TURİZMİN SESİ
Oruçluyken spor yapılır mı ; Eğer profesyonel spor yapıyorsanız kesinlikle oruç tutmayın! Eğer amatör sporcuysanız dozajını biraz düşürerek günlük aktivitenize devam edebilirsiniz. Hem oruç tutup hem de spor yapmak istiyorsanız; Öğleden sonra spor yaparsanız, uzun süre aç kaldığınız için kan şekeriyle ve metabolizmayla ilgili bazı problemlerin ortaya çıkacağı kesin. Onun için oruç tutanlar, herhangi bir sportif aktivitede ya da amatörce birtakım egzersizlerde bulunmak istiyorsa; sahur ya da iftardan 2-3 saat sonra yapılması en uygunudur.
Oruçluyken spor yapan kişilerinin dikkat edeceği önemli nokta ise ; Kişinin uzun süredir yaptığı sporu oruçluyken sürdürmesinde bir sakınca yok. Çünkü zaten kişinin o spora karşı adaptasyonu vardır. Ama dikkat etmesi gereken, Ramazan ayı süresince sporun dozunu düşürmektir.
Tansiyonla ya da vücut ve şeker metabolizmasıyla ilgili sorunlar çıkabilir. Bu da kişinin ani bayılmasına sebep olabilir. Oruçluyken ekstrem sporlardan uzak durmak gerekir; yamaç paraşütü ya da dağcılık gibi... Çok uzun süre koşmak da tehlikeli olabilir.
Hafif sporları sürdürebilirsiniz ama ağır sporları yapmamakta fayda var. Özellikle de kardiyovasküler sisteme dayalı sporlara ara vermek gerekir. Örneğin atletizm, yüzme, basketbol, voleybol ya da tenis... Ama hafif fitness ya da yürüyüş gibi sporlara devam edilebilir. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var; spor süresince terlemeyle vücutta çok fazla sıvı kaybı oluşur. Oruç süresince sıvı alamadığınız için terlemeyle birlikte, vücuttan atılan bazı temel elementleri yerine koyamıyorsunuz. Bu da vücutta zarar yaratabilir. Kalp hızı ve tansiyonun ise oruçlu olup olmamakla ilgisi yoktur.
Hem benim hem de bu çalışmaları yapanların ortak görüşü; oruç tutan sağlıklı genç insanlar, eğer iyi eğitilmiş ve ne yaptıklarını biliyorsa, çok ağır olmayan günlük egzersizleri yapabilirler. Profesyonel sporcular ya da yarışma sporu yapanlar, oruç tutarsa, sağlık sorunu yaşayacaklarını ya da performanslarının düşeceğini bilmeli. Ramazan süresince beslenme konusunda şu noktalara dikkat etmekte yarar vardır:
Sık sık ve azar azar beslenilmelidir (sahur, iftar ve 2 - 3 ara öğün şeklinde).
Besinler çok iyi çiğnenmeli, yavaş yenilmelidir.
Mutlaka sahura kalkılmalı ve yemek yemek yerine hafif bir kahvaltı tercih edilmelidir.
Uzun bir açlık sonrası, iftara mümkünse 1 kase çorba ile başlayarak 5 - 10 dakika kadar yemeğe ara verilmeli, ardından ana yemeklere devam edilmelidir.
İftar ile sahur arasında belirli aralıklarla su ve diğer içeceklerden yeterince içilmelidir.
Daha hafif ve sağlıklı olması için yiyecekler kızartma ve kavurma yerine; haşlama, ızgara yapma, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanmalıdır.
Oluşabilecek kabızlığı önlemek için, lif oranı yüksek gıdalar (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebze ve meyveler) tercih edilmelidir.
Lokma, tulumba, baklava gibi ağır tatlılar yerine; sütlü, meyveli tatlılar tercih edilmelidir. Hatta bu tatlıların yapımında - enerji alımını azaltmak adına - yapay tatlandırıcılar tercih edilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.