
Turizm, bölgesel ve global anlamdaki tüm olumsuz gelişmelerin etkilerinin ilk hissedildiği sektörlerin başında gelmektedir. Türk turizm sektörünün de yakın tarihimizde kriz anlamında bazı gelişmeler yaşadığı bilinmektedir. Ancak sektörün yapısı bu krizlerin etkisinin kısa vadede giderilmesini sağlamıştır. Uluslararası ekonomide geçerli olan kendi inisiyatifinizi kullanabilmenizdir. Yoksa yerinize başkaları bunu kullanırlar. Konaklama, tur operatörü, uçak şirketi gibi bir bütünsel bir yapılanmaya sahip Türk turizm sektörü de kriz dönemlerinde bu gücünü kullanarak zor dönemlerin ardından başarı çizgisini devam ettirebilmiştir.

Bakanlığın tanıtma kampanyalarında sağladığı esnek ve dönemin gereklerine uygun kararlar yanında; teşvik ve destek sistemlerini de harekete geçirebilmesi Türk turizm sektörünün çabalarını destekleyen bir ilave güç olmuştur. Meslek örgütlerinin birlikten yana ortaya koydukları yaklaşım da zor dönemlerin unutulmaması gerekenleri arasındadır.

Dünya turizm sektörü bir paylaşım ekonomisidir. Bu turist gönderen başlıca ülkelerden, hedef ülkelere ve genelde de yaz tatili (güneş, kum deniz) amaçlı arzdan düşen kişi sayısıdır. Gelişmiş ülkelerin milli gelir ve harcama eğilimlerinin belirlediği bu miktar normal dönemlerde yıllık bir artış hızına sahiptir ve bu nedenle de turist kabul eden ülkelerin paylarına da artış olarak yansır. Bu yaklaşımla 2009 yılında kaynak ülkelerde bir azalma olacaksa bu da kabul eden ülkelere piyasa payları oranında yansıyacaktır. Yapılabilecek olan tanıtma kampanyalarını bu özel dönemin süresini iyi tahmin ederek neden tercih etmeniz gerektiğini ortaya koyacak şekilde düzenleyip yönlendirmektir. Piyasanın kararsız olduğu dönemler tanıtımda farklı ve hatta bir reklamcılık deyimi ile biraz da daha atak gerilla tipi yöntemler benimsenmesini gerektirir.

Kabul eden ülkelerin döviz kazancı gönderen ülkelerin kaynaklarından oluşur. Bu nedenle pek çok ülke ekonomik zorlukların olduğu dönemlerde vatandaşlarına kendi ülkelerinde kalmalarını öneren tavsiyelerde bulunur. Buna karşı üreteceğiniz ülkenizin tercih edilmesini gerektiren nedenleri çok iyi bulmanız yanında kendi iç turizm kaynaklarınızı da kullanabileceğiniz şekilde bir planlama yapmak gerekir. İlk krizin yaşandığı dönemlerden beri söylendiği üzere turizm ekonomisini sadece dış turizm kaynaklı düşünmemek gerekir. İç talebi artırabilecek yöntemlerin de ortaya konması bu aşamada daha da önemli ve kalıcı olan bir pazarlama tarzıdır.

Tahminlere göre (dış turizm en ince noktasına kadar sayılmasına rağmen) Türkiye'de tatile çıkan sayısı 20 milyonun üzerindedir. İkinci konut ve kendi özel bölgelerinde yoğunlaşmasına rağmen bu kapasiteyi artıracak ve turizm işletmelerine yönlendirecek kampanyalara da ağırlık verilmesi turizm işletmeleri kadar turizm için üretim yapan sektörlerde de iş hacminin devamını sağlayacaktır. Bu bağlamda iç pazara yönelik fuar ve geçen yıllarda TÜROFED ve diğer meslek kuruluşları tarafından da desteklenen kampanyaların tekrar gündeme getirilmesidir. Tanıtımda devamlılık başarıyı artıran önemli bir tercihtir.

Gelişmiş – gelişmekte olan tüm ülkeler ekonomik durgunluğa çare arıyor. 2009 yılının ve devamının zor yıllar olacağı; doğru karar alabilen ve öncelikli sektörleri iyi belirleyen ülkelerin krizden çıkma konusunda avantaj sağlayacakları kesin. Dönem; bireylerin, şirketlerin, sivil toplum kuruluşlarının, Devletin tek başına bir şey yapabilecekleri bir dönem değil. Söz konusu aktörlerin birlikte hareket etme zamanı.

Turizm sektörü ekonomik krizin olumsuz etkilerinin azaltılmasında Türkiye için önemli bir potansiyel. Bu potansiyel çok iyi değerlendirilmeli ve sektörün beklentileri karşılanmalı. Dünya turizm piyasasında ilk on ülke arasında olan ülkemizin ekonomik krizden çıkmasında turizm sektörü öncelikli rol üstlenecek. En az destekle en fazla katkı sağlayacak sektör turizm sektörü olarak değerlendirilmeli.

Maliyet unsurlarını kalıcı bir ucuzlukla sağlanması hazır imkânlar sunulmasından daha önemli. Mesela bu kapsamda başlattığımız BEYAZ YILDIZ Projesine verilecek bir kamusal destek kalıcı etkilerin başında gelecektir. Konuklarımızla paylaşacağımız işletme maliyetlerini azaltıcı yöntemler iş gücü giderlerimize katkıda bulunacaktır.

Yatırım, iş gücü büyüklüğü ve satış hacmi ile Türkiye ekonomisinde önemli bir yapıyı oluşturan turizm sektörünün krizi fırsata dönüştürme gibi basit yöntemleri kısa dönemli olarak benimsemesi yerine bu dönemi kalıcı tedbirlerin tespit edildiği ve uygulamaya başlandığı yöntemlerle ve en önemlisi birlik içerisinde değerlendirebilmesi önemlidir.

Seçim AYDIN
Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Başkanı
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) II. Başkanı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21